bugün

sözlük yazarlarının anıları

aradan geçen onca yıldan sonra gülerek hatırlanan anılardır.
20-21 yaşlarımdayım ilk defa sevgilim olmuş. sevgililik konusunda birlikte dolaşıp, sabah günaydın, gece iyi geceler mesajı atmaktan başka bildiğim bir şey yok. Ne zaman elini tutacağım, ne zaman öpeceğim hiçbir fikrim yok.

neyse yaklaşık 15 gün sonra falan el ele tutuştuk onu da ilk o yaptı bana kalsa nişanlandığımız zaman buna hak kazanacağımı düşünüyorum. elinden tuttuğumun üçünccü günü olmuş henüz. el ele dar bi kaldırımda yürüyoruz, kaldırımın ortasında bi elektrik direği var, tek bi boşluğundan iki kişi yan yana geçmesine ihtimal yok. direğe geldik ben elini bıraktım bi taraftan o bi taraftan ben geçtim. tam elini geri tutmaya çalışırken kız bana bi çemkirdi. “ sen benim elimi nasıl bırakırsın. vermiyorum elimi falan, sen beni yarı yolda bırakırsın kesin” bas bağırıyor yolun ortsında.
Her neyse evlere dağıldık tabi aramız bozuk ilk fırçamı yemişim, şimdi gönlünü almam lazım. nasıl yapsam fiye düşünürken bunun büyük ada’yı sevdiği aklıma geldi. dedim hafta sonu götüreyim hemen bi mesaj attım. kabul etti.
hafta sonu geldi eminönü adalar iskelesinde buluştuk, bi elimde çiçek diğer elimde martılara atılmak için alınmış 10 tane simit. Bütün istanbul’ u doyuracak kadar simiti ne yapacaksam.
Çiçeğini verdim sarıldık, elinden tuttum vapura binmek için akbil turnikesine giriyoruz. Akbilimi önce onun için bastım tam o geçerken ben de daldım içeri. O turnikenin çubuklarından biri onun diğeri benim bacağımın arasına girdi kilitlendik orda. Çıkamıyoruz. Ne ileri gidiyor ne geri geliyor. Baya bi debelendik, imkanı yok çıkmanın. simiti kenara bıraktım elimle zorluyorum. En sonunda güvenlikçi abi geldi, bana bağırıyo, “kardeşim sen önce şu kızın elini bi bıraksana”