bugün

1955 yılında yaşanan,provakatörlerin halkı galeyana getirmesiyle birlikte 6 eylülü 7 eylüle bağlayan gece istanbul'da yaşanan büyük yağmalama operasyonu.gayrimüslim vatandaşlarımız büyük maddi,bedeni,manevi zarara uğramış ve bir kısmı bu olaydan sonra doğdukları toprakları terketmek zorunda kalmışlardır.dönemin çok sevilen futbolcusu lefter küçükandonyadis bile kalabalığın öfkesinden nasibini almıştır.tarihte büyük bir ayıp kocaman bir kara lekedir olaylar.hele 7 eylül günü çekilmiş fotoğraflar,dünyanın en güzel şehirlerinden birine * yaşatılan acıyı çok daha net belgeler bu yazılanlardan.
unutmayın.
görsel
o dönemi yaşayan bir tanık *:

o dönem her evde türk bayrağı olmalıydı, türk bayrağı adeta bizi koruyan tek şeydi, bizde yeni evlenmiştik o dönem evimizde henüz bayrak yoktu. mahallemizde evler yağmalanmaya başladığında kocam koşarak kaynanamlara gitti bayrak getirmeye ben ise onu sokak kapısında bekliyordum. tam da o sırada köşeyi dönen yaklaşık 20 kişilik bir grup ellerindeki taşlarla sopalarla "bayrak, bayrakları çıkarın" diye bağırıyorlardı. bayrak istiyorlardı çünkü ancak bu şekilde türk olduğumuzu anlayabiliyorlardı neredeyse hiç biri istanbullu değildi, üst kademeden adamlar tarafından buraya getirilmiş onlar tarafından "göreve" yollanmışlardı. her neyse, işte tam üzerime doğru geliyorken kocam elinde bayrakla beni sarmaladı ve istem dışı belki de "çok yaşa türkiye" diye bağırdım ben. istemdışı diyorum çünkü o an düşünecek durumda değildim. bayrağı gören taşlı sopalı grup bize dokunmadı hemen sokağın sonundaki rum komşularımızın evini taşladılar..
ertesi gün sokaklarda jandarmalar bekliyordu, muhtemelen menderes hükümetinin "çocuklar biraz eğlensin" hareketini yine menderes hükümeti "bu kadar yeter" diyerek durdurmuştu. bizim gibi bayark bulabildiği için evi taşlanmayan karşı komşumuz ise sokaktaki gazete satıcısından* o gün çıkan rum gazetesini istemişti. ne cesaret, ben ise fazla samimiyetim olmayan türk komşumla selamlaşır olmuştum, bir kez daha gelirlerse kaçacak yerimiz olsun diye..
Ya bu denizin tuzu
Ya bu martılar, ya bu vapurlar, ya bu yaşanmış yıllar
Düşünüze hiç girmez mi istanbul
Ya bu yıldızlarda ışık, ya düşleriniz, ya geçmiş
Ya bu mavi ya bu koku, ya bu bahar
Anılara hiç sığar mı istanbul?
Ya bu rüzgarın dilinde eski şarkılar, eski şarkılar
Bu gün vapurdan indim yürüdüm
Adımı çağırdı sesim
Adaları basmış bahar dumanı
Yüzüme vuru nefesin
Kaç kara eylül geçti dönmedin geri, dönmedin geri
Utanıyor şimdi bak rüzgarlar bile, rüzgarlar bile

ezginin günlüğünün bu şarkısı o acıları bize anlatmaya yetiyor..
Hepinizden signomi rum vatandaşlarımız. *
istanbulun bir gül bahçesi isen bataklığa dönmesine neden olan olaylar silsilesi. tamamen gaz olan koyun sürüsünün yaptığı aptallığın şimdiki sonuçları; mağdur olan binlerce azınlık ve ilk cümlede belirttiğimiz kirlenmiş bir istanbuldur..
1955'te rumlara karşı manipüle edilen ve yıkıcılık ve yağmanın şaha kalktığı olaylar...
Özel Harp Dairesi başkanligi yapmis Genelkurmay istihbarat başkanlığı ve Milli Güvenlik Kurulunda da üst düzeylerde bulunmuş Sabri Yirmibeşoğlu emekli olduktan sonra 6-7 Eylül olaylarındaki örgütlenmenin, insanların kışkırtılmasinin ve patlak veren olayların özel harp dairesinin işi olduğunu ve çok da başarılı bir operasyon olduğunu söylemiştir.

Eoka'nın Kıbrıs'ta yaptıklarına sinirlenebirsin öfkelenebilirsin anlarım.
Meydanlarda gösteriler yaparsın. Onu da anlarım sessiz kalmiyorsun.
Atatürk'ün evi bombalandı haberiyle ve kendi devletinin de provakasyonu ile aşırılığa kaçıp Rumlara karşı hakaret, taciz de başlattın diyelim.
Yer yer kavga dövüş de tamam.

