bugün

3-1 galatasaray mağlubiyetiyle sona eren ve her derbi sonrası olduğu gibi hakem kararlarıyla tartışılan futbol müsabakasıdır.
bir galatasaraylı olarak hayattan kısa bir süreliğine zevk almamı engelleyen maçtır.
fenerbahce'nin gs'yi 3-1lik skorla gecerek turkcell super lig'deki 18. şampiyonlugunu henüz 10. haftada ilan ettiği mücadele.

olm benim ne sucum var, arabasını alan sokaga cıkmıs. ben de bi an sampiyon oldular sandım.
her zaman galatasaray' a karşı atak oynayanın kazanacağını ileri sürenlerdendim, ki maçta böyle oldu zaten.

kimse ağlamasın yok hakem kötüydü faullerimizi çalmadı, tekmeler havada uçuştu. tamamıyla boş muhabbet. ilk yarıyı hiç mi izlemedin be hemşerim? kazım' ın rüzgarından uçan 100 kiloluk servet. aslında uçar mı? tabii ki hayır. istese ayıyı boğar ayıyı!

aslında da her zaman oynanan gs- fb derbilerindeki gibi; futbol yoktu, hareket yoktu, dinamik oyuncular yoktu, ver- kaçlar yoktu. tamamıyla mücadele ve kazananın, hırsıyla kazana cağı maçtı. öyle de oldu. türkiye' nin enbüyük spor mücadelesinde bir kere bile huuuuuuv! dedirten bişey yoktu. dediğim gibi hırsla, mücadele etmekten delirdiler, kendilerini yediler. maçın tamamını izleyenler bilir; çimin altındaki toprak içine göçmüş abi! bildiğin bir bilek girebilecek şekilde çukur açmış. gören de ayı mayı var zannedecek.

zevksiz karşılaşmaydı. elano, nonda, arda tutuktu. hiç iyi oynadıkları maçları izlemedim bu yüzden bir fenerbahçeli olarak harbiden tırsmıştım. ama maçın ilk on dakikasını izlemek yeterliydi. öyle de oldu; rahatladım oturduğum yerde kıçımı iyice yerleştirdim, zaferi izleyeceğimi biliyordum. ardından;

- " anne üzüm çekirdeksiz getir. yanında biraz erik mürdüm olsun ve üstüne de mandalina satsuma kabukları serp." dedim.

hakemi ele alırsak; rezildi, zevksiz geçiceğini bildiğim maçı piç etti. gerçekten de şuna karar verdim; derbileri dışarıdan hakem gelsin yönetsin. usta hakeme gerek yok. kübalı, kolombiyalı, tokyolu olabilir. bizim içimizden olmasın da nerden olursa olsun. etkisine kapılıyorlar. profesyonel olarak nitelendirilebilecek hakemler değil. çok küfür ettim hakeme, çok! küfürlerimin ardından;

- " anne al bu meyve tabağını şarap getir" dedim.

geleneklerin bozulduğu bir ülkede, bozulmayan geleneklerin de olduğunu görmek gerçekten de güzel.

not: anne sen varya; biriciğimsin!
arda forması giyip arda'ya ana avrat giren adam gördüğüm derbi maçı.
sonucunun fenerbahçe lehine bitmiştir her zamanki gibi.

ancak biz iddia sever galatasaraylı arkadaşların buuraya gelmesini ve sözlük hesaplarını silmelerini bekliyoruz.

bedevix neredesin?

imza: testisli delikanlı fenerli
(bkz: mazlum u getirin bana)
takım olanın kazandığı maç olmuştur. kişisel beceriye dayalı şov takımı galatasaray'ın yine hüsrana uğradığı maçtır.

takım derken kastım koşan,pres yapan,güzel paslaşan futbolclar topluluğudur. fenerbahçe bunu başardı. galatasaray ise haftalardır kişisel beceri ile biryerlere geliyor. arda bir iki çalım, bir arapas... keita çalım atar, arka direğe orta, kewell vursun gol olsun.. bunlar olmayınca da gs ancak duran toptan golü buldu. dinamo bükreş maçını izlemedim ama nasıl 4 gol attı galatasaray çok merak ediyorum..

ilk yarıda gs futbolcuları kendilerini sıkça yere bıraktılar. hakem tabii ki maç ali sami yen'de oynanmadığı için bunları görmezden geldi. asy'de olsaydı en az yarısını verirdi. böyle şeyleri kimse istemez ama maalesef türkiye'de futbol böyle. hakem destek oluyor bir yerde.

