bugün
- 19 mayıs 2024 galatasaray fenerbahçe maçı99
- iran cumhurbaşkanının helikopter kazası25
- mert hakan yandaş22
- çocuğunuzu özel okulda okutur musunuz25
- dokunmaya kıyamadan sevmek16
- fethullah gülen şu an ne yapıyordur11
- mauro icardi10
- selahattin demirtaş'ın 42 yıl hapis cezası alması13
- fred'in gs orta sahasını kucağa alması9
- fenerbahçe11
- manitayla yapılacaklar15
- avrupanın zenginliğini hırsızlığa borçlu olması24
- sık sık aldığınız iltifatlar15
- erkolar kapatılsın13
- icardi190515
- nurcuların fetöcü olduğu gerçeği8
- muharrem ince'nin diyanet kapatılsın mı anketi13
- insanlara olan inancınızı ne zaman kaybettiniz12
- arda güler12
- tc'yi atatürk değil ingiliz ve yahudiler kurmuştur32
- anın görüntüsü22
- alex de souza12
- karıya kıza doymuş erkek25
- erkeklerin hep fotoğraf istemesi17
- 19 mayıs atatürk ü anma gençlik ve spor bayramı10
- bik bik'in cinsiyeti14
- ninja turtles lar nasıl para kazanıyor11
- bir erkekten duyulabilecek en güzel söz12
- karın gözünün önünde biriyle olursa büyü bozulur9
- bir gün önce tanışılan kızın yazlığa davet etmesi8
- gulmekicinyaratilmis8
- travestilerin genelde kürt olması14
- kadınlar olarak erkeklerle sevişmiyoruz19
- üstteki yazarın yaşını tahmin etmek19
- çok üzgünüm sözlük8
- aşık olmadan sevişmek9
- mühendis erkeklerin genel özellikleri16
- nervio8
- kötü gününde sevdiğine mi gidersin seni sevene mi14
- insan olmaya ceyrek kala13
- etine dolgun kız8
- fatih terim9
- taktik verin15
- gecenin şarkısı9
- icardi1905 adamdır12
- her türk vatandaşına türkiye gezisi12
- sizi cuma saflarında göremedim sözlük10
- risale i nur21
- en çok yaşamak istenilen şehir10
- selahattin demirtaş9
bir sabah gogol'un paltosunun cebinden hayatımın geri kalanına uyandım. artık, aslında olduğum ve olmak zorunda olduğum insan arasındaki bu şizofrenik karaktere mahkum geçirecektim geri kalan yıllarımı.
bu iki kişi arasındaki pamuk ipliğinden daha zayıf bağ, hatırlamak istemediğim ve zihnimde yer almasından dahi utanç duyduğum anılarla daha da derinleşecek bir uçurumun iki yakasını bir arada tutmaya çalışacaktı.
bu iki karakter arasında uykularımda dahi mekik dokurken, insan doğasının getirdiği bütün iğrençliklere olan farkındalığımı, yaşamak meşakkatini anlamlı kılan bütün değerleri ve en önemlisi benden önceki beni insan kılan yetilerimi yitirme kaygısı zihnimi kemiriyor.
attığım adımın doğru olup olmadığı değildi önemli olan. önemli olan şey mayın tarlasında doğmamdı. her yeni gün bir öncesinin utanç vericiliği ile devam ediyordu. barut gazının geniz yanıklığı ile şiirlerin yürek yanıklığı arasında sıkışıp kaldım.
bir elimden sanki teker teker çocuk gülüşleri dökülüyor, diğer elimden boş beşiklerin kulak tırmalayan gıcırtıları. soğuk demir parçalarının verdiği güvenin yakalarını dikleştirdiği adamların dünyasında sanki yol kenarında asfaltın arasından kafamı çıkarıp nefes almaya çalışan yabani bir ot gibi hissediyorum kendimi. gök yüzünü görebildiğim pencere o kadar küçük ki çevreleyen duvarların baskısından çatırdayan göğüs kafesimde saklı kalmış bir bahar son gücüyle dal vermeye çalışıyor ömrümün geri kalanına. taşıyamıyorum üzerine doğduğum bu gezegenin çirkinliklerini. kendi omuzlarımın ağırlığında eziliyorum. insanların çok kolay birbirlerini kandırabilmesi, yalanların sıradan diyaloglar haline gelmesi, şiddetin sokaklarda sıradan karşılanması savaş kayıplarının milli değer sayılması, insanlığın araç haline gelmesi midemi bulandırıyor artık.
bu iki kişi arasındaki pamuk ipliğinden daha zayıf bağ, hatırlamak istemediğim ve zihnimde yer almasından dahi utanç duyduğum anılarla daha da derinleşecek bir uçurumun iki yakasını bir arada tutmaya çalışacaktı.
bu iki karakter arasında uykularımda dahi mekik dokurken, insan doğasının getirdiği bütün iğrençliklere olan farkındalığımı, yaşamak meşakkatini anlamlı kılan bütün değerleri ve en önemlisi benden önceki beni insan kılan yetilerimi yitirme kaygısı zihnimi kemiriyor.
attığım adımın doğru olup olmadığı değildi önemli olan. önemli olan şey mayın tarlasında doğmamdı. her yeni gün bir öncesinin utanç vericiliği ile devam ediyordu. barut gazının geniz yanıklığı ile şiirlerin yürek yanıklığı arasında sıkışıp kaldım.
bir elimden sanki teker teker çocuk gülüşleri dökülüyor, diğer elimden boş beşiklerin kulak tırmalayan gıcırtıları. soğuk demir parçalarının verdiği güvenin yakalarını dikleştirdiği adamların dünyasında sanki yol kenarında asfaltın arasından kafamı çıkarıp nefes almaya çalışan yabani bir ot gibi hissediyorum kendimi. gök yüzünü görebildiğim pencere o kadar küçük ki çevreleyen duvarların baskısından çatırdayan göğüs kafesimde saklı kalmış bir bahar son gücüyle dal vermeye çalışıyor ömrümün geri kalanına. taşıyamıyorum üzerine doğduğum bu gezegenin çirkinliklerini. kendi omuzlarımın ağırlığında eziliyorum. insanların çok kolay birbirlerini kandırabilmesi, yalanların sıradan diyaloglar haline gelmesi, şiddetin sokaklarda sıradan karşılanması savaş kayıplarının milli değer sayılması, insanlığın araç haline gelmesi midemi bulandırıyor artık.
güncel Önemli Başlıklar