bugün

galatasaray'ın takım olarak yağmur altında oynamasına rağmen cenabetliğini bir türlü üzerinden atamadığı karşılaşma.
Sabri Sarıoğlu'nun Galatasarayımız için ne kadar önemli bir futbolcu olduğunu göstermiş maçtır. Çünkü Galatasaray bu sezon Sabri Sarıoğlu'nun oynadığı hiçbir Şampiyonlar Ligi maçını kaybetmedi.

(bkz: xabri xarioglou)
dany'nin çok kötü oynadığı karşılaşmadır.

Öncelikle böyle bir havada takımı yalnız bırakmayan taraftarı can-ı gönülden tebrik etmek gerektiğini düşünmekteyim. Karşılaşma başlamadan önce hava durumu bilgisi geldiğinde yağmurun Galatasaray için büyük problem olacağı belliydi. Kadroda olan oyunculardan cimbom için hayati öneme sahip amrabat, Selçuk, dany gibi futbolcuların performansları tam bir soru işareti idi. Hoca karşılaşmanın 11 futbolcusunu belirlerken herkesin bir kalemde yazacağı isimleri yazmıştı. Buna karşın bu tip havalara alışkın olan Rumen futbol ekibi için böyle bir havanın şans olduğu ortadaydı.

Her iki ekibin de kazanması gereken bu karşılaşmaya rumen ekibi oynatmamak, cimbom ise futbol oynamak için çıkmıştı. ilk 5 dakikada böyle bir zeminde nasıl futbol oynanacağını bilen takım (rumen ekibi) çok tehlikeli iki şut şansı buldu. Daha teknik olanın değil daha güçlü olanın kazanacağı karşılaşmada ilk yarının başları itibarı ile Cluj uzun toplarla oynarken Galatasaraylı futbolcular, özellikle amrabat, melo ve Selçuk topu yere indirmekte hiçbir sakınca görmediler. Dolayısı ile boşa geçmiş bir ilk yarı seyrettik.

Yenilen golde dany’nin hatası büyük. Çok kötü oynadı, tüm karşılaşma boyunca çok çok kötü oynadı. Hamit bundesliga’da oynadığı sezonlarda elde ettiği yoğun yağış altında oynama tecrubesini oyunda kaldığı süreçte sahaya çok iyi yansıttı. ilk yarı itibarı ile en doğru hareketleri yapan, en doğru ve etkili vuruşları yapan isim hamit’ti. Galatasaray adına bir diğer önemli ve iyi oynayan isim ise elmander’di. Her iki futbolcunun da ilk yarıda sakatlanması cimbom için inanılmaz büyük şanssızlıktı.

Hakem ilk yarıda cluj adına ağır sayılabilecek iki kritik karara imza attı; penaltı ve kırmızı kart… cimbom ise her iki kararı da avantaja çeviremedi. Melo penaltıda çok çok kötü bir vuruş yaptı… kötü oyununu kötü bir penaltı vuruşu yaparak taçlandırdı. Agiregaray’ın gördüğü sarı kartların her ikisi de ağır kartlardı… oyuncunun atılması haksızlık oldu. Kendisini teselli eden isim olarak eboue’nin ekrana gelmesi hoş bir kareydi.

ikinci 45 dakika Galatasaray zemine rağmen saldırmaya devam etti. ikinci yarı itibarı ile rakip tamamen kapanmayı tercih etti, otobüsü park etti derler ya; işte öyle… bu sürecin bir sonucu olarak Galatasaray oyunu açamadığından dolayı ceza sahasına 1500 orta kesti ve bu ortaların hemen hepsi rakip savunmada eridi. Hoca eboue’yi oyundan alarak bence gereksiz bir hamle yaptı. Böyle bir zeminde iki tane zorunlu değişiklikten sonra hele hele oyun da sıkışmışken, son değişikliği böyle değerlendirmenin çok mantıklı olmadığını düşünmekteyim. Kendi şahsi kanaatim geçen karşılaşmada oyundan alınmasına tepki gösteren eboue’ye sahada patronun kim olduğunun hatırlatılmasına yönelik bir gövde gösterisi olduğu… böyle bir karşılaşmada, bu şartlar altında dany sahada iken; gereksiz, çok gereksiz…

Derken yine bir yan toptan gol geldi. Gol sonrasında cimbom, telaşlandı ve ne yaptığını bilen oyun yapısından uzaklaştı. Netice itibarı ile kendi evinde bu kadar kolay bir rakipten galibiyet çıkaramayan ekip yine Galatasaray oldu.