servet ve gökhan zan'lı defanstan hiçbirşey olmaz. baros oynayabilseydi daha mı iyi olurdu, bence olmazdı. ama nonda'dan daha iyi oynayacağı kesin.

o değil de 3-2 bahis oynamıştım, dan galacticos 1 gol daha atamadı. hay ak..si.
ağlama melis nidalarının galatasaraylıların kulaklarında çınladığı maç olmuştur.
geleneğin devam ettiği maçtır. oyuncular, teknik direktörler değişse de kadıköy'de sonuç pek değişmiyor. galatasaraylı olsam, fenerbahçe ile yapılan kadıköy'deki maçları değil stadyumda, arkadaş ortamında dahi izlemem.
fenerbahçe' nin 3-1 kazandığı maç olmuştur.

bir iki kelam etmeden duramayacağım; nitekim, konuşmayı kendime borç bilirim. 10 yıl olmuş kazanamayalı. 10 yıl bi' bok yapmadınız, ama artık vakti gelmemişmiydi. kazanmak gerekmiyor muydu?

inanmak başarmanın yarısıdır. bugün keita ve kewell hariç ki bunlar yabancı futbolcular, takımın hiç bir oyuncusu inanmamış, sabri de çabaladı yine allah var. inanmak diyodum, düşün ki sen galatasaraysın başarın aşikar. -Şimdi bunu kabul edelim, ciddi ciddi başarısı belli bir takım- kendini futbolcu gibi görme, taraftar gibi bak bu maça. artık yenmen gerekmiyor mu? bu nasıl galatasaray aşkı. galatasaray olmak, kavga etmek demek mi? maç öncesi gerginlik çıkarıyorsun. gelelim futbolculuğuna, sen nasıl futbolcusun inanman gerekmiyor mu? artık! - tüm takıma söylüyorum bunu- emre bile çirkeflik yapmamışken ve sen kazanmak zorundayken, nasıl bir davranış biçimidir bu? yazık ettiler maça. hakikaten güzel bir mücadeleyle yenilselerdi, tebrik ederdim bu takımı. gel gelelim hepsi ruh gibiydi. Bu maça böyle ruhsuz çıktınız ya, çok büyük ayıp ettiniz. -kaçtır küfürün eşiğinden dönüyorum ama etmeyecem.-

mahelle maçına çıkmış bir takım ile hakikaten inanmış, hırslı bir takım oynadı bugün. Fenerbahçe güzel asıldı maça ve hiç bir dakika da bırakmadı maçı. arda' yı oynatmadılar, ve bir çoğunu. peki galatasaray' ın defansı, adamları gaza getirdiler resmen, -buyur geç leo orda seni bekliyor- havası vardı. e ayıp değil mi bu? hemde dik alası.

son olarak sözüm sana ayhan; sen galatasaraylı falan değilsin. harbi değilsin. çok samimi söylüyorum ben olsaydım, ayağıma gelen topu vururdum ileri senden faydalı iş yapmış olurdum.

Fenerbahçe hak ederek aldı. bunu bir galatasaraylı olarak rahatlıkla söylüyorum. bu maça da bu hakem, senin .mına koyim federasyon.

laf bitmek bilmiyor, ama sen nasıl bir adamsın carlos? hakikaten güzel oynamış bir takımda bugün yerin yokru, hiçte olmasın. iş bu futbolcu işini çok iyi biliyor, ama futbolcu olarak değil. keita' ya kart gördürmek zorundaydı ve layıkıyla yerine getirdi. keita keşke o yumruğu atmasaydın maden attın kafasını da yaraydın diyorum.

ve sonkez son olarak sözüm sana fenerbahçe taraftarı, galibiyeti kutlamak varken hala neden sataşırsın? kendine küfterttirmek hoşuna mı gidiyo? kadıköy' de yendiğiniz bir gerçek. bu kutlama yapmak için ve konuşabilmek için gerçekten büyük bir sebep. Bu arada nasıl galatasaray' ın diğer başarılarına dil uzatabiliyorsun hayret. bunu kabul etsen de etmesen de büyük takım galatasaray. lafı buraya getirmişsem de senin suçun. eğer derbi hakkında konuşacaksan eyvallah, elini sıkar, tebriklerimi iletirim.
artık derbi demeye bin şahidin gerektiği iki istanbul takımın oynadığı ama hep birinin kazandığı sıradan lig maçı...
fenerbahçe nin saç baş yoldurduğu maçtır. tamam her ne kadar yensek de cidden deli etmiştir fener taraftarlarını. özellikle de kazım sinir krizlerine sokmuştur biz taraftarları. o kadar net pozisyonlar nasıl kaçar anlamadım. yine de güzel bir maçtı. tekrardan tebrik ediyorum fenerbahçemizi.
(#6313984)
keita'nın ne kadar delikanlı olduğunu gördüğüm maç olmuştur. truva'dan bir sahne hatırlattı bana.
fenerbahçe kazım'a rağmen 3 gol atabilmiştir. leo franco hakkında konuşmak bile istemiyorum.
başta emre belozoğlu olmak üzere fenerbahçe galatasaray'lıları yıpratmak için yer yer çok şerefsizlik yapmıştır. bir insanın faul yapacağı koşuşundan belli olmaz ki arkadaş. yine de tebrik ediyoruz tüm fenerbahçe'lileri.
edit: sabri benim neşe kaynağım.
her şeyden önce fenerbahçe'nin hak ederek kazandığı maçtır.