E ve orospu çocukları adamların evine girip canlarını tehdit Edip mallarını mülklerini yağmalamak alın terlerini çalmak değerli eşyaları gotune sokup hırsızlık yapmak ne demek?

Nasıl bir orospu cocugusunuz ki siz 400 tane Rum kadınına tecavüz edebiliyorsunuz?

Atatürk'ün evi bombalandı diye mi bütün bunlar.
Sözde Kıbrıs'taki Türklerin intikamı için mi?

Hayır sizin hayasizliginizdan utanmazlıginizdan akıl ve fikir yoksunlugunuzdan.
Milliyetçi duyguları hirsizliginizla ve ırz namus tanımaz azginliginizla kirlettiniz.

Hakliyi haksız ettiniz.

Akilsiz fikirsiz insanların gaza gelip içindeki hırsızı ve tecavüzcüyu ortaya çıkarttığı devletin de çanak tuttuğu olaylardan sadece biri
olaylar 1955 yılında istanbul ekspres gazetesinin selanik'teki "atatürk'ün evine bomba atıldı" haberiyle başlamıştır. olaylar sonucunda 16 rum ve 1 ermeni vatandaşımız hayatını kaybetmiştir. 1000'e yakın ev, 4348 işyeri, 73 kilise, 110 otel, 23 okul yakılmış veya yağmalanmıştır. türkiye cunhuriyeti 60 milyon tl tazminat ödemek zorunda kalmıştır. 1955 yılında 150.000 olan istanbul'daki rum nüfusu zamanla düşmüştür. 2005 yılında istanbul'daki rum nüfusu 1500 olarak belirlenmiştir.
Kıbrıs türktür cemiyeti başkanı hikmet bil'in iddiasına göre, o dönem yaşanan kıbrıs sorununda iki tarafı uzlaştırmak için, ingilizlerin londra'da düzenlediği konferansa katılan, dışişleri bakanı fatin rüştü zorlu, dönemin başbakanı adnan menderes'ten yardım ( destek )ister, bunun üzerine 5 eylül akşamı, florya köşkü'nde,başbakan adnan menderes, içişleri bakanı ve istanbul valisinin de bulunduğu yemekte, bir karar alınır.

bu karara göre; mit tarafından ayarlanan bir kişi, selanik'teki atatürk'ün evinin bahçesine ( eve zarar vermeyecek şekilde ) bir bomba atacak, bu işten yunanlılar sorumlu tutulacak ve basının kışkırtıcı manşetleriyle, bu olay türk halkına duyrulacak, halk galeyana gelecek ve böylelikle, fatin rüştü zorlu'nun talep ettiği destek sağlanmış olacaktı.

fakat işler beklendiği gibi gitmedi, hükümet, halkın sadece bir yürüyüş, miting, gösteri vs.. yapacağını sanıyordu, oysa 6 eylül günü, tam bir insanlık aybı yaşandı, istanbul'daki azınlıkların, dükkanları, 'kıbrıs türktür cemiyeti' tarafından organize edilen; 'kıbrıs türktür türk kalacak, rumlar piçtir piç kalacak' nidaları ve ellerinde türk bayraklarıyla, giderek büyüyen gözü dönmüş kalabalık tarafından, yerle bir edildi, yağmalandı, evleri ve patrikhaneleri yakıldı, din adamlarına işkenceler yapıldı, bazıları öldürüldü, bazı tanıklara göre; rum kızlarına tecavüz edildi.

kısacası, tam anlamıyla, istanbul'da yaklaşık 500 yıldır süren, farklı milletlerin bir arada, dostça yaşamı yıkıldı, yok edildi.
özellikle istiklal caddesinde yaşananlar, ara güler'in objektifiyle kare kare arşivlendi.

bu olaylar yaşanırken, istanbul'dan ankara'ya gitmekte olan, başbakan adnan menderes ve cumhurbaşkanı celal bayar, vali fahrettin kerim gökay'dan gelen haber üzerine sapanca'da trenden inip, istanbul'a geri döndüler, onlar istanbul'a döndüklerinde, yağma hala sürüyordu.

yaşanan bu rezillik, kimilerine göre, önceden planlanmış, kimilerine göre ise anlık gelişmişti
önce, aralarında kemal tahir ve aziz nesin'in de bulunduğu solcuların üzerine atılmaya çalışıldı, daha sonra bu isimler berat etti.

