bugün

23 ekim 2012 galatasaray cfr cluj maçı

bahaneler dizisinin 3. maçı.

çok ağır bu söylem belki ama şöyle bir dönüp ilk iki maça bakalım. haldır haldır saldırdığın manchester united maçında adamlar iki kıpırdandığında kalene istedikleri zaman gelmişler. tamam hakem senin penaltını vermemiş, ama golün olduğu pozisyonda da kalecini atmamış** neticede sen bütün maç şuursuzca saldırmışsın, adamlar ellerini kollarını sallayarak gelip gol atmışlar, istedikleri gibi de skoru korumuşlar. hadi o gün hepimiz dedik, galatasaray çok iyi oynadı ama olmadı diye.

ama braga maçını şanssızlık veya beceriksizlik söylemleriyle açıklamak mümkün değil. rakip analiz edilmemiş ki! adamların ön alanı fizikli, fuleli, hızlı adamlardan oluşuyor. belli kapanıp kontra yapacaklar. sen şuursuzca saldır, iç saha maçı diye bastır ve enerjini tüket. braganın ön alanı da diri kalıp ceza kesmek için bekledi ki nitekim yaptılar bunu da. şanssızdık dendi, oyuncularımızın beceriksizliği dendi ama kimse rakibin düzgün analiz edilmediğine ve doğru kadro çıkmadığına işaret etmedi.

cluj maçında da yağmur ve zemin deniyor. peki şöyle bir soru yöneltmek istiyorum ben. aynı sahada adamlar da oynamadı mı? hem de 62 dakika 10 kişi? yani onların ayağı kaymadı, onların attığı toplar suya takılmadı vs. daha ilk 2 dakika içinde adamlar kalene 2 kere gelmişler, üçüncü gelişleri gol olmuş. 10 kişi kalmasalar daha çok kontra arayıp gol pozisyonuna girerlerdi, kötü zeminde gömüldüler. 73 orta yapıp 26 şut çektiğin maçta sadece 1* gol bulduysan adama gülerler. ne zemin, ne şans ne de beceri bunun açıklaması olamaz.

kuralar çekildiğinde "ooo koyarız, geçiririz, kesin gruptan çıkarız" diyen taraftar kitlesinin yüzde kaçı bugün aynı şeyleri söylüyor peki?

şimdi sevgili galatasaray taraftarı, size birkaç bir şey söylemek istiyorum. bu dediklerimi ister beğenin, ister beğenmeyin, istiyorsanız da bana sövün ama gerçek budur.

bir kere geçen seneki kadro ve performans veriminin inanılmaz altında takım. bunda tomas ujfalusi'nin sakatlığının ve felipe melo'nun formsuzluğunun çok büyük etkileri var tamam. hadi johan elmander de maksimum verimli bir hazırlık dönemi geçiremedi önceki sakatlığından vs dolayı. ama o çok şereflli türk basınının fatih terim korkusundan dolayı yazmaya çekindiği birçok şey var. çünkü fatih terim tabu, taktik bilgisi eleştirilemez vsvs.

ujfalusi savunmayı toparlayan adamdı. semih kaya'nın tek hamlesi var. ilk hamlesi başarısızsa ikinci hamleyi yapana kadar gol oluyor. ujfalusi bu yüzden önemliydi çünkü kademeye hemen gelebilen ve alanı daraltabilen adamdı. ne cris ne de dany nonkeu bu tip oyuncular değil. hele dany hiç değil. dany'nin tek artısı çabukluğu ama pozisyon bilgisi yetersiz ve fabio bilica ayarında risk alan bir adam.

felipe melo formsuz çünkü bütün hazırlık dönemi boyunca yattı. yanında oynayan selçuk inan'ın da performansı düştü o yüzden. ama selçuk'un form düşüklüğü milli takıma ve abdullah avcı'nın onu oynatmamasına bağlandı! hamit altıntop'un son bir sene içerisinde yaptığı maç sayısının zorlukla iki haneli sayılara ulaştığı* bilinmesine rağmen süperstar havasında getirildi ama ne kadar verim alındı? nordin amrabat var bir de transferi olay olan. amrabat'ın yetenekleri tartışılmaz ancak net bir şekilde açık alan oyuncusu ve savunma yapmayı o kadar da sevmiyor. dolayısıyla da orta sahayı yer yer eksik bırakıyor. geçen sene emre çolak, melo-selçuk, engin baytar'dan oluşan orta saha deli dana gibi bastığı için top hep ön alanda galatasaray'da kalıyordu. bunları göz ardı etti herkes ve kimse de ağzını açıp laf söyleyemedi.

3 maç ardarda kaleye gelen her top gol oluyorsa, sen rakip kaleye 500 kere gidip ancak 1 gol bulabiliyorsan senin ne savunman, ne de hücumun doğru düzgün işliyor demektir.

ama siz rüya takımsınız dimi? evet. hıhı.

2 hafta sonra cluj deplasmanına da aynı mentalite çıkıp yenilirse de susacak mısınız?