carrefour

zaman zaman değil her zaman en ucuz olan market.
ayrıca kitleleri peşinden sürükleyen markettir. bizzat bizi sürüklemişliği vardır. nasıl mıdır, işte böyledir:

carrefoura gitmek için müşteri servisi beklenir amma velakin servis bir türlü gelmek bilmez. bunun üzerine minibüse binilir. daha minibüsle 300-400 metre kadar gidilmiştir ki servisin durakta olduğu görülür. daha sonra minibüsten inilir, zira minibüsle 2 vesait yapılacak ve biraz da yürümek zorunda kalınacaktır. yazık olmuştur verilen minibüs parasına. kişi başı 75 kuruş verilmiştir. 4 kişi eder mi size 3 ytl. inerken kimse parayı istememiştir. herkes birbirinden beklemiştir ve olan 3 ytl mize olmuştur. minibüsten inilir inilmesine ama servis sizi bekler mi, beklemez. gaza basar, gider. ama pes etmek var mıdır, yoktur. zaten 3 ytl çöpe gitmiştir. (bir öğrenci için 3 ytl çok önemlidir. nerden baksanız 5-6 paket makarna alınır. bu da demektir ki 5-6 günlük akşam yemeği.) bu servise öyle ya da böyle binilecektir. bunun üzerine çılgınlar gibi yokuş aşağı koşulur. ama ne koşmak. bir sonraki durakta servise binmek şarttır. ne mi olur? o durakta da binemezsiniz servise. servis tam gitmek üzereyken çevredeki yardımsever vatandaşlar tarafından ıslık çalmak suretiyle şoför uyarılır ve evet, evet sonunda başarmışsınızdır. isteğinize azminiz sayesinde kavuşmuş olmanın haklı gururuyla serviste boş bulunan koltuklara oturabilirsiniz artık.

böyle böyle kitleleri peşinden sürükler işte...