27 mayıs'tan sonra, 6-7 eylül olayları, yeniden gündeme geldi, dönemin başbakan yardımcısı fuat köprülü'nün iddasıyla adnan menderes sorumlu tutuldu.

selanik'teki bombalı eylemi gerçekleştirdiği iddia edilen hasan uçar ve azmettirici olarak gösterilen oktay engin berat ettiler, adnan menderes ve fatin rüştü zorlu ise 6 şar yıl hapse ve zaten bilindiği gibi, daha sonrasında idama mahkum edildiler.

birileri kayboldu, birileri asıldı, birileri dövüldü vs vs... fakat izmir'e kadar sıçrayan bu olayların asıl bilinmesi gereken yönleri hep karanlıkta kaldı.

yağma yapan gözü dönmüş kalabalığın ellerinde, sanki önceden ayarlanmış gibi tek tip sopalar olması?
istanbul'da yaşamadığı halde, önceden biliyormuş gibi, çevre illerden gelip bu yağmaya katılanlar?
polisin olayları sadece izlemesi?
polisin ordudan destek istemesine rağmen, desteğin tam 1 gün gecikmesi?
halkı abartılı manşetlerle galeyana getiren, fiştekçi basın?

ve daha bir yığın soru, hala cevapsız,

bu iğrenç olayların türkiye'ye faturası ise, bilindiği üzre çok ağır;

*o dönem istanbul'da sayıları 60 bin olan ve kardeşçe yaşayabildiğimiz insanlar, tüm türklere düşman olarak ve en az kendileri kadar türklere düşman nesiller yetiştirmek üzere, bu ülkeyi terk ettiler, sayıları 2 binlere kadar düştü.

*bugün üzerimize atılan iftiralar ( ermeni soykırımı gibi) bu olaylardan beslendi ve destek aldı,

*tüm türk milleti olarak, bütün dünyanın gözünde bir kere daha, barbar ve şovenist olduk ve her zaman da onlar için öyle olmaya devam edeceğiz.

yağmada ve yıkımda emeği geçen herkese bir kere daha teşekkürler !
Kendisinden olmayanları kabul etmeyen insanların yer almadığı bir dünya hayal ediyorum.
Olayın üzerinden 40 yıl geçtikten sonra, o günlerde Özel Harp Dairesinde çalışan eski MGK Genel Sekreteri emekli Orgeneral Sabri Yirmibeşoğlu, gazeteci Fatih Güllapoğlu ile yaptığı bir röportajda, "6-7 Eylül olayları Özel Harp Dairesi işiydi. Ve muhteşem bir örgütlenmeydi. Amacına da ulaştı" demiştir. o zamanlar istanbul nüfusunun 280 binini Rumlar'ın oluşturduğu, Bugünse bu sayının 1500-2000'e indiği, amacın ne olduğu gösteriyor.
nüfus mübadelesinde kapsam dışı tutulan istanbul rumları'nın göç etmesine, ermeni ve yahudilerin de* saldırıya uğramasına sebep olan,'milliyetçiliğin körüklenmesi nelere yol açar' sorusunu sorduran olaylardır.

cevap şu olabilir..

masum insanların ülkelerinden kovulup, aynı kökenden oldukları ama hiçbir zaman görmedikleri, bağlılık hissi duymadığı -güya- anavatana gönderilmesi;uyum içindeki kökensel farklılıkların suçmuş gibi algılanması, kozmopolit kültürün yokedilmesi..

uyum ve hoşgörüyü nasıl yokedersin?

milliyetçilikle...

farkı anlamayan için; (bkz: vatanseverlikle milliyetçilik arasındaki fark)
Medyada yada herhangi bir yerde anılmadığı için pek haberimiz olmayan bir olay. Eğer bu gerçekse bir türk ve müslüman olarak utanç duydum. Bunları yapan müslüman falan olamaz. Anlatılanları yapan kişler ne ise ben onlardan değilim.
turkiye'nin karanlik tarihine yapilan aptalca bir katki daha! biz tarihimizin basindan beri kafasini kullanmayi basarabilmis bir halk degilizdir, herkes soyler osmanli baski yapmadi etmedi, birakin osmanliyi 1955'lerden bahsediyoruz burda! Rumlarin mallari yagmalandi.
Kiliseler de payını aldı: Kiliselerin içindeki kutsal resimler, haçlar, ikonalar ve diğer kutsal eşya tahrip edildiği ve yakıldığı gibi, bazı kiliselerin tamamı ateşe verildi.

izmit ve Adapazarı'ndan gelen yağmacılar geri dönmek üzere Haydarpaşa istasyonuna geldiklerinde, üzerlerinde yağmaladıkları mallarla yakalandılar.* Bunların büyük bir bölümünün başka şehirlerden getirildiği ortaya çıktı (örneğin Sivas'tan 145, Trabzon'dan 117, Kastamonu'dan 116, Erzincan'dan 111 kişi)
Tarihimize toz kondurtmazlar bi de, osmanli torunlariyiz ya, osmanlida ne olup bittiginden bihaber yurdum insani! onlarin torunuyuz ya, onlari aratmadik! al rum ornegi,1923 yılında 110.000'i bulan istanbul'daki* Rum nüfus, 1999 yılında 2.500 kişiye düşmüştür.
Seni seviyorum halkim!
istanbulun ağzına sıçan olay. Hayır amk rumdan ermeniden temizledin şehri iyi de kürde niye bıraktın amk.