bugün
- alex de souza11
- 19 mayıs 2024 galatasaray fenerbahçe maçı19
- anın görüntüsü24
- bik bik'in cinsiyeti14
- dokunmaya kıyamadan sevmek8
- bir erkekten duyulabilecek en güzel söz12
- karın gözünün önünde biriyle olursa büyü bozulur10
- karıya kıza doymuş erkek23
- bir gün önce tanışılan kızın yazlığa davet etmesi16
- gulmekicinyaratilmis8
- travestilerin genelde kürt olması14
- kadınlar olarak erkeklerle sevişmiyoruz19
- üstteki yazarın yaşını tahmin etmek20
- sık sık aldığınız iltifatlar15
- çok üzgünüm sözlük8
- insanlara olan inancınızı ne zaman kaybettiniz11
- icardi190517
- erkolar kapatılsın11
- ninja turtles lar nasıl para kazanıyor9
- aşık olmadan sevişmek9
- mühendis erkeklerin genel özellikleri16
- maca sekiz11
- nervio8
- türklerin çok kolay devlet kurması11
- tc'yi atatürk değil ingiliz ve yahudiler kurmuştur31
- kötü gününde sevdiğine mi gidersin seni sevene mi14
- insan olmaya ceyrek kala13
- erkeklerin hep fotoğraf istemesi13
- arda güler12
- etine dolgun kız8
- fatih terim9
- taktik verin15
- çocuğunuzu özel okulda okutur musunuz22
- gecenin şarkısı10
- icardi1905 adamdır12
- muharrem ince'nin diyanet kapatılsın mı anketi10
- türklerin ingilizce konuşamama nedenleri22
- her türk vatandaşına türkiye gezisi12
- avrupanın zenginliğini hırsızlığa borçlu olması14
- sizi cuma saflarında göremedim sözlük10
- akp chp yakınlaşması15
- risale i nur21
- burda senin paran gecmez diyen delikanli kiz11
- en çok yaşamak istenilen şehir10
- beni özlediniz mi10
- selahattin demirtaş13
- allaha küfür etmek10
- türklerden adam çıkmaması14
- bir müslüman olarak filistin benim meselem değil26
- ruh varsa neden görünmüyor13
hutbenin konusu ; EZAN-ÖZGÜRLÜĞÜN GÜR SEDASI
iLi : GENEL
TARiH : 09/01/2015
EZAN: ÖZGÜRLÜĞÜN GÜR SEDASI
Allahu ekber, Allahu ekber!
Bu nida, günde beş vakit, minarelerimizde yankılanırken, Rabbimizi tasdike, Ona itaat ve ibadete çağırıyor müminleri. Dünya meşgalesinden uyan! Kulluğun gereği olan namaz için kıyama dur! diyor ve zamanın kalbini tutuyor, islamın gür sedası. Kendisine icabet edenin elinden tutuyor; bireyden topluma, ümitsizlikten umuda götürüyor bu çağrı.
Kardeşlerim!
Rahmet Elçisi (s.a.s), vazifesini tamamladıktan sonra, ardında sevgisini bırakarak vefat etmişti. Doyamamıştı ona ashâbı. Bunlardan birisi de Kutlu Nebinin, müezzinlerin efendisi övgüsüne mazhar olmuş Habeşli Bilâldi. Üzüntüsünden duramamıştı Bilâl Medinede. Resûlullahtan sonra ezan okumayacağım/okuyamayacağım. diyerek uzaklaştı peygamber diyarından. Ancak iliklerine kadar işleyen peygamber sevgisi ve muhabbeti onu tekrar Medineye getirdi. Geldiğinde sabah namazı vakti girmek üzereydi. Doğrudan Ravzaya, Resûlullahın huzuruna gitti. Ağladı ve yüreğindeki hasreti gözyaşlarıyla dindirmeye çalıştı. Derken Efendimizin torunları Hasan ve Hüseyin çıkageldiler. Dedelerinin hatırasını yâd etmek üzere Bilalden ezan okumasını istediler. Kabul etti Bilâl ve peygamber zamanında olduğu gibi mescidin damına çıkıp, Allahu ekber dedi. Bilalin Resûlullah (s.a.s) zamanındaki bu nidasıyla Medinede yer yerinden oynadı. Bir tarih canlanıyordu. Bir şehir ağlıyordu. Hıçkırıklara boğulan Medine, o gün Allah Resûlünün vefatından sonra en hüzünlü günlerinden birini yaşıyordu.[1]
Kardeşlerim!
Bu olay, biz müminler açısından ezanın içeriğini, anlamını ve mesajını ortaya koymaktadır. Ezan her okunduğunda ve her okunduğu yerde; ilk gün okunduğu gibi, o gün Bilâlin okuduğu gibi, büyük manalar, coşkular ve hatıralar yaşatır gönülden dinleyenlere ve anlayanlara.