Eboue; hocayla problemi var gibi… bu problemin acilen çözülmesi hem kendisi, hem hoca hem de cimbom için çok önemli… arkamızda bıraktığımız çözülmemiş bir sağ bek problemi ile geçen 10 yıl varken bu problem galatasaay için çok büyük bir problemdir. Oyundan çıkarılması çok saçma bir hamleydi.

Danny; bilmiyorum kendisine ne kadar tahammül etmek zorundayız ama, Galatasaray savunmasında stoper oynaması skandal… mevkisinde çok kötü. Top kaybediyor, saçma sapan geri paslar yapıyor, rakibe pas atıyor… rakip takıma yaptığı katkı, elmander’in galatasaray’a yaptığı katkıdan dahi daha büyük.

Semih; mükemmel oynadı, kusursuzdu… danny’nin yerine de iki kişilik stoper oynadı.

Melo ve Selçuk; etkisizlerdi, oyunu açabilecek hamleleri yapamadılar. Melo kötü oyunu ile birlikte takımı adına müsait pozisyonların ve bir de penaltının kaçmasına sebebiyet verdi.

Hamit; sahada kaldığı süre içerisinde galatasaray’ın en iyisiydi. Geldiği günden bugüne değin ilk defa takıma bu kadar katkı sağlayabildiği bir 30 dakika izledik. Takım arkadaşlarına topu havaya kaldırmalarını salık verirken, kritik şutlar çıkartırken, arkadaşlarını boş alanlara kaçırırken çok iyiydi. Sakatlanması şanssızlık oldu, umarım ciddi bişeyi yoktur.

Amrabat; ilk yarıda yerden kalkamadı. Zaman zaman boş sahada dribling dahi yapamadı… ancak ikinci yarı kendisine sihirli değnek değmiş gibiydi… sahada doğru işleri yapan futbolcu oldu, beraberlikte payı büyük. Sol kanatta pinto’yu bitirdi.

Elmander; ah be kardeşim… kritik maçlarda hep sakatlanmak zorunda mısın? Sahadayken mükemmel savaştı, evelemeden, gevelemeden nasıl oynaması gerekiyorsa onu yaptı… unutmadan; seyrettiğim hücum oyuncuları arasında en çok faule maruz kalan, en çok dayak yiyen, kaşı açılan, itilen kakılan adamlardan birisi elmander…

Emre çolak ve Sabri; oyuna girdiklerinden itibaren kendi adlarına oldukça iyi görüntü verdiler, bununla birlikte böyle bir karşılaşmada kurtarıcı adayımızın Sabri olması pek bir hoş, pek bir ironik tabii ki…

Burak ve umut bulut; ellerinden geleni sahaya yansıttılar, bu koşullar kendileri için gerçekten şanssızdı.
maalesef yine galatasaraylı kardeşlerimizi üzmüş maçtır. bir öleceğimi bilmem amk.

(bkz: #17263825)
asıl penaltıcısı selçuk inan'ken, ilk yarısında, cluj 10 kişiyken melo'nun penaltı kullandığı ve kaçırdığı, kurtarıcı olarak uçan adam sabri'nin oyuna girdiği, riera'nın galatasarayın en iyilerinden biri olduğu maç. sonra akıl mantık sistem taktik fındık fıstık....
selçuk inan ve felipe melo'nun falzasıyla mefii olarak gözüme battığı; amrabat'ın ve hakemin galatasaray'ın kazanması için elinden geleni yaptığı sabri'nin girer girmez topu tribünlere gönderdiği lakin 1-1 eşitlikle sonuçlanan şampiyonlar ligi üçüncü hafta müsabakası.
ilk iki maçta hakemin kurbanı olan galatasaray'ın bu sefer yağmur engeline takıldığı maç.

bir cenabetlik aldı başını gidiyor. geçen sene daha çok selçuk ofans oynayıp melo defans oynuyordu. bu sene tam tersi. selçuk'un kötü oynamasının sebebi kesinlikle bu. hamit sakatlanmasaydı onun maçı olabilirdi.
bir beşiktaşlı olarak ben bile üzülürken alınan 1 puana, bazı galatasaraylıların "bakın sıfır çekmedik işte, çekmedik amk. burak yılmaz'ın golü götünüze girsin." diye kıvranmaları çok saçma. ulan 2 puan gitti. şampiyonlar ligi planların gitti gibi bir şey mucize olmazsa... git mastürbasyon yap ve kendine gel salak taraftar.

peşin peşin not: aklı başında olan ve takımının puan kaybetmesine üzülen taraftarlara değildir sözüm, lütfen üzerinize alınmayın. böyle mallar beşiktaşta da var fenerde de var yoksa...
Çokta üzmeyen sonuçtur.

