bugün
- bir sözlük kızı ile yakınlaşmak19
- futbolcu ismiyle nick almak10
- türkiyede çok abartılan arabalar20
- adanada polisin saldırganın ayağına sıkması11
- evlilik15
- erkeğe ne hediye alınır15
- millet açsa neden kafeler tıklım tıklım29
- sırtınızı bir sözlük kızına dayar mısınız13
- 27 nisan 2024 fenerbahçe beşiktaş maçı24
- icardi190514
- sözlüğün en ruh hastası yazarı8
- icardi1905 silik olsun kampanyası28
- diyanet işleri başkanına audi 6 tahsis edilmesi22
- ideal duş alma sıklığı12
- anın görüntüsü20
- integralin müfredettan kaldırılması15
- patiswiss9
- artificialintelligence11
- ak partiliyi çok fena döven chp belediye başkanı22
- 26 nisan 2024 adana demirspor galatasaray maçı51
- kültürlü entelektüel alçak gönüllü güzel kadın13
- sitede birine sövseniz entry 3 gün kalıyor8
- kekeme olan biri doktor olurmu11
- uzağı göremeyen insan18
- bir şarkı sözü der ki10
- arkadaşlar cumaya neden gelmediniz14
- nickini google da aratınca çıkan ilk görsel16
- seni seviyoruz insan olmaya çeyrek kala8
- ali erbaş12
- bik bik moderatör olsun19
- bik bik moderatör olunca bana kız ayarlar mı10
- kent lokantası niye bedava değil demek24
- antalya'ya abartılmış şehir diyen göt11
- avrupanın yarrağı yemesi yakındır13
- istanbul suriyenin başkentidir12
- nervio'nun ellerinde cenneti koklamak9
- cumaya gidenlerin çok azalması13
- pahalılıktan dolayı suriyeye dönen kadın8
- almanya8
- azerileri çok seviyorum ne yapmalıyım13
- genç kızlıktan teyzeliğe geçiş13
- kanınıza rengini verir misiniz14
- aristoteles'in orta yolu10
- sözlük erkeklerinin bugünkü kombinleri12
- manyak olmaya karar verdim silik olsun kampanyası14
- 22 şubat 2024 sparta prag galatasaray maçı14
- birini donuzlayarak ceza vermek9
- arkadaşlar biri var18
- karınıza range rover alır mısınız8
- modern kadinin ucuz ve kolay ulasilabilir olmasi9
zırvalık mıdır değil midir bilmem ama, gereksiz ve hatta saçma bulduğum durumdur.
şimdi zaten bizim demokrasi geçmişimiz belli. seçme, seçilme falan güzel şeyler ama, ansiklopedide yönetim şekli olarak demokrasi yazınca demokratik olunmuyor maalesef.
türkiye demokratik bir ülke değildir demiyorum, yanlış anlaşılmasın. ama bence demokrasi kadar demokrasinin kalitesi de önemli. mesela kuzey avrupa ülkelerinin çoğunda hala monarşik yapılar sembolik olarak da devam eder, kraliyet ailesi hala yaşar, yönetimde söz sahibidir falan ancak dünyanın en ileri demokrasileri yine bu ülkelerdedir. neden? çünkü demokrasiyi sadece yazı üzerinde değil gerçek anlamda yaşayan, uygulayan ülkeler. kısaca benimsenmiş bu yönetim biçimi ve güzel bir şekilde de yönetiyorlar ülkelerini. vatandaş mutlu, yöneten mutlu.
türkiye'ye bakıyoruz. ne var? temsili demokrasi. nedir temsili demokrasi? her bireyin, daha doğrusu 70 milyon küsür insanın aynı zamanda ve aynı mecliste toplanması, karar alması mümkün olmadığı için bu sayı azaltılarak 550 kişiye indirilir. bu kişilerin yerlerine karar vereceği varsayılan temsilciler(milletvekilleri) seçilir. seçimlerde uygulanan belli demokratik ilkerlerle(açık oy, eşit oy, gizli oy vs..) 70 milyon kişiden şartları tamam olanlar kendilerini yönetecek olan milletvekillerini seçer, daha sonra da bu milletvekilleri üsulune göre devletin yönetim aygıtlarını(yasama&yürütme ve hatta özellikle son yıllarda yapılan değişikliklerle siyasi iradeye daha bağımlı hale gelen yargı) oluştururlar.
sorun ise tam olarak burada başlıyor. sorun derken, sorunlar yumağı demek daha doğru olur ama burada değineceğim nokta daha çok seçilen kişilerin yeterliliği, daha doğrusu yetersizliği. sosyal medya da zaman zaman görebileceğiniz gibi seçimlerde bizi temsil edip oylarımızı verdiğimiz kişiler aşırı derecede eğitimsiz.
eğitimsiz derken, eğitimsiz olmak kötü bir şeydir demiyorum, ya da ucuz elitizm falan da yapmıyorum, hepimizin bir, bilemedin iki, veya üç kuşak öncesi az çok malum. ancak eğitimsiz olup eğitimsizlikte devam etmek, şartları müsait olduğu halde kendisiyle iligli herhangi bir ilerleme niyetinde olmamak, parası neyse yaparımcı olmak, bir de üstüne ülke yönetiminde söz sahibi olmaya çalışmak, ve hatta maalesef yukarda anlatmaya çalıştığım aksaklık sayesinde de bunda bir şekilde başarılı olmak, soluğu mecliste almak talihsizlik.
