bugün

25 yaşında güzel, alımlı bir kızın size abi demesidir. *
30. yaşımda hala afrika kıtasına ayak basamadım, ne de latin amerika'ya, bu yaşıma kadar görmeyi umduğum halde çin'i de henüz göremedim. önümüzdeki yıllardan umutluyum desem, her gün aynı tekdüzelik içinde evden işe, işten eve gidiyorum.

30unda bir insan olarak, yıllar içinde müzik, edebiyat, film zevkimi bir nebze de olsa geliştirdiğime inanıyorum.
her sabah severek gittiğim bir işim var, yine de adını cümle alemin bildiği birkaç sınıf arkadaşımla ilgili bir şeyler okudukça imrenmiyor değilim. belki geç açacak bir kabak çiçeği olduğumu ümit ederek yoluma devam ediyorum.

30 yılda büyük işlere imza atamadım belki ama bu esnada biriktirdiğim güzel dostlarım oldu. kalbimi kıranlar oldu, kalbini kırdıklarım da oldu galiba. yine de çevremde oluşan topluluktan mutluluk duyuyorum. dingillikleriyle hayatıma renk katanlara da selamım olsun, sayenizde bazı karakterlere hiç bulaşmamak gerektiğini anlayabildiysem bu da bir kazançtır.

bunun dışında 30 yaş ile ilgili olarak düşündüklerim ne derseniz, inanın bilemiyorum. yarışmacı arkadaşlara başarılar diliyorum ve iyi olan kazansın demek istiyorum niyeyse, artık hayatta kim neyi kazanç olarak görüyorsa tabii.
42 yasinda olmak değildir. Evet bu gun 41 bitti 42'den gün almaya başladım. Oyle yaşlı olmak falan degildir 30 ve üstü yaşlar. Insan omrunun zirve yaslaridir hatta.
30'da karışıyor akıl. insan hesaplamalara giriyor kendince.
Niyeyse hep korkulur 30 olmaktan. Halbuki yaşadığım, kendimi bildiğim, kendimi en çok sevdiğim yaşlar 30 başları oldu.

Ne öyle yaşlı oluyorsun, ne de aklın 5 karış havada oluyor.

Özgürleşiyor insanın ruhu, ne istediğini biliyor. Evetse evet, hayırsa hayır diyebiliyor.
Yaklasik 24 saattir icinde bulundugum ve yine yaklasik 364 gun daha icinde bulunacagim durumdur.
Benim icin sanssizliklarla baslamis olsa da, kendime aldigim muthis hediyeyi asla unutmayacagim.
Zaten bir ben seviyorum kendimi. Yerim ya cok tatliyim.
bir 32 yaşında olmak değildir ama çok güzeldir .
--spoiler--
insan otuz yıl yaşayınca, dünyanın üç günlük olduğunu anlamaya başlıyor.
--spoiler--
gün itibariyle olduğum yaştır. hiçbir numarası yok. 30'lu yaşlar boyunca, 20'li yaşlarda ki yaptığım mallıkları özleyeceğim sanırsam. özlüyor sanacağım daha doğrusu.
bir espirisi yoktur. Hayat devam ediyor işte. Kac yıl kaldı ki?
Artık bazı şeylerin farkında olunan yaştır.
Hatalardan dersler çıkarılmış, bazı ön yargılar kafadan silinmiştir. insanın olgunluğa bastığı yaştır.
bir yıl sonra yaşayacağım durum.

hani en net tabiriyle:

"gelmeyin liseliler, tünelin ucu bombok bir yere çıkıyor" diyerek özetleyebilirim size durumu.

hayat 25 yaşına kadar hayat.

gerisi sıkıntı.
eş ve çocuk haricinde artık anne ve babanın da sorumluluğu üzerinizdedir. çünkü onlar da artık yaşlı sınıfındadır ve hem sağlık sorunları oluşacak hem de çocuklaşarak duygusal sorunları ortaya çıkacaktır. velhasıl 30 yaşına gelince şöyle yapacağım planlarının hiçbiri gerçek olmayacaktır. yüksekten uçmayın, gerçekçi olun tavsiyesi verip kaçıyorum.
şu sıralar yaşadığım yaş.
beyaz saçların çoğaldığı, efkarlandığım, içtiğim bir yaş.
daha kötüsü 30+1 geliyor.
şuan içinde olup doldurduğum yaş yolun yarısı.
31´den sonra kac yasinda oldugunuzu saymayi birakabiliyorsunuz. hayatin tanimadiginiz güzellikleriyle karsilasmaya basliyorsunuz. hani "mutluyum, huzurluyum, gencim oh" dediginiz yillar akliniza geliyor, bu özellikle bel veya eklem yerleriniz agrimaya basladiginda akliniza geliyor. bununla birlikte artan is, hayat, es, dost, aile, vs. vs. gibi sorumluluklar oluyor. tek düsmaninizin stres oldugunu anliyor ve stresten kacmaya calisiyorsunuz. kisaca; mutlusunuz ama gercek huzurun pesinden kosuyorsunuz. sirf kafa dinlemek icin en yakin arkadasinizin dügününe bile gitmek istemiyorsunuz. hayatin ve yasamin güzellikleri bambaska oluyor. kimisi hic yaslanmak istemiyor. merak etmeyin güzel oluyor. yeni deneyimler, yeni yeni güzellikleri kesfediyorsunuz. kendinizi nasil egitti iseniz öyle devam ediyor. ya duyarli bir insan olabiliyorsunuz, ya da cok gaddar ve sevilmeyen birisi. daha cok kimseye muhtac olmamak icin ugrasiyor ve kendi sinirlariniz icerisinde yasayarak "agrisiz basim bir tas asim" diyorsunuz.