ah be rijkaard bu maç elano'nun maçı mı? kewell varken, bir de fenerbahçe gibi bi rakibe, genel olarak sert defans oynayan-zaman zaman çirkefleşen- bi takıma karşı elano mu oynamalıydı yoksa ortaya arda'yı alıp solda kewell'ı mı oynatmalıydı? neyse olan olmuştur. sonuçta, fenerbahçe kazanmıştır, hak etmiştir de.

ama baros daha ilk dakikada sakatlanmasaydı, emre aşık sakat olmasaydı da gökhan zan'ın yerine oynasaydı, kewell da elano'nun yerine oynasaydı, arda da az biraz kıçını kaldırsaydı da diğer maçların yarısı kadar oynayabilseydi, yenemesek de daha güzel bi maç olmaz mıydı sanki? çok şey mi istiyorum bilmem ama böyle olsaydı be.

derbiye yakışan bi maç olmadı öncelikle. galatasaray'a hiç yakışmadı zaten.

ve umarım keita'ya fazla ceza gelmez. sorarım size hak etmedi mi o hareketi carlos? bi yandan taraftarın yaptıkları zaten ayrı bi çirkeflik örneği. adamın da bi sabır taşı var dimi? neyse, ne diyelim fenerbahçe'ye tebrikler.
(bkz: alışmış kudurmuştan beterdir) yenmeden duramıyoruz.

ayrıca fenerbahçe mağlubiyeti yaşamadan gercek galatasaralı olunmaz, elano ve keita da oldu sonunda.

tanım: güiza'nın galatasaray isimli takıma gol atarak fenerbahçeli olma yolunda adım attığı maç. müslümanlıkta sünnet olmak neyse, fenerbahce'de galatasaray'a gol atmak aynıdır. erkek oldun güiza..
maç hakkında yorum yapmak abes kaçar. her zamanki tablo. yer kadıköy, konuk takım galatasaray. maç skoru 3-1 fenerbahçe'nin galibiyetiyle sonuçlanmıştır. keita haklı bir kırmızı kart görmüştür. galatasaraylılar fark'tan son anda kurtulmuştur.

maçın son düdüğüyle yaşananlar ;

+ galatasaraylı kardeşlerimizin birer birer telefonlarını kapaması.
+ msn'de sadece fenerbahçe'li kardeşlerimizin bulunması.
+ birkaç arkadaşla girdiğim iddiaları kazanmamdan dolayı zevkten dört köşe olmam.

veeee,

+ beylikdüzü'nde yaşayan galatasaraylı kardeşlerimizin kutlama (!) yapması.

pek anlam veremediğim olaydır. biz evlere dağıldık siz hala neyi kutluyorsunuz ? *

ayrıca ;

okuldaki galatasaraylı arkadaşların maçtan 3 hafta önce başlayarak söylediği bütün tezahüratların göte kaçmasına sebebiyet vermiş maçtır.

ama, derbiyi kazanamadık diye ? öhm öhm neyse fenerbahçeli kardeşlerimi kutlar, galatasaraylı kardeşlerime eksi oy butonunu göçertmemeleri dileğiyle iyi geceler dilerim.
(#6347588)
(bkz: ağlama melis)
bak demiştim bunu!
yurda geldim ve aldım bilgisayarımı elime! o kadar sabırsızlanıyorum insanları çıldırtmak için!*

ya abi siz kimsiniz? siz kimsiniz de "bu sezon farklı, bu sefer yenecez!" gibi cümleler kuruyorsunuz! ulan galatasaray'ın kadıköy'de maç kazanmasına kaç kez şahitlik ettiniz hayatınız boyunca bi düşünün!

siz ne kadar isterseniz isteyin, arzularsanız arzulayın bu sizin kaderiniz! yaşamaya mahkumsunuz ulan! amerikalılar "destiny" diyorlar ya işte ondan!*

gün itibariyle vücudumun tüm hücrelerine kadar hissettirdiğin fanatizm duygusu için teşekkürler fenerbahçem! ölürüz senin uğruna!