Ezan, Habeşli Bilalin namaz için atan kalbinin dudaklarından dökülen sesidir. Ezan, tevhidin sembolü, islamın ses ve söze dökülüşüdür. Müslümanın kalbini, beynini, ruhunu ve bedenini harekete geçiren sesli dokunuştur ezan. Ezan, Allah'a çağıran, salih amel işleyen ve Kuşkusuz ben Müslümanlardanım diyenden daha güzel sözlü kimdir?[2] buyrulan Kerim Kitabımızda taltif edilen en güzel çağrılardan biridir.
Kardeşlerim!
Ezan, doğum ile ölüm arasında boş bırakmaz insanı. Dünyaya gözlerini açan bebeklerin kulaklarına ezan okunur. Her mümin hayata merhaba dediğinde ezanla kendisine Rabbinin adı hatırlatılır ve adeta ilk manevi aşısı yapılır. Bu anlamda ezan, bütün manevî kirlerin, kötülüklerin ve sapkınlıkların hayatı boyunca o çocuktan uzak durması için yapılan bir duadır.
Ezan, islamın şiarlarından biridir. insanlar ezan okuma ve birinci safta yer almadaki sevabı bilselerdi, bunu yapmak için aralarında kura çekerlerdi.[3] sözüyle Efendimiz ezanın bu önemine işaret etmiştir.
Ezan, Ümmet-i Muhammedin simgesi ve ortak değerlerindendir. Ezan, dilleri, renkleri, ırkları ve bütün farklılıkları islam dilinde birleştirir. Bir kubbe altında omuz omuza bir ve beraber kılar müminleri. Çoğu zaman gündelik hayatın türlü meşgalelerine boğulan bizleri, Allahın huzurunda saf durmaya, diri olmaya çağırır; her daim yineler çağrısını:
Hayya alas-salâh, Hayya alal-felâh.
Kardeşlerim!
Ezan, aynı zamanda özgürlüğün sembolüdür, gür sedasıdır. Ezan, okunduğu beldenin özgürlüğünü, bağımsızlığını da haykırır. Bu yüzdendir ki merhum Mehmet Akif:
Bu ezanlar ki şahadetleri dinin temeli,
Ebedi, yurdumun üstünde benim inlemeli derken bu gerçeği dile getirmektedir.
Bununla birlikte gerçek özgürlük, imandadır. Gerçek hürriyet, Allaha kulluktadır. Gerçek özgürlük, fâni olanın esiri değil, hâkimi olabilmektir. işte ezan, dünya üzerindeki herkesi her daim, Âlemlerin Rabbine kulluğa ve hakiki özgürlüğe davettir.
Kardeşlerim!
Ne mutlu günde beş defa yapılan bu kutlu çağrıya rükû ile, secde ile icabet edebilenlere. Ne mutlu günde beş defa, Evet, Yâ Rabbi! Sadece seni yüceltiyoruz. Senden başka ilâh olmadığına, Muhammed Mustafâ (s.a.s)nın senin resûlün olduğuna, kurtuluş ve mutluluğun bu çağrıya uymakta olduğuna inanıyor ve şahitlik ediyoruz. diyebilenlere.
[1] Zehebî, Siyeru alâmin-nübelâ, I, 357-358.
[2] Fussilet, 41/33.
[3] Buhârî, Ezân, 9.
iLi : GENEL
TARiH : 09/01/2015
EZAN: ÖZGÜRLÜĞÜN GÜR SEDASI
Allahu ekber, Allahu ekber!
Bu nida, günde beş vakit, minarelerimizde yankılanırken, Rabbimizi tasdike, Ona itaat ve ibadete çağırıyor müminleri. Dünya meşgalesinden uyan! Kulluğun gereği olan namaz için kıyama dur! diyor ve zamanın kalbini tutuyor, islamın gür sedası. Kendisine icabet edenin elinden tutuyor; bireyden topluma, ümitsizlikten umuda götürüyor bu çağrı.
Kardeşlerim!