Nedenine gelince maç öncesi bağırdık çağırdık , kontrolsüz güç güç değildir fatih hoca. Senin o çok güvendiğin oyuncularında vasat üzeri oyuncular değil.

esenler apaçisi emre çolaktan medet umuyoruz. Umut burak gibi iki katırı koştur koştur nereye kadar. Semih dany şuursuzun tillahı kimse mamal okumasın iyiler falan diye. Selçukta türkiyede xelcuk hasta galatasaraylıyım selçuku da çok sever beğenirim.

Fatih hoca futbol sonuç oyunu. senin oyununa kimse bakmıyor. Hurra allah allah diye saldırsan ne fayda?

Bu takıma sanatçı lazım ince iş yapan adamlar lazım. Bu kadar odunla bir şey olmaz. Amrabat dışında.

edit : Baros olsa çok şey değişmezdi belki evet, ama denemeye değerdi. Çünkü milan baros.
gecenin hadisesi TT arenaydı arkadaş. milyonlar dolar harcanan stad ilk yağmurlu maçında bu hale geliyorsa hööh amk..

hala şanstan bahsedenler var. şu saatten sonra ne şansı?

umut-burak ikilisi çok uyumsuz yaw. en azından elmander sakatlanmayaydı. bi de o dany adlı ajan kimdir arkadaş, gökhan zan'ı özledim lan..

terim defans meselesine bir çözüm bulmazsa istersen dünyanın en efektik ofans organizasyonuna sahip olalım boş, gelen giriyor içeri.

ayrıca maçta görünen baskı ile orantılı bir pozisyon zenginliği de yok ortada.. pozisyonlar sayılı..

esasında taktikten çok takımın komple kafasında sorun var. neden olduğu da belirsiz. belki fazla havaya girdiler..

ama temeldeki sorun kafada bana kalırsa. eboue falan ne haldeydi öyle yaw. sabri bile eboueden daha iyi toparladı o kanadı düşünün artık..

maçı izlerken esasında şöyle düşündüm yeni isimlerin takıma katkısı sıfır neredeyse.o parayı harcamayıp kasada da tutabilirdik..

üst tura çıkamayacaksak elenelim gitsin amk.avrupa ligiyle falan uğraşmayalım hiç..

geçen seneden sonra bu takım hakkında kötü düşünemiyorum açıkçası ne yaparsa yapsın.bu sene sonuna kadar hangi sonuçları alırsa alsın..

canları sağolsun aslanların...
Üstteki yazıya katılıyorum. Mevzu o bundan 8 yedi öbürü sıfır çekti bizim uefa kupamız var mevzusu değil.. Melo ne diye penaltı kullanır anlamış değilim... Yazık oldu ama gs halen bu gruptan çıkacak güce sahip nokta.
bir fenerbahçeli olarak skoruna gerçekten üzüldüğüm maç... 10 kişi kalmış rakibin, penaltı kazanmışsın atamamışsın yazık oldu.

bir de galatasaray' lı sözlük yazarlarına: galatasaray puan kaybettiğinde gelip fenerbahçe başlığı altında ağlamayın komik oluyorsunuz. hemen fenerbahçe' nin sıfır çektiği senenin puan tablosunu çıakrmalar falan. aga fenerbahçe 0 çekti sen bir puan aldın ve buna mı seviniyosun? yenemediğin takım cluj ulan cluj. kendi liginde gelenin gidenin koyduğu, hocasının kovulmak üzere olduğu cluj ve sen bu puan kaybından sonra gelmiş " heheheeeee 0 çekmedik heheheeeee burak nassıı koyduuu" şeklinde sıçıp sıvıyosun. kusura bakma ama komik oluyosun.

not: üzerine alınması gerekenler kendilerini bilmektedirler. sözüm bütün taraftarlara değildir.
şanssızlık.

evet amına koyim, bildiğin şanssızlık. ulan hani derler ya "üst üste geldi tüm şanssızlıklar" diye, aynen öyle...

arkadaş, ilk maç olan manu maçını hatırlıyorum, sayısız pozisyon, üstüste ataklar, verilmeyen penaltı, direkten dönen 3 top ama sonuç... rakip atak ve gol...

bir önceki maç braga maçı... adamlar iki kez geldi yahu, iki kez! yine sayısız pozisyon, üstüste ataklar, rakip tek kale ama yok... iki atak ve gol...

tamam dedik, cluj'u çarpacağız, bu kez kaçmaz! puan almamız gerekiyor ama futbolcuların top sürmesi imkansız! mecburen doldur boşalt.. başka bir çözüm yok! o da yetmezmiş gibi iki sakat, iki zorunlu değişiklik... sayısız pozisyon... yahu rakip topla kaç dakika oynadı gerçekten merak ediyorum, böyle bir şey olabilir mi yahu...

sonuç mu? göte başa çarpıp kaleye giren gol...

bakın kardeşim, o girdi bu çıktı meselesi değil mesele... sahanın hali ortadaydı, yağmur ortadaydı... top sürülemeyen bir sahada hangi taktikten hangi oyun anlayışından bahsediyorsunuz siz?

bu olayın benim için şanssızlıktan başka bir açıklaması yok.

canın sağolsun galatasaray!

