bugün

Aradaki yaş farkı süresince çocuk olabilen kişidir. Sonrasında abladır o, üç yaşında da 13 yaşında da, 23 yaşında da . . .

Yine de güzeldir abla olmak, ilkleri yaşatır iyi de olsa kötü de olsa.
ilk duyduğunuzda şaşkınlık ve gurur verir.
büyürken olgunluk kazanırsınız. sabır gerekir.
büyüdüğünde can dostunuz olur.

sonra da bütün huylarınızı öğrenir, siz sinirden kudururken "ama çok komik görünüyorsun" diyerek karşınızda sırıtır.
yaptığınız ilk yemekleri yiyecek birinin olmasıdır .

(bkz: kardeş)

(bkz: deney faresi) *
zor meziyettir. eğer kardeşinizle aranızdaki yaş farkı çoksa gözünüzün önünde bir çocuğun yavaş yavaş yetişkin oluşunu görürsünüz. hele birde kız kardeşiniz varsa göğüsleri çıkmaya başladığı, çocuklukla genç kızlık arasında kaldıkları o sancılı dönemde çok zorlanırsınız. büyüyor diye anlamsız bir kızgınlık bile olabilir sizde. daha dün minicikti bu ne zaman göğüsleri çıkmaya başladı, yakında reglde olur şimdi bu! dersiniz*. tecrübelerinizle düşe kalka öğrendiğiniz her şeyi ona o düşmeden öğretmek istersiniz. abla olmak; anne gibi merhametli, baba gibi koruyucu olmaktır.
öyle basit bir şey değildi abla olmak. hiç de beklenmedik bir şeyse hepten damdan düşer gibi bir anda olduysa siz de bir yerlerden düşersiniz. düşerken de düşünürsünüz, düşlerin hiçbir zaman bitmediğini görerek. 2 kardeştik ve küçük olan bendim. tapılası bir ablam vardı. her şeyin en iyisini bilen, her şeyin en güzelini yapabilendi. o bir süper kahramandı. uçmasa da uçururdu beni. pelerini olmasa da pelerin takardı bana kucağına alır kuşsun sen haydi uç derdi küçücük elleriyle. ben ailenin en küçüğü olarak o şımarık çocuklardan* olmadım hiç. uzaylı da değildim fakat astronot olma isteğim bende uzaylı olmama neden olacak karaktere büründürdü beni bir şekilde. yalnızlık hissi, konuşmamazlık, her şeyi kağıtlara dökmek. okuma yazma bilmiyorken bile 'evet o mısırlı hiyeroglif yazısını bulan genç şahıs bendim' kağıtlara şekiller yapıp öyle derdimi anlatmak istiyordum. sanki çok derdim varmış gibi. evet vardı. çok ilginç bir şekilde daha çok kağıdım olsun istiyordum. tükenmez kalem tükeniyoru ama kanmıştım ben bir kere tükenmeyeceğine. geceleyin hep başka kalem koyarlarmış kalem kutuma hayalkırıklığı sonradan oldu her neyse. yıllar sonra abla oldum. eyvahlar olsun bu çirkin şey benim kardeşim mi? hayır o daha yıkanmadı o yüzden öyle çirkin gözüküyor. ikinci görüşümde bembeyaz, tatlı mı tatlı, iri iri gözlerle bana bakan ufacık tefecik benim gibi turşu olan bir bebek vardı karşımda. kucağıma aldığımda hissettim abla olmayı. her seferinde düşürmekten korktum seni bebek. düşler hiç bitmezdi ki ben de seni düşürmeye korkasaydım. adını ben koydum bebek. ablam gibi akıllı benim gibi çalışkan olmanı istedim bebek. sen hep bana benzedin. bense seni kıskandım bebek. çünkü ablama abla diyordun.* o benim ablamdı oysaki. idrak edememişim, küçüktüm, sen de haklıydın. sen hep bana benzedin, ben ne yaparsam onu yaptın bebek. şimdi koskocaman oldun. eşek kadar oldun desem de sen hala kucağıma ilk aldığımda düşürmekten korktuğum o tatlı hissi veren bebeksin. bense hala abla olmayı öğreniyorum, seni kucağıma alamasam da kollarımla sarıp hala öpüyorum koskocaman.
- 28 yaşında olmasına rağmen, onun hala çok küçük olduğunu sanmaktır.
- cebindeki son parayı harçlık olarak verebilmektir.
- ne kadar kızdırırsa kızdırsın, saniyenin onda birinde affedebilmektir.
- ne zaman sana ihtiyacı olsa, burdayım diyebilmektir.
- tarifsizdir.
sizden bir yada iki farketmezki, küçüğün sorumluluğunu ve geleceğini kendi geleceğinle düşünüp taşımaktır, omuzlarında.
ekstra sorumluluk.
eğer 3 çocuk varsa sana abla diyen anne yarısı değil, bir buçuk anne olursun. hatta biraz yüz veriyorsan, şımartıyorsan, yemeklerini bile yapıp her şeyleri ile ilgileniyorsan her konuda anneden önce sana gelirler, başını alamazsın.

