bugün

31´den sonra kac yasinda oldugunuzu saymayi birakabiliyorsunuz. hayatin tanimadiginiz güzellikleriyle karsilasmaya basliyorsunuz. hani "mutluyum, huzurluyum, gencim oh" dediginiz yillar akliniza geliyor, bu özellikle bel veya eklem yerleriniz agrimaya basladiginda akliniza geliyor. bununla birlikte artan is, hayat, es, dost, aile, vs. vs. gibi sorumluluklar oluyor. tek düsmaninizin stres oldugunu anliyor ve stresten kacmaya calisiyorsunuz. kisaca; mutlusunuz ama gercek huzurun pesinden kosuyorsunuz. sirf kafa dinlemek icin en yakin arkadasinizin dügününe bile gitmek istemiyorsunuz. hayatin ve yasamin güzellikleri bambaska oluyor. kimisi hic yaslanmak istemiyor. merak etmeyin güzel oluyor. yeni deneyimler, yeni yeni güzellikleri kesfediyorsunuz. kendinizi nasil egitti iseniz öyle devam ediyor. ya duyarli bir insan olabiliyorsunuz, ya da cok gaddar ve sevilmeyen birisi. daha cok kimseye muhtac olmamak icin ugrasiyor ve kendi sinirlariniz icerisinde yasayarak "agrisiz basim bir tas asim" diyorsunuz.
--spoiler--
insan otuz yıl yaşayınca, dünyanın üç günlük olduğunu anlamaya başlıyor.
--spoiler--
bir 32 yaşında olmak değildir ama çok güzeldir .
29 yaşındayım. Lütfen burda kalabilir miyim? Ama 30da güzeldir sanki bence güzeldir yani güzel olmayıp ne olucaktı mecburen mecburennn gelicek o yaş, neyse herseyin başı sağlık. Rakamlara takılmayalım dimi
Yaş 35 yolun yarısı denmiş ya. Aksine 30 yaş yolun tamamıdır bence. Dünyayla ilgili eğri doğru aşağı yukarı bir çok şeyi görmüşsündür. 30 yaşından sonra dünya pek bir ekstra marifet gösteremez. Dünya yapacağı Numaralarının büyük çoğunluğunu yapmıştır zaten.
yakında içinde bulunacağım durum. hala inanamıyorum 30 yaşıma geldiğime. sanki daha gençmişim gibi geliyor bana yoksa şüphen mi var.
her yaşın ayrı güzelliği var.
tartışılır tabi ki.
ama 30 yaşında olmak güzel. sonuçta daha olgun oluyor insan.
20'li yaşlarda yapılan abukluklar, saçma sapan düşüncelerin yerini daha yere basan tavırlar alıyor.
haliyle evlenmek, çoluk çocuğa karışmak olmasa bile düzgün bir şeyler yapma isteği artıyor.
kariyer planları şekilleniyor. en azından 5 yıllık kalkınma planları daha da sağlıklı bir şekilde yapılabiliyor.

en azından benim için öyle oluyor.
velhasılı kelam güzeldir 30 yaş.

2, 3, 5, 6, 10 ve 30'a da tam bölünür.
Dünyanın üç günlük olduğunu anladığın eşiktir.
şaraplar neden yıllandıkça daha keyifle içiliyor diye düşündürmeye başlayan yaştır.
Gün itibariyle elime kazma kürek alıp uygun bir yere iki metrelik derin bir çukur kazmama sebep olan şey. zaten çüküm de küçük. Artık gitme vaktim geldi sanırım.
şuan içinde olup doldurduğum yaş yolun yarısı.
sanırım biraz yaşlı olmak.
aklı sıra dalga geçen salakların sanki hiç gelmeyecekleri yaş.
Bu yaş erkeklerin beyinsel aktivitelerinin ve yaratıcılıklarınin en fazla olduğu dönemdir. iyi değerlendirmek gerekir.
42 yasinda olmak değildir. Evet bu gun 41 bitti 42'den gün almaya başladım. Oyle yaşlı olmak falan degildir 30 ve üstü yaşlar. Insan omrunun zirve yaslaridir hatta.
30'da karışıyor akıl. insan hesaplamalara giriyor kendince.
Niyeyse hep korkulur 30 olmaktan. Halbuki yaşadığım, kendimi bildiğim, kendimi en çok sevdiğim yaşlar 30 başları oldu.

Ne öyle yaşlı oluyorsun, ne de aklın 5 karış havada oluyor.

Özgürleşiyor insanın ruhu, ne istediğini biliyor. Evetse evet, hayırsa hayır diyebiliyor.
gün itibariyle 30 yaşındayım. otuz yaşımın böyle olacağı hiç aklıma gelmezdi. kendimi arıyorken olmaktan korktuğum yerdeyim. ben daha ne diyeyim?
çok yaşlı duran ama aslında hemen gelicek olan şimdiden alışmanız gereken yaş.
30. yaşımda hala afrika kıtasına ayak basamadım, ne de latin amerika'ya, bu yaşıma kadar görmeyi umduğum halde çin'i de henüz göremedim. önümüzdeki yıllardan umutluyum desem, her gün aynı tekdüzelik içinde evden işe, işten eve gidiyorum.

30unda bir insan olarak, yıllar içinde müzik, edebiyat, film zevkimi bir nebze de olsa geliştirdiğime inanıyorum.
her sabah severek gittiğim bir işim var, yine de adını cümle alemin bildiği birkaç sınıf arkadaşımla ilgili bir şeyler okudukça imrenmiyor değilim. belki geç açacak bir kabak çiçeği olduğumu ümit ederek yoluma devam ediyorum.

30 yılda büyük işlere imza atamadım belki ama bu esnada biriktirdiğim güzel dostlarım oldu. kalbimi kıranlar oldu, kalbini kırdıklarım da oldu galiba. yine de çevremde oluşan topluluktan mutluluk duyuyorum. dingillikleriyle hayatıma renk katanlara da selamım olsun, sayenizde bazı karakterlere hiç bulaşmamak gerektiğini anlayabildiysem bu da bir kazançtır.

bunun dışında 30 yaş ile ilgili olarak düşündüklerim ne derseniz, inanın bilemiyorum. yarışmacı arkadaşlara başarılar diliyorum ve iyi olan kazansın demek istiyorum niyeyse, artık hayatta kim neyi kazanç olarak görüyorsa tabii.
30 yaşıma girdiğin günler sendromlu geçti sonra olgunluğu hissedince seviyor insan.
yaşlı olmaktır. evet.
bir daha eskisi gibi olamayacağını anladığın yaştır. kabul ediştir. artık güçten düşmeye başladığını anlarsın. eskisi kadar aktif değilsindir. durgun su gibi hissediyorsundur artık. iş güç oturmuştur iyi ya da kötü belli bir gelire sahipsindir ve işin en kötüsü yetersizlik duygusudur. arkadaşlarınla kendini kıyas ettiğinde bir adım geride olduğunu hissedersin. oysa, o arkadaşınla bu durumu konuşmaya başladığında onun da aynı şeyleri hissettiğini görürsün. sorun ikinizde de değildir. sorun ülkenin yetersizliğidir çünkü bu medya seviyeyi öyle bir yere çıkarmıştır ki bazı şeyleri herkesin elde etmesi mümkün değildir ama o kadar kolay yapılıyormuş gibi gösteriliyordur ki yetersiz hissedersin.

her neyse, güzel yaştır. ciddiyet sahibi olursun ister istemez.

yoksa neden top oynamayayım sokak ortasında aq.
bunun bide kırkı var..
bunun bide ellisi var..
90 lar gibi olmayacak.