bugün
- evlendikten sonra çok daha iyisiyle karşılaşmak18
- kendini bir görsel ile anlat20
- xdearm10
- jose mourinho34
- kızılcık şerbeti 2 nci sezon finali8
- aktroll yazarları donuzlayıp umursamamak9
- herkesle iyi geçinmek18
- sözlükte kendinize yakın hissettiğiniz kişiler10
- sarılma ihtiyacı13
- zalbert ramstein14
- aşkım ben hiç osurmuyorum bizde genetik diyen kız16
- meral akşener17
- bursa9
- gizli samyelin moderatör olması13
- kuresel ikinma'nın sevgilisi19
- dünyanın en güzel kızını tarif et16
- gideon reid morgan jj9
- anın görüntüsü13
- icardi190555
- magicovento12
- sekse doymuş erkek12
- hafta içi avm kafelerinde oturan menopoz karılar12
- dem parti'nin tc kürdistan da işgalci açıklaması9
- en ilginç bilgiler11
- gizli samyel22
- küresel ıkınma9
- dinlilerin dinsizlere sürekli lakap takması12
- namaz kılmayan türk değildir12
- tatvan belediyesinde rte'nin resminin indirilmesi11
- dem parti'nin valiyi ölümle tehdit etmesi8
- dünyanın en güzel kızıyla karşılaşmak8
- albay kemal22
- kadir mısıroğlu mezarı18
- en sevmediğiniz sözlük yazarları10
- kemalistler 15 temmuzda ne yapıyordu20
- ankarayı sel aldı25
- haysenin1210
- ey müslümanlar inananlar haydi cumaya allah yoluna8
- eksi ruyalar için diktiğim tulum12
- kocasına kahvaltı hazırlamayan kadın kusurludur13
- uludağ sözlük aktrollerinin uçurulması9
- içinde hiç'a harfi geçmeyen bir cümle yazınü19
- güçlü kadınların ortak özellikleri22
- yazarların en sevdikleri diziler11
- okula gidiyorum sözlük10
- gay olanları toplum niye sevmiyor12
- yazarların cinsel tercihi15
- hangi sözlükçüyü dövmek istersiniz21
- peygamberlerin yahudi olması9
- bugün yaşadığınız en üzücü olay13
"türkiye'de ve dünyada muhafazakârlığın yayılmasında yeni liberal politikaların sistematik dayatması belirleyici bir rol oynadı. bu dayatma, yeni ekonomik ilişkilerle, sosyal inşalarla ve bazı ülkelerde darbelerle gelişti. solun yaşadığı krizi değerlendiren sistem dünya çapında yenilenmiş bir muhafazakârlık anlayışını çeşitli mekanizmalarla işledi ve geliştirdi. devlet, aile, sermaye ve klasik cinsiyet ilişkileri yeniden kutsandı. binyıllardır biriken iktidar zihniyetinden hiç de kopuk olmayan, yeniliğini mekanizmalarının çeşitliliğinden alan 'yeni muhafazakârlığın' saltanatı başladı. yeni muhafazakârlık, yeni liberalizmin bir başka adıdır. 80'li yıllarla beraber sol çıta aşağı düşünce, yeni liberal ve yeni muhafazakâr politikalar eskisinden çok daha sistematik olarak işlemeye başladı. üstelik 'yenilik' ve 'değişim' etiketiyle... bir kapma aygıtı gibi işleyen sistem çeşitli üslupları kendi içinde eriterek 'değişim' adına toplumsal ve siyasal yapıların varlığını güçlendirdi.
toplumsal dayatmalar, ataerki, heteroseksizm, milliyetçilik gibi toplumsal iktidar sistemleriyle gerçekleşirken, toplumsal iktidar güçleri ile ezilenler arasında bir mücadele zaten yürüyor. ancak ekonomik, siyasal ve sosyal düzenlemelerle ezilenlerin örgütsüzleştirilmesi, iktidarın muhafazakâr politikalarına karşı toplumsal direnci de zayıflatıyor. tabii bu dayatmaları, tercihlerden soyutlamak zor. insan belirlenen bir nesne değildir yalnızca. bilinçli bir öznedir. itaat edimi bile, tercihi barındırır. tercih ettiğimiz ekonomik sistemler, yaşam biçimleri ve politikalara göre bir 'mahalle baskısı' geliştiriyoruz, sonra ona tabi oluyor, karşı çıkamıyoruz.
