bugün

yürümek

akşamın en kızıl vakitleri... konuşmaya gücümüz yetmezken anlaşmak isteyen iki insandık sahilde yürüyen. sık sık yutkunuyordum. ne zaman bi' cümle kuracak olsam düşmekten korkuyordum.

yürüyorduk. sen, elim eline yanlışlıkla değince biraz daha uzağa gidiyordun, bana hissettirmek istemeden; nazik bi' gizlilikle. bi' köpek yavrusu sahibinin yanı sıra yürüyordu. bakıp gülümsüyorduk biz de peşi sıra; ama eski gülümsemelere benzemiyordu bu seferki. birbirimize bakmadan, ufuktaki bi' hayalle konuşuyormuş gibi...

yürüyorduk. bitmiş şeyleri itiraf etmekten kaçınan, korkan iki insan... canım deniz kokusunun ayrılığı anlattığı tek akşamdı. yürüdük, vardığımız yeri güneşin henüz bıraktığı karanlıkta ilk kez görüyorduk. keşfetmenin heyecanı bu kez yoktu nefesimizde. elini uzattın bu sefer akşamın gizliliğini yanına alarak, güç yetiremedim elini tutmaya. çok ağladım. sen sarıldın. geldiğimiz yolu geri yürüdük.

"...yürüyoruz bütünlemeye kalmış bir sessizlikte
keşke yalnız bunun için sevseydim seni."