bugün

2015 ekonomik krizi

Patlama ihtimali, patlamama ihtimalinden kat be kat yüksek olan ekonomik kriz.

Paranın uluslararası piyasadaki döngüsü, genel olarak 7 senede bir çemberini tamamlar. Bu deyimi aslında anlamayanlar için şöyle açabiliriz: Ekonomiyi rehavet içinde hissettiren olgu, tahmin edilebileceği üzere paradır. Eğer bugün, 1 milyar dolar nakit paranız olsaydı, yatırımı genel olarak durağan seyreden, düşük faiz olanağı sunan bir ekonomiye mi aktarmak isterdiniz, yoksa zıplama ihtimali bir hayli fazla olan bir ekonomiye mi? Cevap, her akıllı insanın anlayacağı şekilde zıplama ihtimali fazla olan ekonomidir. Büyük şirketler de, aklın yolu bir olduğundan olsa gerek, parayı genelde zıplayan ekonomilere yatırım aracı olarak kullanır. DIşardan gelen bu para, ülke içinde bir akşam meltemi estirir. Antalya'da dükkan işlettiğinizi düşünün, en çok yaz aylarında kazanıyor olmanız ve kendinizi bu aylarda refah içinde hissetmeniz olasıdır, zira dışardan gelen sıcak para sizi yaz aylarında tutar. Konuya dönecek olursak, şirketler, ekonominizin sonbaharını tahmin etmekte ustadır. Artık yatırım için harcanan parayı, daha sağlam yerlere almanızın zamanı gelmiştir. işte, paranın gelişmekte olan ülkelerden gelişen ülkelere geçtiği bu döngü, üç aşağı beş yukarı 7 sene süren bir zaman diliminde kendini tamamlar. Örneklere bakıldığı zaman 2008-2001-1994 krizlerini görürüz, ki çıkmadan önceki durum da neredeyse şu anki durumumuz ile aynıdır.

2001 yılında, Kemal Derviş ve ekibinin uygulamaya koyduğu, IMF stratejili özelleştirme planları ve senelerce başıboşluktan milletin boğazına yapışan bankaların dizginlenmesi, yatırım akışını ülkemize çevirdiği gibi kara düzeni de bir nebze olsa durdurdu. Tam bunun üzerine gelen seçimlerle halk, geçmiş yıllarda çektiği ekonomik sıkıntının intikamını alırcasına; MHP, DSP ve Fazilet partisini (ki kendileri bu seçime Saadet olarak girmiştir) baraj altında bıraktı. Yükselen iki partiden CHP ana muhalefet konumunda yer aldı. Halkın liberal muhafazakar çizgisini beğendiği, yüksek oy almasına rağmen baraj altında kalan partiler sayesinde meclisi domine eden, fikri tanınmasına rağmen isimleri tanınmayan bir parti ise iktidar konumundaydı: Adalet ve Kalkınma partisi. 2008 yılına kadar, Derviş'in doğru hamlelerini bozmadan devam eden parti, özelleştirmelerden gelen sıcak para ile yakaladığı ılık rüzgarı da arkasına alarak, gün be gün daha da güçlendi. Her ne kadar 2008 yılında gelen artçı ekonomik krizle birlikte ufak sallantılar yaşansa da, parti iktidarını bugüne kadar korudu. O günden bu güne sürekli olarak gündeme gelen yolsuzluk iddiaları (ki şu an cemaat ile yaşanan savaş, haksız kazançların ortaya çıkarılmasından kaynaklanıyor diye düşünüyorum) , tek adambazlı ekonomik yönetim, üretim değil tüketim üzerinden işleyen ekonomik parametreler durumu bu noktaya getirdi.

Sözün özü, şahsi kanaatime göre, bir ekonomik kriz sonrası, yeni yüzü sayesinde halkın çıkış kapısı olarak gördüğü adalet ve kalkınma partisi; geçen yıllardaki ekonomik refahı bu sefer sağlayamadığından ötürü yavaşça erimeye başlamıştır. Bu seçimlerde yine iktidar partisi rolünü koruyacağınız düşünüyorum, zira halkın büyük çoğunluğu ortak damardan beslenen medya kanalı yüzünden ekonomi gündemine pek hakim değil. Bunu yandaş olarak addedilen internet sitelerinde girip görebilirsiniz (ki son baktığımda gazetelerde dolar düşme eğrisinde gösteriliyordu, her ne kadar artışta olsa da).

Yerlerinizi alın; asgari ücretle çalışandan Porsche'sinden selam veren kişiye kadar herkesten bir makas alacak ekonomik kriz kapıda.