bazı insanlar nasıl ki özgürlük için, demokrasi için, eşitlik için mücadele ediyorlarsa, iktidar sistemlerinin ayakta kalması için, birilerinin de muhafazakâr politikaları örgütlemesi gerekir. öyle de oluyor. alışkanlıklarla, geleneklerle, toplumsal bilincin içine sızmış anlayışlara dayanarak çeşitli ideolojik merkezler yeni liberal politikaları ve yeni muhafazakârlık anlayışını sistematik olarak yayıyorlar. 12 eylül harekâtı demokratik dönüşüm hareketlerine karşı muhafazakâr bir harekât değil miydi? din derslerinin zorunlu kılınması, yök'ün kuruluşu ya da travestilere ekran yasağı getirilmesi tesadüf müydü?
günümüzde de dört koldan muhafazakâr politikalar yayılıyor, muhafazakârlığa karşı veriliyormuş gibi görülen mücadelenin, başka bir yerden muhafazakârlığı nasıl geliştirdiğini hepimiz görüyoruz. başörtüsü ekseninde ya da din ekseninde verilen mücadeleye bakalım. iki tarafta da aynı ekonomik ilişkiler, aynı aile ve devlet anlayışı var. erdoğan ne kadar muhafazakârsa baykal da o kadar muhafazakâr. sürekli bir çalkantı var ama muhafazakârlığın kendisi, sistemin var olma biçimi sorgulanmıyor, ona karşı köklü, radikal bir mücadele gelişmiyor.
iktidar sistemlerinin köklü bir gelenek yarattığı toplumsal yapımızda zaten muhafazakâr özellikler güçlüydü. şimdi yeni mekanizmalarla beslenerek kendini tazeliyor. sosyal alanların daralması, herkesi evine ya da işine kapattı. çocuklar da artık kapalı ortamlarla büyüyorlar. insanlar, eskisinden çok daha fazla daraltılmış bir yaşama gömüldüler. üstelik bu yaşam iletişim sistemleriyle kuşatılıyor ve bir tüketim alanına dönüştürülüyor. gayet postmodern öznelerle işleyen, çelişkilerle dolu bir magma yığını içindeyiz. semra özal ya da bülent ersoy gibi figürlerin üsluplarından dökülen aile-millet-din-devlet söylemlerine iyice alıştık. çelişkilerle, tutarsızlıklarla dolu, hafızası olmayan, kutsallıklarla ve tüketim enerjisiyle ayakta tutulan, değişimi hayal edemeyecek kadar iradesiz bir yığına dönüşüyoruz hızla.
muhafazakârlık modernlik karşısında, modernlik öncesi yapılarla özdeşleşecek bir anlayış değildir. özellikle yeni muhafazakârlık, çok modern bir durumdur. modern devletin, modern ailenin, modern sömürü biçimlerinin, modern yaşam biçimlerinin savunuşudur. bunların dışında olanın deli, terörist, çağdışı, sapık ilan edilmesidir, muhafazakârlığa karşı verilen mücadelenin başarısızlığında muhafazakârlığın tanımlanması ya da tanımlanamaması önemli bir rol oynar, muhafazakârlığa karşı verilen mücadele modernlik mücadelesi değildir. modern sorunlar içinde, muhafazakâr anlayışlara karşı bütünlüklü ve tutarlı bir özgürlük anlayışına ihtiyaç vardır."