öyle şeyler yaşattın ki, uğrunda ölmeye değer be galatasaray!

edit : damacanavar hatırlattı, bir de kaçan penaltı... hangisini sayayım ki? neyi sayayım...
terim meloya sahip çıkmış, iyi de yapmış

daha koca bir sezon var oyuncuları şu günden yargılayıp asmak mallıktır sadece..
beraberlik yazıklar olsun yönetime bu bidonlara bu paraları veren yönetim allah belanızı versin fatih terime hiç bişey demiyorum zaten her zamanki al al al hepsini al transfer yap bütçenin mına koy bitir takımı lira kalmasın başarısız ol öldürdün lan bizi fatih terim.
70 küsür orta yapıyorsun, 30'a yakın şut çekiyorsun, 1 penaltı kaçırıyorsun... bunun sonunda sadece 1 gol buluyorsun.

bu takımın eksiği çok. ujfalusi ve engin baytar'ın acilen dönmesi gerekiyor. ayrıca elmander'in form tutması, necati ateş ayarında bir adam da mecburi.
ahahaha fatih terim şov adamıdır ama o bile böyle ağlamaz.

(bkz: Her sey aleyhimizeydi)
(bkz: rakip cok gucluydu yağmur)
sağlık olsun cimbomum.
iç mihraklar daha intikam peşindeyken sen avrupa'da yensen de kabullenenilmez büyüklüğün.
Bursasporluyum ama yine klasik olarak rakibi aşağılayarak, hava durumunu bahane ederek geçen bir maç daha. Hava şartları iyi olsaydı galatasaray' ın kazanma şansı daha yüksek olur muydu ? evet! ama benim seyrettiğim yıllar önce karlar altında oynanan bir werder bremen maçı vardı ki o takım çok daha akıllı ve gayretliydi. bu akşam galatasaray doğru işler yapamadı ve malesef bizim ülke olarak futbolda nerelerde olduğumuz tokat gibi yüzümüzde patladı. konu galatasaray fenerbahçe bjk ya da Bursaspor değil! Bu ülkede futbol yerlerde sürünüyor!Herşeyde olduğu gibi!
galatasarayın gayet şanslı olduğu karşılaşma.
rakip 10 kişi kalmasa, yağmur da yağmasa braga faciasına benzer bir facia yaşarlardı.
şansız demesin kimse, kurtarıcısının sabri sarıoğlu olduğu bir takım bu kadar oynar.
suç; bu takımı erken havaya sokan yalaka basında.

edit: tokinin yaptığı bir yeride su basmasın arkadaş.
o değil de devlete kitledikleri stadın bari çimine baksalardı biraz...

önüne geleni transfer eden takımın sahası tarla gibi. bu da yöneticilik oluyor.

(bkz: yersen)
Sahayı su bastı, kendi kalemize gol attık, iki sakat verdik, penaltı kaçırdık.
Buna da şanssızlık diyelim kalan maçlar alıp yolumuza gidelim.
sonu baştan belli maçtı öyle de oldu.
kim bilebilirdi yağmurun bu kadar gs düşmanı olduğunu, fatih hocanın da dediği gibi "söyleyecek çok fazla şey bulamıyorum" maçı. Bu kısmetsizlik nedir anlamadım arkadaş her maç mı aleyhimize çalışır şans denen yavşak kavram. Var bi uğursuzluk üstümüzde. Hocam sen bu takımı en kısa zamanda bi eyüp sultana götür, bi faydası olur belki. Fakat şu bilinsin ki Sonuna kadar inandık bu gruptan çıkıcaz, onlar bunu başaracak.
1-1' lik beraberlikle biten karşılaşmadır. galatasarayımızın her zamanki gibi yüreğini sahaya koyarak oynadığı karşılaşmadır. elmander' in alnındaki kandır. amrabatın yerlerde sürüklenirken ayağa kalkıp koca sahayı tek başına doldurmasıdır. sabri' nin tükenmeyen enerjisidir. bugün melo o penaltıyı atsa ya da burak' ın o topu ağlara girse kahraman olacaklardır o havuzda. ama taraftarlığın skorla olunmadığını bugün tekrar hatırlattığın için sağol galatasaray.