bugün
- uludağ sözlükte yazmanın hiçbir anlamı olmaması19
- anın görüntüsü12
- 45 yaş üstü kadınların muşmulaya dönmesi9
- kızların yedek listesi9
- sözlükteki feyk hesap sahipleri tespit edilecek9
- evlilik yaşı kaç olmalıdır12
- icardi1905'in sözlüğü bozması25
- cami tuvaletinin paralı olması11
- komşuyu arabanın arkasına bağlayıp sürüklemek19
- 007 slip don giysin kampanyası9
- erkeklerin sadakatsiz olması11
- okul müdürü nasıl korunabilirdi14
- sözlüğün en güzel kızı olmanın dezavantajları14
- sözlüğe kız getirmek9
- motosikletle 210 km hız yapmak15
- benim başörtüm var arabamı yanlış park edebilirim8
- libido düşmesi16
- karşı cinsi tavlamak için ne yaparsınız12
- istanbulda vurularak öldürülen okul müdürü13
- beni özlediniz mi doğru söyleyin12
- 1 85 boyunda zeki esprili yakışıklı kültürlü erkek8
- türkiye den soğuma sebepleri12
- niyetin ciddi mi klişesi12
- dünya bandırmalılar günü16
- sözlükte artık kızlar teklif edecek8
- bir erkeği cezbeden şeyler13
- insan olmaya ceyrek kala'yı eloande den kapmak17
- tamirciye veren kadın12
- karşı cinse giyim önerileri13
- platonik aşkın kalp kıran davranışları17
- eric bana9
- eloande ile evlenip sözlüğü huzura kavuşturmak21
- sözlük yazarlarının tatlıları13
- bir kızı kucakta zıplatmak10
- yazarların kız çocuğu olursa koyacağı isimler10
- şu an hissedilen duygu17
- burnumuzun dibindeki adaların yunanistan ın olması13
- erkekler götünüze değil yaptığınız pastaya bakar13
- can yaman erkekse sözlük erkekleri ne16
- psikolog fiyatları16
- ithalat ile ülke döndürmeyi marifet diye satmak8
- 2023 2024 sezonu lig şampiyonu9
- flörtü eleme sebepleri8
- uludağ sözlük discord grubu8
-beşin kendisiyle tokuşturulmuş hali.
-bir sayfada görebileceğiniz maksimum entry sayısı.
-bir sayfada görebileceğiniz maksimum entry sayısı.
erzurum'un plaka numarası
kendisine ve 5 ten başka sayıya bölünemeyen 2 basamaklı tek sayı.
george michael'in artık piyasaya çıkmış, en güzel şarkılarını ve yeni şarkılarını barındıran albümü..
http://www.ideefixe.com/M...?sid=QBELI55FGF1FK07L8AJ1
http://www.ideefixe.com/M...?sid=QBELI55FGF1FK07L8AJ1
50'nin yarısı, çeyrek asır vs.
mazide bırakılan 25 yılı anlatan sayı.
güzel bir yaştır.
(bkz: 25 yaşında olmak)
(bkz: 25 yaşında olmak)
sbf de toplumbilimi vizesine giren yaklaşık 170 öğrenciden 120'ye yakınının kendisi ve aşağısını aldığı not.
rocco sifredi'nin şöhretini sağlayan uzunluk ölçüsü.
cnbc de yayınlanan 24 dizisinin devamı.
yolun yarısından 10 yıl önceki güzel bir yaş.
fenerbahçe'nin 24 yıllık çektiği türkiye kupası özlemine beşiktaş'ın engel olması neticesinde çekeceği özlem yıl sayısı.
final zamanı talep ettiğim bir gündeki saat sayısı.
(bkz: bi saat daha uyuyiiim nolurr)
(bkz: bi saat daha uyuyiiim nolurr)
bir metrekarede bulunan tuğla sayısı.kolay hesaplamaya yarar.
(bkz: erzurum)
bir reel değer...
sevilen bir yaştır ayrıca...
sevilen bir yaştır ayrıca...
tam sayı 100 olduğunda çeyrek değerdir.
yaşlanma sürecinin başladığı yaş.
http://www.radikal.com.tr/haber.php?haberno=231707
http://www.radikal.com.tr/haber.php?haberno=231707
antalya'da y.tıp'ın önünden geçip, yüzüncü yıl, güllük, çallı iskametinde ilerleyen dolmuşun numarası.
insanın yaklaştıkça uzaklaşmak istediği yaş.