(bkz: pınar selek)
toplumsal dayatmalar, ataerki, heteroseksizm, milliyetçilik gibi toplumsal iktidar sistemleriyle gerçekleşirken, toplumsal iktidar güçleri ile ezilenler arasında bir mücadele zaten yürüyor. ancak ekonomik, siyasal ve sosyal düzenlemelerle ezilenlerin örgütsüzleştirilmesi, iktidarın muhafazakâr politikalarına karşı toplumsal direnci de zayıflatıyor. tabii bu dayatmaları, tercihlerden soyutlamak zor. insan belirlenen bir nesne değildir yalnızca. bilinçli bir öznedir. itaat edimi bile, tercihi barındırır. tercih ettiğimiz ekonomik sistemler, yaşam biçimleri ve politikalara göre bir 'mahalle baskısı' geliştiriyoruz, sonra ona tabi oluyor, karşı çıkamıyoruz.
bazı insanlar nasıl ki özgürlük için, demokrasi için, eşitlik için mücadele ediyorlarsa, iktidar sistemlerinin ayakta kalması için, birilerinin de muhafazakâr politikaları örgütlemesi gerekir. öyle de oluyor. alışkanlıklarla, geleneklerle, toplumsal bilincin içine sızmış anlayışlara dayanarak çeşitli ideolojik merkezler yeni liberal politikaları ve yeni muhafazakârlık anlayışını sistematik olarak yayıyorlar. 12 eylül harekâtı demokratik dönüşüm hareketlerine karşı muhafazakâr bir harekât değil miydi? din derslerinin zorunlu kılınması, yök'ün kuruluşu ya da travestilere ekran yasağı getirilmesi tesadüf müydü?
günümüzde de dört koldan muhafazakâr politikalar yayılıyor, muhafazakârlığa karşı veriliyormuş gibi görülen mücadelenin, başka bir yerden muhafazakârlığı nasıl geliştirdiğini hepimiz görüyoruz. başörtüsü ekseninde ya da din ekseninde verilen mücadeleye bakalım. iki tarafta da aynı ekonomik ilişkiler, aynı aile ve devlet anlayışı var. erdoğan ne kadar muhafazakârsa baykal da o kadar muhafazakâr. sürekli bir çalkantı var ama muhafazakârlığın kendisi, sistemin var olma biçimi sorgulanmıyor, ona karşı köklü, radikal bir mücadele gelişmiyor.
iktidar sistemlerinin köklü bir gelenek yarattığı toplumsal yapımızda zaten muhafazakâr özellikler güçlüydü. şimdi yeni mekanizmalarla beslenerek kendini tazeliyor. sosyal alanların daralması, herkesi evine ya da işine kapattı. çocuklar da artık kapalı ortamlarla büyüyorlar. insanlar, eskisinden çok daha fazla daraltılmış bir yaşama gömüldüler. üstelik bu yaşam iletişim sistemleriyle kuşatılıyor ve bir tüketim alanına dönüştürülüyor. gayet postmodern öznelerle işleyen, çelişkilerle dolu bir magma yığını içindeyiz. semra özal ya da bülent ersoy gibi figürlerin üsluplarından dökülen aile-millet-din-devlet söylemlerine iyice alıştık. çelişkilerle, tutarsızlıklarla dolu, hafızası olmayan, kutsallıklarla ve tüketim enerjisiyle ayakta tutulan, değişimi hayal edemeyecek kadar iradesiz bir yığına dönüşüyoruz hızla.
muhafazakârlık modernlik karşısında, modernlik öncesi yapılarla özdeşleşecek bir anlayış değildir. özellikle yeni muhafazakârlık, çok modern bir durumdur. modern devletin, modern ailenin, modern sömürü biçimlerinin, modern yaşam biçimlerinin savunuşudur. bunların dışında olanın deli, terörist, çağdışı, sapık ilan edilmesidir, muhafazakârlığa karşı verilen mücadelenin başarısızlığında muhafazakârlığın tanımlanması ya da tanımlanamaması önemli bir rol oynar, muhafazakârlığa karşı verilen mücadele modernlik mücadelesi değildir. modern sorunlar içinde, muhafazakâr anlayışlara karşı bütünlüklü ve tutarlı bir özgürlük anlayışına ihtiyaç vardır."
(bkz: pınar selek)
güncel Önemli Başlıklar