şu an da yaşadığım mutluluğu hiçbir dünyevi arzuya değişmem! hiçbir şeye hem de! herşeyin önündesin fenerbahçem! herşeyin!

ve bil ki;

korkumuz ölmek değil; seni yanlız bırakmak!
(bkz: orgazmdan daha zevkli anlar)
fenerbahçemizin hak ederek kazandığı bir derbi olmuştur. galatasaray oyuna faul anında düşmesini bilmediği için sakatlanan ve bu sakatlığını formsuzluğuna bağladığım milan baros yerine shabani nonda'yla başlasaydı hem gereksiz bir değişiklik yapmayacak hem de daha tehlikeli olacaktı. fenerbahçe'nin sayılmayan golünde ofsayt yoktu sadece kazım kazım topu dışarıdan çevirmişti. fenerbahçe oyun iyi başladı ve alex'le golü buldu. 2. yarıda defansın top kaptırmasıyla ceza sahasına giren ve leo franco tarafından düşürülen alex, cezayı keserek 2-0'a getirdi. rijkaart, arda turan'ın yerine hary kewell'i oyuna alınca galatasaray etkili olmaya başladı ve volkan demirel'in gelen kafa şutunu tutamamasının cezasını hakan balta keserek skoru 2-1'e getirdi. eğer abdül kader keita, faul yapıldığı pozisyonda kasımpaşa maçında sancak kaplan'a yaptığı gibi roberto carlos'a tokat atarak 2. kez oyun dışı kalmasaydı maçın 2-2 olma olasılığı yüksekti ki bence maçın kırılma anı olmuştur. son olarak serbest vuruş sonrasında vederson'un ortasına dokunamayan güiza hemen topu çeviren mehmet topuz'un pasına klas bir vuruşla gerçek fenerli oldu ve maçı bitirdi. doğrusunu söylemek istersem sahaya atılan pet şişeleri, bunu ilk başlatan galatasaray olsa da leo franco'nun gözüne lazer tutulmasını ve maçın bitiminde galatasaraylı taraftarların kendilerine ayrılan bölümde yangın çıkarmalarını hoş bulmadım. bu yüzden hem galatasaray'ın maddi bir cezaya çarptırılması, hem de fenerbahçe stadının en az 1 maç kapatılması gerekmektedir. fenerbahçe bu galibiyetle hem puan farkını yeniden beşe çıkarmış ve bursaspor'un averajla da olsa ikinciliğe yükselmesine katkı sağlamıştır.
alışıldık bir fenerbahçe-galatasaray maçı.

galatsaraylı kimliğimi bir tarafa bırakarak objektif bir youm yapacağım gazetelerdeki spor yazarıymışım gibi düşünün. *
kadroları duyduğumda bu maçta kesin kırmızı kart çıkar cümlesini kurdum, beklentim galatasaray defansının ortası ve kazım kazım üçlüsünden birinin kırmızı kart görmesiydi. ha hakem doğru karar verseydi bu üçlüden iki kırmızı kart çıkmıştı.

ısınma esnasındaki baroni'nin gereksiz hareketinde arda'nın bir kaptana yakışmayan gereksiz hareketi de ilk düşüncemi destekledi.

daum'un sağ kanattaki keita'yı durdurmak için 3 kişi görevlendirdiği de ortadaydı. carlos,vederson ve emre her topu alışında üç kişi bastılar.
defansif ağırlıklı bir takımı alex'in buluşacağı toplara bağlamıştı.

rijkaard ise bütün planlarını baroş ve keita'ya göre yapmıştı.

şimdi maça gelelim...

daha ilk dakika ayağında topu tutup size sırtını dönmüş bir oyuncudan kayarak topu alamazsınız. bunu da her oyuncu bilir. kayarsan faul yapmak için kaymışsın demektir.
emre belözoğlu'nun baroş'a ilk saniyelerde yaptığı hareketi ancak bu cümlelerle anlatabilirim.
kart vermemek de ancak bünyamin gezer gibi görünüşte delikanlı bir adama yakışırdı.

bütün planı baroş'u topla buluşturacağı ve keita'yı arkaya kaçıracağı üzerine yapan rijkaard ilk dakikada bozgunu yedi. nonda gibi ağır bir adamın en son oynayacağı maçtır fenerbahçe maçı!