hep kızıyoruz, eleştiriyoruz falan ama o beğenmediğimiz, lobici, siyonist amerikan vekilleri(senatör) cv'lerini bir gösterse rezil oluruz alimallah. neticede yöneticilerimiz her şeyi bilmek zorunda değiller, doktora yapmış olmaları, bir ingilizcenin yanında bir yabancı dili de iyi derece konuşabilmeleri falan gerekli değil diyelim. yahu mikrofon uzatan olur da rezil olur muyum acaba diye basın mensuplarının olduğu zamanlarda asistanlarını önden gönderip git bak bakalım gitmişler mi diyen milltevekillerine rastladım!
siyasi partiler için donanımlı aday yerine oy potansiyeli yüksek adaylar gerekiyor, seçmen dersen zaten umrunda bile değil. özellikle doğu ve güneydoğu illerinde seçilen aşiret milletvekilleri hepinizin malumu.
tamam, bilgi, teknoloj, bilim toplumu falan olmayı geçtik de, dilekçe yazmayı bilmeyen milletvekillerinin benim temsilcim olması da insanın kanına dokunmuyor değil. bir ortadoğu ülkesi olduğumuzun farkındayım, demokratik anlamda atılacak çok adımın olduğunun da. ama yazmadan da edemedim, keşke başımızda daha donanımlı yöneticiler olsaydı, ağzı daha iyi laf yapan siyasiler yerine.
şimdi zaten bizim demokrasi geçmişimiz belli. seçme, seçilme falan güzel şeyler ama, ansiklopedide yönetim şekli olarak demokrasi yazınca demokratik olunmuyor maalesef.
türkiye demokratik bir ülke değildir demiyorum, yanlış anlaşılmasın. ama bence demokrasi kadar demokrasinin kalitesi de önemli. mesela kuzey avrupa ülkelerinin çoğunda hala monarşik yapılar sembolik olarak da devam eder, kraliyet ailesi hala yaşar, yönetimde söz sahibidir falan ancak dünyanın en ileri demokrasileri yine bu ülkelerdedir. neden? çünkü demokrasiyi sadece yazı üzerinde değil gerçek anlamda yaşayan, uygulayan ülkeler. kısaca benimsenmiş bu yönetim biçimi ve güzel bir şekilde de yönetiyorlar ülkelerini. vatandaş mutlu, yöneten mutlu.
türkiye'ye bakıyoruz. ne var? temsili demokrasi. nedir temsili demokrasi? her bireyin, daha doğrusu 70 milyon küsür insanın aynı zamanda ve aynı mecliste toplanması, karar alması mümkün olmadığı için bu sayı azaltılarak 550 kişiye indirilir. bu kişilerin yerlerine karar vereceği varsayılan temsilciler(milletvekilleri) seçilir. seçimlerde uygulanan belli demokratik ilkerlerle(açık oy, eşit oy, gizli oy vs..) 70 milyon kişiden şartları tamam olanlar kendilerini yönetecek olan milletvekillerini seçer, daha sonra da bu milletvekilleri üsulune göre devletin yönetim aygıtlarını(yasama&yürütme ve hatta özellikle son yıllarda yapılan değişikliklerle siyasi iradeye daha bağımlı hale gelen yargı) oluştururlar.
sorun ise tam olarak burada başlıyor. sorun derken, sorunlar yumağı demek daha doğru olur ama burada değineceğim nokta daha çok seçilen kişilerin yeterliliği, daha doğrusu yetersizliği. sosyal medya da zaman zaman görebileceğiniz gibi seçimlerde bizi temsil edip oylarımızı verdiğimiz kişiler aşırı derecede eğitimsiz.
eğitimsiz derken, eğitimsiz olmak kötü bir şeydir demiyorum, ya da ucuz elitizm falan da yapmıyorum, hepimizin bir, bilemedin iki, veya üç kuşak öncesi az çok malum. ancak eğitimsiz olup eğitimsizlikte devam etmek, şartları müsait olduğu halde kendisiyle iligli herhangi bir ilerleme niyetinde olmamak, parası neyse yaparımcı olmak, bir de üstüne ülke yönetiminde söz sahibi olmaya çalışmak, ve hatta maalesef yukarda anlatmaya çalıştığım aksaklık sayesinde de bunda bir şekilde başarılı olmak, soluğu mecliste almak talihsizlik.
hep kızıyoruz, eleştiriyoruz falan ama o beğenmediğimiz, lobici, siyonist amerikan vekilleri(senatör) cv'lerini bir gösterse rezil oluruz alimallah. neticede yöneticilerimiz her şeyi bilmek zorunda değiller, doktora yapmış olmaları, bir ingilizcenin yanında bir yabancı dili de iyi derece konuşabilmeleri falan gerekli değil diyelim. yahu mikrofon uzatan olur da rezil olur muyum acaba diye basın mensuplarının olduğu zamanlarda asistanlarını önden gönderip git bak bakalım gitmişler mi diyen milltevekillerine rastladım!
siyasi partiler için donanımlı aday yerine oy potansiyeli yüksek adaylar gerekiyor, seçmen dersen zaten umrunda bile değil. özellikle doğu ve güneydoğu illerinde seçilen aşiret milletvekilleri hepinizin malumu.
tamam, bilgi, teknoloj, bilim toplumu falan olmayı geçtik de, dilekçe yazmayı bilmeyen milletvekillerinin benim temsilcim olması da insanın kanına dokunmuyor değil. bir ortadoğu ülkesi olduğumuzun farkındayım, demokratik anlamda atılacak çok adımın olduğunun da. ama yazmadan da edemedim, keşke başımızda daha donanımlı yöneticiler olsaydı, ağzı daha iyi laf yapan siyasiler yerine.
Gündemdeki Haberler
güncel Önemli Başlıklar