bugün

tanrı

her topluma adapte olabilen, toplumla evrimleşen ve toplumun bilgi eksikliğinin yerini tutan insanlık tarihi kadar eski olgudur.

ilkel komünel dönemde tanrı doğadır. insanlar doğaya, doğadaki objelere (gezegen, dağ, taş, meteor, v.s) tapınmıştır. çünkü o dönemde insan sadece doğanın hazır verdiği meyvelerle, suyla yaşamakta ve üretim yapmamaktadır. ayrıca doğanın işleyişiyle ilgili bildiği pek birşey yoktur. dolayısıyla bilmediği yeri tanrı fikri ile doldurmaktadır.

köleci dönemde artık insan doğa hakkında bir nebze olsun bilgi sahibi olmuştur ve hafif hafif astronomi bilgisi de edinmeye başlamıştır. dolayısıyla tanrı yavaş yavaş soyutlaştırılmaya başlamıştır. tanrı artık dağ taş değil, gökyüzünde bulutlar üzerinde yaşayan, insan hayatını direk olarak etkileyebilen ve sadece mucizeleri gözlemlenebilen birşey olmuştur. yine insanın bilmediği yerleri doldurmakla yükümlüdür. örneğin; şimşek nasıl çakmaktadır? zeus kızmıştır. üzüm suyunu bırakınca nasıl alkol oluşmaktadır? dionysos üzümü kutsamaktadır. v.s.

ileriki dönemlerde insanlar cevap bulabildiği ölçüde tanrıyı soyutlamıştır. artık elektrik sıkışması, fermantasyon, evrenin yapısı ve oluşumu bilinmektedir. bilinmeyen ise ölümden sonra ne olacağıdır. dolayısıyla tanrı bu eksikliği dolduracak şekilde evrimleşmiş ve insan hayatında etkisi azalmıştır. etkisini bilinmeyende, ölümden sonra somut olarak gösterecektir. ayrıca önceki toplumlardaki dini farklılıklar, dünya küreselleştikçe, toplumlar benzeştikçe gittikçe azalmaktadır. tanrı fikri büyük bir çoğunluğun fikrince tam olarak aynıdır.