bugün

beşiktaş

bazılarının kalbine düşerek, aldığı sonuçlardan bağımsız olarak, her daim tarifsiz bir sevgi yaşamalarını sağlarken, bazılarının içine oturan kulübüm.

öyle bir oturur ki; kendi takımları daha portakalda vitaminken, beşiktaşımın, o çok önemsiyor gözüktükleri türk futbolunu gururla temsil ettiğini ve bunun sonucunda kendilerine asla nasip olmayacak olan, armasında ay yıldız taşıyabilme hakkını kazandığını, kulübün futbol şubesinin 1-2 senelik bir periyoduna bakarak unutuverirler.

öyle bir oturur ki; 3 kuruşluk futbol tarihi bilgileriyle, utanmadan: "avrupadan en çok farklı mağlubiyetlerle dönen takım" iddiasında bulunurlar.

öyle bir oturur ki; kendi başkanlarına; bize para vermesseniz küfür eder, stadı kapattırırız derken, yıllardır türkiye ve avrupanın dört bir yanına deplasman yapan, gerek yurt içinde gerekse yurt dışında saygı duyulan* * taraftarlarına akıllarınca bok atarlar.

öyle bir oturur ki; futbolun sonuç itibariyle sadece bir oyun olduğunu ve her türlü sonuca açık olduğunu unutup, 3-5 yıllık futbol verilerinden yola çıkan saçma sapan çıkarımlarıyla, bir sürü alanda faaliyet gösteren 100 yıllık bir kulübe bok atmaya çalışırlar. misalen sen; engelli basket takımı, hentbol, kürek, boks, atletizm, kros, güreş ya da briç diye spor dalları duydun mu hiç genç akrep?