ama her biri için ölürsün, o ayrı. baktıkça, niye ben bu çirkin insanları diğer herkesten daha çok seviyorum diye düşünürsün...
küçük kardeşi masal okuyup uyutmaktır *
kardeşiniz olmasa bile kardeşiniz sayılan kuzenlerinizin ablası olmak demek, aniden odanızın basılıp tüm kıyafet ve eşyalarınızın yağmalanması demektir...
yarı anneliktir. kendi çocuklarınıza sahip olana kadar onlarla idare etmektir.
yeri gelince kardeşleri sopalama zevkini tatmaktır.
potansiyel yürüyen cüzdan görevi görmektir.
çok sevmektir.
kardeşini kendisi kadar sevmek.
koruyup kollamak.
ödevlerini yapmasına yardım etmek.
kavga etmek ama 5 dakika geçmeden barışmak.
canı acıdığında için yanması.
hasta olduğunda iyileşmesi için sabaha kadar dua etmek.
Abla değilim bu duyguyu bilmem. Ama erkek kardeşini sevgilisinden kıskanma durumu diyebilirim. Evet erkek arkadaşımın ablası bana bunu yaptı. Şans eseri sinemada aynı salona girmemiz ve film arasında ablasının erkek arkadaşımla beni görmesi sonucunda oluşan o pis bakışları hala unutamam. Hiçbir kız "abla" ile böyle tanışmayı hayal etmez.
her zaman büyük olmaktır. kardeş büyüse de sakalları çıksa da boyu sizinkini 2ye katlasa da siz ondan her zaman büyüksünüzdür.
abla olmak, her zaman her şeyden taviz vermektir. çikolatasını yer sizinkine bakar, verirsiniz. parası biter gelir miyavlar * verirsiniz. zaman gelir hayatınızı istese yine vereceksinizdir.
abla olmak hayatın ta kendisidir. kendizini düşündüğünüz kadar onu da düşünürsünüz, ister istemez hep aklınızdadır. alış verişe gidince hep gözleriniz ona bir şeyler arar çünkü kardeş her zaman bir şeyler bekler.
abla olmak bir başka can için de nefes almaktır.
tarif edilemez bir güzelliği vardır abla olmanın. aranızda 12 yaş fark varsa daha da tatlı bir hal alıyor. her zaman yanında olabilmek, onu ilk okula götüren kişi olmak, ona yemek hazırlamak hatta bazen birlikte oturup * saatlerce çizgi film seyretmek. birlikte gezmek, onunla para biriktirip oyuncaklar almak. daha o kadar çok şey var ki tarif edilemez bir güzelliktir bu.
-tam tokatı gediğine oturtma anında, kardeşin gözündeki parıltıya siniri kurban etmek.

-ödevlerini son ana kadar yapmayan kardeşin, bir gün kala dönem ödevini yazıp bitirmek.

-''ablağ canım kek istedi'' sesini duyduğunda saat gece 1 se bile ''banane lan'' diyememek ve ordan 3 yumurta çıkar yoğurdu da al gel demek.

-üniversite okurken ufak kardeşin sizi çalışıyor zannetmesiyle -bi türlü anlamaz okuduğunuzu- bayram tatillerinde eve gidildiğinde ''bana ne aldın applam'' diye boynunuza atladığında, eli boş gitmemek için harçlığı zorlayıp baba taklidi yapmak.

-9x8' in kaç ettiğini anlamayan kardeşe en az 5393 kez çarpım tablosu ezberletmek.

-kardeşin itinayla kırdığı, annenin göz nuru cam takımlarını yok etme kabiliyeti barındırmak, cam takımına ölü taklidi vermek.

-ingilizceyi ''vas yor neym'' den ibaret sanan kardeşe, öfkeli tatarramazan kıvamına gelinceye kadar gramer öğretmek.

-parası biter zaten hep bu ipne kardeşin, alışkanlık yapmıştır bide, boktan yere cüzdandan 2. bi gider gözü açılır.

-kardeşin yazılı akşamları kabus geceleridir, bakınız: zira sınava girecek kardeş pek umursamaz, abla yusuf yusuf ettikten sonra ünitelerden teker teker soru çıkarıp, ezberle bari şu bi sayfayı lan allahsız diye naralar atar.

-kardeş sürekli birilerinden hoşlanır, ablanın takı toka ve benzeri eşyalarını aşırarak(baya çalarak) ufacık kıza poşetleyip hediye etmesi, ablanın ''sabrım mı deneniyor allah'ım deyip sabır namazı* kılması.'' (böyle bi namaz yoksa da olacak, kılcam. niyet önemli hem. amin.)

-her şeye rağmen ben o kardeşe diyorum ki, (bkz: dertlere sokum sana bi şey olmasın paşam).
zamanı geldiğinde, icabında teyze, anneannenin kardeşi nine, anneanne, nene olunacağının işaretidir.
çok sevilmektir. *
10 yaş arayla doğan kardeşinizin size 'küçük anne' diye hitap etmesi demektir. henüz anne olmamış bir insan olarak hayatımda tattığım en güzel duygudur.

edit: ha bir de sürekli sırıtmanıza sebep olan durumdur.

(bkz: kardeşle girilen diyaloglar/@relief)
yazılan entry' leri okuyunca dahi yokluğunu hissettirebilen aile bireyi.

bir adet abi, bir adet kızkardeş sahibi olarak, nasıl oluyorda ben buradan " yahu keşke ablam olsaydı " diyebildim şaşırdım sözlük.

ortanca çocuk olupta bu tip sorumlulukları hiç hissetmemiş biri olmak ne boşmuş. ühü ühü

şimdi sokağa çıkıp karşıma çıkan ilk bayana abla! diyerek sarılacağım.

esnaftan yiyeceğim muhtemel dayak umrumda değil.
kardeş erkekse tüm ergenliklerine katlanmaktır. aynı cümle içinde hem kavga edip hem sevgi göstermektir. onun iyiliği için her lafına, her hareketine dikkat etmektir. her şeyini anlatıp, başını ağrıtabileceğin, aynı zamanda çok güveneceğin birinin hep yanında olmasıdır. bazen öldürsen de rahatlamayacakmış gibi hissetsen de varlığına şükretmektir.
potansiyel görümce ya da baldız olmaktır. zordur.
sözlükte hatun olduğunun deşifre olmasıdır.
anne ve kardeşle bursa'ya gitmek yerine, babayla polatlı'ya gitmektir.