bugün

enis batur

pek bir "multicultural", pek bir entelektüel*.

lakin türk aydınlarının tee* osmanlı zamanından beri içine girdikleri "halktan kopuş" ve "tek adam oluş" çıkmazlarına girerek biraz* harcamıştır kendisini.

hakkında sabetayist olduğu yönünde iddialar vardır. bu iddialar karalama amaçlıdır; başka bir yöne çekilemez. inançlar yahut inançsızlıklar yüzünden eleştirmeye kimsenin hakkı kalmamalıdır, --özellikle de 2006 yılında kendisini reddeden bir cumhuriyetin mutlu vatandaşları için .

(kısa pantolondan* sonraki uzun ve büyük ihtimalle de devrik* cümle genel bir eleştiridir, yalnızca barındığı başlıktaki muhterem şahsa yönelik değildir, onu da kapsar, ama sadece onu içermez*)

lakin günümüzde enis batur, türkî çeşnili entelektüellerin bir nevi baronudur.

sevmez saygısızlığı**. "havası" vardır, "senli benli" olamaz. daha doğrusu, olmayı pek istemez. o, kendisince, tamına ermiştir --"ben" olmuştur. sürekli yazar, aynı anda 30 iş yürütebilir. fransız liselerinin birinde -gs değil- eğitim görmüş olmasından mütevellit, fransız kültüründen ve kaçınılmaz olarak da edebiyatından pek bir etkilenmiştir, devrikliğe aşkı da -büyük bir ihtimalle- oradan gelmektedir.

şiirlerine laf olmaz, genel olarak eleştirileri* de güzeldir.

islamî ayetleri / hadisleri kullanmayı ve kullananları pek sevmesek* de, orda da* temalanmış bir uzak doğu söylemi vardır -ki batur'a ne yazık ki pek bir yakışır:

"Bilginle kibirlenme, fakat onu bilgililerle de cahillerle de sına. iyi söylem bakır taşından daha değerlidir, fakat değirmenlerde çalışan kadın kölelerin sahibinde kendini bulur." (1)

Sözümüzde durmak adına, uzak doğudan, islam'da da yer alan bir söylem getirmek i-lazım gelir:

"Yetenekleri hakkında kibirlenen / kendine çok güvenen kişi, elbette ki başarısız olacaktır" (2)

(1: Ptahhotpe, The Maxims, I* - öyle güncel birşey değil. Mısırlı bir feylezof olan Ptahhotpe, isa'dan ikibinküsür sene evvel yaşamış. ruhu şad olsun)
(2: Çin Atasözü)