24'den sonra gelen sayı.
kadınların korkulu rüyası olan 30. yaşa 5 yıl kalan yaş
genelde insanların hep kalmak istedikleri yaş.
yaş 25...
ne 35 yaşındayız belki, ne de ortasındayız ömrün ama ayrı bir sukûnet var üzerimizde daha 25 yaşındayken. ortasında olmak için neler verilmezdi ömrün, kenarından tutunmaya çalışırken. elimizden kaymak üzere olan bir hayatı yaşamak acı verse de mecburuz işte. boyunlarında pamuk ipliğinden halatlarla kendi kaderimizin mahkumlarıyız hepimiz. biz de çocuktuk bir zamanlar ve her çocuk gibi mutluyduk ölesiye. ne isek oyduk sadece. varımız, yoğumuz, topyekûnumuz birdi. sıkılırsak koşardık, koşarsak susardık ve susarsak su içerdik. toplum yoktu bizim için, baskı yoktu. yalnızca birkaç arkadaş ve pencerenin demirlerinden su dolu bardağı uzatan anne vardı. sonra döndü dünya, yanıp söndü güneş binlerce kez ufukta. bir maske oluştu o masum çocukların yüzlerinde. kimisi ince, kimisi kalın maskeler. maskenin ardında bir fikir sancısı; ben kimim! ve döndü o ufak çocuklar kendi içlerine. düşündüler, uyudular. uyandılar, düşündüler. bir gün düşündüler, ikinci gün de hakeza. bazen nefret ettiler benliklerinden. nefretin ne derece lüks ve pahalı bir duygu olduğunu bilmeden. bazen de sevdiler kendilerini. ama bir şey eksikti sanki. ve yine düşündüler... yolun daha çeyreğine gelmeden bu sevginin sadece kendilerine harcanamayacak kadar çok olduğunu anladılar. başka birilerini sevdiler sonra. ama sevilen üzdü onları. ve üzülmeyi öğrendiler. yine düşündüler; sevip kaybetmek mi, hiç sevmemek mi? ne basit sorulardı oysa. ama cevaplar girift, düşünce acı vericiydi. ilk önce sevmek istediler, sonra yaşamak. ama ne sevebildiler usulünce ne de yaşadılar saltanatla. belki ömürlerinin yarısında değiller şimdi ama üzerlerinde üç ömürlük ağırlıkla dizleri üstündeki ihtiyardan farkları da yok hani.
çocuktuk demiştik ya, evet çocuktuk işte.
ne 35 yaşındayız belki, ne de ortasındayız ömrün ama ayrı bir sukûnet var üzerimizde daha 25 yaşındayken. ortasında olmak için neler verilmezdi ömrün, kenarından tutunmaya çalışırken. elimizden kaymak üzere olan bir hayatı yaşamak acı verse de mecburuz işte. boyunlarında pamuk ipliğinden halatlarla kendi kaderimizin mahkumlarıyız hepimiz. biz de çocuktuk bir zamanlar ve her çocuk gibi mutluyduk ölesiye. ne isek oyduk sadece. varımız, yoğumuz, topyekûnumuz birdi. sıkılırsak koşardık, koşarsak susardık ve susarsak su içerdik. toplum yoktu bizim için, baskı yoktu. yalnızca birkaç arkadaş ve pencerenin demirlerinden su dolu bardağı uzatan anne vardı. sonra döndü dünya, yanıp söndü güneş binlerce kez ufukta. bir maske oluştu o masum çocukların yüzlerinde. kimisi ince, kimisi kalın maskeler. maskenin ardında bir fikir sancısı; ben kimim! ve döndü o ufak çocuklar kendi içlerine. düşündüler, uyudular. uyandılar, düşündüler. bir gün düşündüler, ikinci gün de hakeza. bazen nefret ettiler benliklerinden. nefretin ne derece lüks ve pahalı bir duygu olduğunu bilmeden. bazen de sevdiler kendilerini. ama bir şey eksikti sanki. ve yine düşündüler... yolun daha çeyreğine gelmeden bu sevginin sadece kendilerine harcanamayacak kadar çok olduğunu anladılar. başka birilerini sevdiler sonra. ama sevilen üzdü onları. ve üzülmeyi öğrendiler. yine düşündüler; sevip kaybetmek mi, hiç sevmemek mi? ne basit sorulardı oysa. ama cevaplar girift, düşünce acı vericiydi. ilk önce sevmek istediler, sonra yaşamak. ama ne sevebildiler usulünce ne de yaşadılar saltanatla. belki ömürlerinin yarısında değiller şimdi ama üzerlerinde üç ömürlük ağırlıkla dizleri üstündeki ihtiyardan farkları da yok hani.
çocuktuk demiştik ya, evet çocuktuk işte.