bugün
- fenerbahçe8
- 6 mayıs 2024 konyaspor fenerbahçe maçı31
- 1 85 boyunda zeki esprili yakışıklı kültürlü erkek9
- galatasaray14
- ali koç'un jose mourinho ile anlaşması13
- bik bik'in 18 saat 30 dakikadır sözlüğe girmemesi12
- fenerbahçe neden şampiyon olamıyor14
- fener olmasa galatasaraylılar kimle dalga geçecek8
- hayatınız boyunca sizi en derinden yaralayan olay16
- şöyle hanım hanımcık öğretmen bir kız bulamamak17
- allah yerine hızır'dan yardım istemek10
- bebeği gibi seven incitmeyen değer veren erkek32
- keki kabarmayan sözlük kızı22
- hayatta kalmak için cebinde köpek maması taşı9
- anın görüntüsü10
- düşün ki o bunu okuyor17
- akp'nin galatasaray'ı destekleme nedeni17
- deniz gezmiş16
- hayvancılık destekleneceğine neden ithalat11
- kocaeli de fabrikada yaşanan cinsel grup seks15
- icardi'nin burnuna kafa atacak olmam13
- en yaşlı özelliğiniz11
- durduk yere tribe giren erkek18
- iğrenç bir his tarif et23
- çağ dışı teknolojilere özlem duymak9
- beybi leydi13
- allah ile tanrının farkı var mı9
- 5 mayıs 2024 galatasaray sivasspor maçı19
- icardi190510
- sözlük yazarlarına gelen son mesaj17
- nervio13
- bir türlü ısınmayan ayaklar11
- eksi ruyaları sözlük heyetinden istemek23
- türkiye toplumunun ahlaksızlığa pratik zeka demesi13
- uludağ sözlüğe nasıl düştünüz12
- sözlük kızlarının saç rengi18
- bülent uygun10
- hakim ziyech11
- eksi ruyalar ile yakaladığımız müthiş uyum21
- 170 iq üstü sözlük yazarları veritabanı18
- bebeği gibi seven incitmeyen değer veren kadın10
- budweiser14
- kızların tipe bakmadığı gerçeği29
- bir kadın nasıl tavlanır19
- bir gavatın soyadını nick yapmak10
- mert hakan yandaş13
- nude istemeyen erkek9
- dursun özbek gibi olsam utanırım8
Çözdüğünü sanırdı dünyayı. Her şeyi anlamıştı ve hazırdı hayata. Her şey çözüldüğüne göre geriye sadece bildiklerini hayata geçirip mutlu olmak kalıyordu. Sıvadı kollarını ve bir heves başladı işe. Yapmak istediği şeyleri bir bir yaptı, ne kadar zor olduğu önemli değildi, çok isteyince olurdu ve onun başarmak için sağlam nedenleri vardı. Büyüdüğünü sanan bir küçüktü, en güzel zamanlarıydı hayatının.
Tek tek gerçekleştirdi aklındakileri ve mutluluğu beklemeye başladı. Biraz geç mi kalacaktı ne? Haber de vermemişti oysa...
Mutluluk kırıntıları döküldü zaman zaman üzerine, ne kadar da nazik dedi, kendisi gecikeceği için küçük armağanlar gönderiyor, hepsi işaret bunların, her şey güzel olacak...
Günler, geceler, şehirler, insanlar geçti üzerinden. Mutluluk kırıntıları çabucak tükendi ve yerlerine yenileri gelmedi.
Bir yerde hata yaptım kesin dedi, hayata olan inancını yitirmek istemedi. Yeni çözümler üretti, son bir gayretle onları da uyguladı. Tekrar beklemeye başladı. Bu sefer değişeceğini umdu sonucun.
Yıllar geçti. Buldu, kaybetti. Buldukları aslında yoktu, fark edemedi.
Büyümemişim demek ki dedi önce, büyümeyi bekledi. Büyümek diye bir şey olmadığını anladığında geç olmuştu, sadece uykusu vardı, uyudu.