hal böyleyken zorunlu değişikliğin ardından galtasaray biraz bocaladı bu dönemde fenerbahçe'nin bunaltan baskısı ve defansa verilen "rastgele top dikme yok" emri yüzünden gereksiz heyecanlar da yaşandı.

ilk goldeki ofsaytın yeni aktif ofsayt kuralı ile uyuşmadığını söylersek ikinci yarıda nonda'ya verilen iki ofsaytın yanlış olduğunu kabul ederiz. eğer o ofsaytlar doğru ise gol ofsayttandır.

yorumun başında da demiştim kırmızı görmesi gereken üçlü diye burada gökhan zan ve kazım kazım en azından kart görmeleri gereken pozisyonlarda uyarılıraka geçiştirildi. özellikle kazım gerek gökhan'a gerek servet'e yaptığı bilinçli faullerle sinir harbini başlatan isim oldu.

kazım bu maçta kırmızı kart görmediyse; bünyamin gezer'in ya gözlerinin bozukluğundan ya da ciğerinin!

maçın bunların dışında anlatılacak pek önemli bir yanı yoktu.

ayhan akman ve bünyamin gezer'in el ele verip fenerbahçe'yi üç puanla buluşturması şeklinde özetleyebiliriz.

kişilere gelirsek

ayhan akman; ben bu adamın iyi futbolcu olduğunu düşünürdüm ta ki bugüne kadar. maçı izlerken ettiğim küfürleri sanırım kimse hayatında duymamıştır. o kdar orjinal küfürler ettim yani. takımın yenilmesinin tek nedeni olarka bugün kendisini hedef gösterebiliriz!

sabri sarıoğlu; ayağının altından top kaçırabilen tek kanat oyuncususun sen sabri. ayağında topu tutamazken ve orta açamazken nasıl kanat oyuncusu olduğunu ise ben hiç anlamıyorum.

rijkaard; bütün planları oynanan gerizekalı futbl ve aksaklıklar nedeniyle suya düşse de bu kadar kötü hamleler yapacağını ummazdım. ayhan akman'a nasıl dayandı sormak isterim. arda ve elano gibi iki usta ayağı çıkarıp aydın gibi yetenekli bir futbol engellisini oyuna almasını da anlayamadım. elindeki futbolcuları bojan, iniesta gibi sanıyorsa yanılıyor. bizdekilerin çoğu yeteneklidir ama gram futbol zekası yoktur çoğunda. azcık futbol zekası olan sabri gibi olur. en iyisi işte arda! ama onu da çıkartarak büyük hata yaptı.

son söz aydın yılmaz'a;

aydın biz seni yetenekli bir kanat oyuncusu diye överken sen hiçbir şey olamamış futbol artistlerinden biri olma yolunda hızla ilerliyorsun. öyle bir kritik anda öyle salakça bir hareketle takımı mahvettiğini anlaman da sanırım uzun sürecek. topu durdurup vursan kaledeki buffon bile olsa kurtaramaz, öyle bir açı ve pozisyon ama sen ortaokul futbol takımında oynayan her futbolcunun yapacağını yapıp gelişine vurmayı deniyorsun! yetenkli olup da futbol zekası olmamak diye buna diyoruz biz ve sende o zeka yok!
kendi içinde adalete varmış maçtır.fenerin golünde atak hızlı gelişip yan hakem koşuda yakalandığından ötürü ofsaytı göremediği gibi yine aynı yan hakem nizami golü yine koşar halde olup çizgiye inemediği için kaçırmıştır.artı eksiyi yemiştir fazla kasmaya gerek yoktur.
dakika 79 82 arası, fenerbahçe 2-1 öndeyken, galatasaray ın defansında top çevirip adeta zaman geçirmesi, bir an acaba yeniyorlar mı sanıyorlar diye düşündürtmüş, sonradan tecavüzden kaçmayıp zevk alma hadisesi olduğunu çözdüğüm ma*tır. bakın maçtır diyemiyorum, sansür koyuyorum ona göre. *
galatasaray iş bu sebeple, daha oyunun başında en önemli adamının -baroş- sakatlanması sonucu, düşük moralle başladığı oyunu kaybetmiştir.
25 ekim 2009 saat 20.00 öncesinde çeneleri kapanmayan bir takım zırtapozun çenelerinin kapatmasını sağlamış olan maçtır.

dipnot: siz kim bizi saraçoğlunda yenmek kim bre densizler.

(bkz: tez vurun kellesini)
(bkz: bir aslan miyav dedi)