bugün

nikola tesla

bu dahi elektroadamın şöyle hayatına bir bakmak, yaşadıgımız dünya düzenin nasıl döndüğünü gözler önüne seren en güzel örneklerden biridir bence. biz insanlık için neler icat ettiği, aklının sınırlarının nerelere vardığı zaten biliyoruz. ama işte doğru olanlar ya da gerçek kahramanlar hep arka plandadır ya, tesla da hep arkada kalmıştır ve tabir-i caizse bir peçete gibi kullanılıp atılmıştır. başka adamların (t. edison) gölgesinde kalmıştır.
dahiliği yanında karakter özellikleri de bu durumu destekler nitelikte , orta avrupa'nın bir ülkesinde gözlerini dünyaya açması, yahudi ve aseksuel olması, içine kapanıklılığı, verilen ödülleri reddetmesi. paranın gücü olan , 'özgürlük' ülkesinin onu himayesine alıp ,tüm çalışmalarına el koyması ve ortalığa atması. sonra da borç içinde bir otel odasında tek başına ölmesi.
insanın haykırıp, adaletin bu mu dünya, diyesi geliyor. ve evet adaleti bu kadar bu içine sıçtığımın dünyasının. bu aralar her ne kadar biraz daha gündeme gelse de bu dahi'nin, daha çok duyurulmalı, önemi anlatılmalı, gerçi biz ne kadar uğraşsak da 'özgürlük' ülkesi buna izin vermez.