bugün

kukla ve protest sanayici buluşması

hava yağmurlu ve soğuk olmasına rağmen, protest sanayici'nin sıcaklığı ve misafirperverliği sayesine eğlenceli ve hoş geçmiş güzel bir bursa buluşmasıdır. iyiki işim düşmüş bursa'ya ve iyiki bu adamı yakından tanımışım. siyasi görüşünden tuttuğu takıma kadar her şeyi bana ters olsa da milliyetçi ve has türkçülüğü görülmeye değerdi. burada yazdıklarından çok çok daha fazlası var bu adamda. yaklaşık 6 yıllık sözlük dostluğumuzda ilk kez 1 hafta önce tartıştık. sebep '' kim daha iyi fişek patlatır? '' mevzusu.

'' kuki ben bu işin piriyim '' dedi.
ben de '' kimse seri vuruşlarımla başa çıkamaz aga '' dedim.

aldı beni terminalden ve deli gibi araba sürerek ( 160 bastı ) iş yerine doğru gittik. bak abi dedim hani ergenler araba sürerken yanına birisi oturunca ona hava atmak için gazı kökler ya, öyle yapmıyon dimi lan dedim. '' yok be kuki, bu titaniğin tüplü arabasına benzemez, buna dokununca uçuyor, hem hava atsam ibre şu an şöyle olurdu dedi. basıyor 200 e doğru

- reis şimdi hava atıyon ama he dedim.
+ kuki sen zorluyon dedi. gülüyo cins cins...

neyse işte, sözlük hakkında dedikodu yapa yapa şantiyeye kadar geldik. sağ olsun adam mangal bile hazırlamış, etler köfteler, biberler, hatta ben severim diye rakı şalgam bile hazırda bulundurmuş.

bursa'daki işimi halletmek için 1-2 saat izin istediğimde '' taksi olmaz ben seni götürürüm '' dedi. sağ olsun götürmekle kalmayıp bir de cafede işim bitene kadar bekledi. hoş, zaten yarım saat bile sürmedi hallettim işi gittik tekrar şantiyeye.

mangal, sohbet muhabbet, bir iki tek rakı derken sıra bizim şu meşhur iddaya geldi.

- hava yağmurlu ve sert kukla. istersen diyorum dağa çıkmayalım he..
+ tırsıdın sen
- yok lan ne tırsıcam, götümüz donar bu havada, adama deli derler diye diyorum.
+ seri vuruşlarım seni tedirgin etti dimi?
- kukla sen neden hep böyle imalı konuşuyorsun lan?
+ tı tı tak tak tak namluyu kaldırdığım zaman hedefi dağıtmadan bırakmam da ondan pro. ehehh
- gel ulan gidiyoruz

dedi ve o da hırs yapınca doğru çıktık uludağ'a. hava gerçekten soğuk ve yağmurlu olunca tulum bot falan üstümü bile giydirdi sağ olsun. tin tin gittik ormana..

atış alanına geldiğimizde protest namluyu sıvazlıyordu...

ulan hakketten adamın bagajı cephanelik gibi amk. tabanca beretta. tüfekler hatsan, üzümlü ve derya.

arabanın bagajında biri otomatik 3 tüfek daha var. mermileri saymıyorum bile.

ilk sen mi? ben mi? dedi

önce acemiler dedim. bu aldı aleti eline bi çaktı hedef 12

vay dedim ballısın reis. aldım protest'in aletini sıra bana geldi. ben attım ben de 12

sırayla hep vurduk. bi o vurdu, bi ben, bi o, bi ben. orman şak şak sesleriyle inliyordu..

baktım böyle birbirimizi tatmin edemiyoruz, dedim kutuyu havaya atalım kim vuracak görelim dedim. fırlattım kutuyu havaya şlak parçaladı ibne. sıra bana geldi o attı şlak karavana amk.

yağmur yağıyor anasını satim, yağmur zeytin karası gözlerime gelince ıskaladım tabi. ıskalayınca da sonuç olarak protest kazandı. adamın harbi boşu yok. ee tabi, at da sahibine göre kişnermiş.

hülasa, tüfeği tavla gibi koltuğumun altına sıkıştırıp büyüksün reis hadi ben kaçar dedim.

yemedi.

yemesin. iddayı kaybetsem de, çok babacan bir dost kazandığım için mutluydum. ulan seni sevmeyen ölsün be abi. adam gibi adamsın.

kilo ver ama biraz. biz ormana girdiğimizde götün halen şantiyedeydi. aklım orada kalınca kaybettim zaten. eheh..