Uyandığında hayatın tek gerçeğini çözmüştü; çözümsüzlüğünü. Çözmek diye bir şey yoktu, tüm çözümler geçiciydi ve insan kendisi dahil hiçbir şeyi gerçekten çözemiyordu. Bu noktada iki seçenek kalıyordu ona.
Çözmüş numarası yapıp, günlük kaygılarla geçirebilirdi hayatını. Sadece mutluluk numarası yapması gerekiyordu ve nasılsa alışırdı insan rol yapmaya. Bu öyle bir yalandı ki, bir gün mutlaka kaptıracaktı kendini ve kendisi bile unutacaktı rol yaptığını...
ikinci seçenek kendini kandıramayacak kadar kendinde olanlar içindi. Mutluluğa dair hiç ümidi kalmamışların, günlük kaygıları tutkuya dönüştüremeyecek kadar yanılgıyı anlamışların yoluydu. Sadece en cesurlar ve en korkaklar seçeceklerdi bu yolu, cesur mu yoksa korkak mı olduklarını hiç bilemeden. Küseceklerdi kendi varlıklarına, söz vereceklerdi hiçbir şeyi anlamaya çalışmayacaklarına ve o andan itibaren hayatın önlerine getirdiği şeylere ne şaşıracak, ne de alışacaklardı...
Gökten 3 şey düştü, o dönüp bakmadı düşenlerin ne olduğuna. ikinci yolu seçmişti.
Tek tek gerçekleştirdi aklındakileri ve mutluluğu beklemeye başladı. Biraz geç mi kalacaktı ne? Haber de vermemişti oysa...
Mutluluk kırıntıları döküldü zaman zaman üzerine, ne kadar da nazik dedi, kendisi gecikeceği için küçük armağanlar gönderiyor, hepsi işaret bunların, her şey güzel olacak...
Günler, geceler, şehirler, insanlar geçti üzerinden. Mutluluk kırıntıları çabucak tükendi ve yerlerine yenileri gelmedi.
Bir yerde hata yaptım kesin dedi, hayata olan inancını yitirmek istemedi. Yeni çözümler üretti, son bir gayretle onları da uyguladı. Tekrar beklemeye başladı. Bu sefer değişeceğini umdu sonucun.
Yıllar geçti. Buldu, kaybetti. Buldukları aslında yoktu, fark edemedi.
Büyümemişim demek ki dedi önce, büyümeyi bekledi. Büyümek diye bir şey olmadığını anladığında geç olmuştu, sadece uykusu vardı, uyudu.
Uyandığında hayatın tek gerçeğini çözmüştü; çözümsüzlüğünü. Çözmek diye bir şey yoktu, tüm çözümler geçiciydi ve insan kendisi dahil hiçbir şeyi gerçekten çözemiyordu. Bu noktada iki seçenek kalıyordu ona.
Çözmüş numarası yapıp, günlük kaygılarla geçirebilirdi hayatını. Sadece mutluluk numarası yapması gerekiyordu ve nasılsa alışırdı insan rol yapmaya. Bu öyle bir yalandı ki, bir gün mutlaka kaptıracaktı kendini ve kendisi bile unutacaktı rol yaptığını...
ikinci seçenek kendini kandıramayacak kadar kendinde olanlar içindi. Mutluluğa dair hiç ümidi kalmamışların, günlük kaygıları tutkuya dönüştüremeyecek kadar yanılgıyı anlamışların yoluydu. Sadece en cesurlar ve en korkaklar seçeceklerdi bu yolu, cesur mu yoksa korkak mı olduklarını hiç bilemeden. Küseceklerdi kendi varlıklarına, söz vereceklerdi hiçbir şeyi anlamaya çalışmayacaklarına ve o andan itibaren hayatın önlerine getirdiği şeylere ne şaşıracak, ne de alışacaklardı...
Gökten 3 şey düştü, o dönüp bakmadı düşenlerin ne olduğuna. ikinci yolu seçmişti.
güncel Önemli Başlıklar