Rahmet Elçisi (s.a.s), vazifesini tamamladıktan sonra, ardında sevgisini bırakarak vefat etmişti. Doyamamıştı ona ashâbı. Bunlardan birisi de Kutlu Nebinin, müezzinlerin efendisi övgüsüne mazhar olmuş Habeşli Bilâldi. Üzüntüsünden duramamıştı Bilâl Medinede. Resûlullahtan sonra ezan okumayacağım/okuyamayacağım. diyerek uzaklaştı peygamber diyarından. Ancak iliklerine kadar işleyen peygamber sevgisi ve muhabbeti onu tekrar Medineye getirdi. Geldiğinde sabah namazı vakti girmek üzereydi. Doğrudan Ravzaya, Resûlullahın huzuruna gitti. Ağladı ve yüreğindeki hasreti gözyaşlarıyla dindirmeye çalıştı. Derken Efendimizin torunları Hasan ve Hüseyin çıkageldiler. Dedelerinin hatırasını yâd etmek üzere Bilalden ezan okumasını istediler. Kabul etti Bilâl ve peygamber zamanında olduğu gibi mescidin damına çıkıp, Allahu ekber dedi. Bilalin Resûlullah (s.a.s) zamanındaki bu nidasıyla Medinede yer yerinden oynadı. Bir tarih canlanıyordu. Bir şehir ağlıyordu. Hıçkırıklara boğulan Medine, o gün Allah Resûlünün vefatından sonra en hüzünlü günlerinden birini yaşıyordu.[1]
Kardeşlerim!
Bu olay, biz müminler açısından ezanın içeriğini, anlamını ve mesajını ortaya koymaktadır. Ezan her okunduğunda ve her okunduğu yerde; ilk gün okunduğu gibi, o gün Bilâlin okuduğu gibi, büyük manalar, coşkular ve hatıralar yaşatır gönülden dinleyenlere ve anlayanlara.
Ezan, Habeşli Bilalin namaz için atan kalbinin dudaklarından dökülen sesidir. Ezan, tevhidin sembolü, islamın ses ve söze dökülüşüdür. Müslümanın kalbini, beynini, ruhunu ve bedenini harekete geçiren sesli dokunuştur ezan. Ezan, Allah'a çağıran, salih amel işleyen ve Kuşkusuz ben Müslümanlardanım diyenden daha güzel sözlü kimdir?[2] buyrulan Kerim Kitabımızda taltif edilen en güzel çağrılardan biridir.
Kardeşlerim!
Ezan, doğum ile ölüm arasında boş bırakmaz insanı. Dünyaya gözlerini açan bebeklerin kulaklarına ezan okunur. Her mümin hayata merhaba dediğinde ezanla kendisine Rabbinin adı hatırlatılır ve adeta ilk manevi aşısı yapılır. Bu anlamda ezan, bütün manevî kirlerin, kötülüklerin ve sapkınlıkların hayatı boyunca o çocuktan uzak durması için yapılan bir duadır.
Ezan, islamın şiarlarından biridir. insanlar ezan okuma ve birinci safta yer almadaki sevabı bilselerdi, bunu yapmak için aralarında kura çekerlerdi.[3] sözüyle Efendimiz ezanın bu önemine işaret etmiştir.
Ezan, Ümmet-i Muhammedin simgesi ve ortak değerlerindendir. Ezan, dilleri, renkleri, ırkları ve bütün farklılıkları islam dilinde birleştirir. Bir kubbe altında omuz omuza bir ve beraber kılar müminleri. Çoğu zaman gündelik hayatın türlü meşgalelerine boğulan bizleri, Allahın huzurunda saf durmaya, diri olmaya çağırır; her daim yineler çağrısını:
Hayya alas-salâh, Hayya alal-felâh.
Kardeşlerim!
Ezan, aynı zamanda özgürlüğün sembolüdür, gür sedasıdır. Ezan, okunduğu beldenin özgürlüğünü, bağımsızlığını da haykırır. Bu yüzdendir ki merhum Mehmet Akif:
Bu ezanlar ki şahadetleri dinin temeli,
Ebedi, yurdumun üstünde benim inlemeli derken bu gerçeği dile getirmektedir.
Bununla birlikte gerçek özgürlük, imandadır. Gerçek hürriyet, Allaha kulluktadır. Gerçek özgürlük, fâni olanın esiri değil, hâkimi olabilmektir. işte ezan, dünya üzerindeki herkesi her daim, Âlemlerin Rabbine kulluğa ve hakiki özgürlüğe davettir.
Kardeşlerim!
Ne mutlu günde beş defa yapılan bu kutlu çağrıya rükû ile, secde ile icabet edebilenlere. Ne mutlu günde beş defa, Evet, Yâ Rabbi! Sadece seni yüceltiyoruz. Senden başka ilâh olmadığına, Muhammed Mustafâ (s.a.s)nın senin resûlün olduğuna, kurtuluş ve mutluluğun bu çağrıya uymakta olduğuna inanıyor ve şahitlik ediyoruz. diyebilenlere.
[1] Zehebî, Siyeru alâmin-nübelâ, I, 357-358.
[2] Fussilet, 41/33.
[3] Buhârî, Ezân, 9.
az önce dinlediğimiz hutbedir.
güncel Önemli Başlıklar