bugün
- nervio10
- bebeği gibi seven incitmeyen değer veren erkek46
- eksi ruyaları sözlük heyetinden istemek23
- hayatınız boyunca sizi en derinden yaralayan olay8
- iğrenç bir his tarif et29
- icardi190510
- düşün ki o bunu okuyor17
- türkiye toplumunun ahlaksızlığa pratik zeka demesi13
- uludağ sözlüğe nasıl düştünüz16
- sözlük kızlarının saç rengi18
- anın görüntüsü9
- galatasaray12
- bülent uygun10
- hakim ziyech11
- 5 mayıs 2024 galatasaray sivasspor maçı17
- hayvancılık destekleneceğine neden ithalat10
- eksi ruyalar ile yakaladığımız müthiş uyum21
- 170 iq üstü sözlük yazarları veritabanı18
- şöyle hanım hanımcık öğretmen bir kız bulamamak17
- sözlük yazarlarına gelen son mesaj14
- bebeği gibi seven incitmeyen değer veren kadın10
- bir türlü ısınmayan ayaklar9
- en yaşlı özelliğiniz14
- kocaeli de fabrikada yaşanan cinsel grup seks22
- insanlar melek mi şeytan mı10
- budweiser14
- kızların tipe bakmadığı gerçeği29
- bir kadın nasıl tavlanır19
- kediye kediş köpeğe köpüş diyen kız8
- hemşire kızlar nasıl oluyor27
- diyanet işleri başkanına audi 6 tahsis edilmesi12
- çağ dışı teknolojilere özlem duymak8
- bir gavatın soyadını nick yapmak10
- mert hakan yandaş13
- nude istemeyen erkek9
- numan kurtuluş dem parti görüşmesi23
- dursun özbek gibi olsam utanırım8
- yakışıklı ama zengin erkek14
- çift maaş alan akpli bürokratların ücretlerine zam17
- sözlük kızlarına yürüyen vizyonsuz9
- sözlük yazarlarının abileri11
- erkek çocuk için isim önerileri9
- aşkta yaş farkı önemli midir10
- içip içip entry girmek8
- arkadaşlar falıma bi bakar mısınız8
- emar11
- 170 boyunda 70 kilo erkek9
ben bu yaziyi sana yazdim
ben bu yazıyı sana yazdım; her gün bahçesinin önünden geçip bugün tanışma fırsatı yakaladığım teyzeye.
okul otobüsüne binmek için geçtiğim yolun üstünde bu teyzenin evi. ara sıra birbirimizi gördüğümüzde gülümsemekten ibaretti tanışıklığımız. bugün yine oradan geçerken gördük birbirimizi, gülümsedik. selamlaştık hatta ve teyze bir ricada bulundu benden çekine çekine. masmavi gözleri minicik vücuduyla o kadar tatlıydı ki. "tabi teyze dedim yardımcı olabileceğim bir şeyse yaparım." yaprak saracakmış biraz yaprak toplamamı istedi benden. topladım. çok memnun oldu, bahçesindeki erik ağacından erik almamı söyledi, yolda giderken yiyeyim diye. istediğim zaman gelip erik toplayabileceğimi de belirtti. "olur gelirim" dedim. tam gidecekken baktım teyzenin söyleyecekleri bitmemiş. kendisinin oğlu olmadığını , iki kızından birinin ve eşinin vefat ettiğini, yalnız yaşadığını ara sıra uğrarsam mutlu olacağını söyledi. "tabi gelirim teyzecim" diyerek ayrıldım yanından.
duraktan kız arkadaşımı alıp yolda yürürken, durağa giderken aklımdan geçen düşünceyle birlikte teyzeyle olan diyaloğu anlattım. bugün anneler günüydü ve tek başına yaşayan o teyzenin anneler gününü kutlamalıydım. bir çiçek alıp gittik teyzenin evine. kapı aralıktı. "teyze merhaba" dedim. kalktı hemen şaşkınlıkla. "oğlum utandırdın beni" dedi elimdeki çiçekten dolayı. "bu benim arkadaşım " dedim kız arkadaşımı göstererek. içeri aldı bizi. gözleri doldu teyzenin aynı şekilde kız arkadaşımın da. kız arkadaşıma sarıldı teyze. neden ağladığını sordu. kız arkadaşım anneannesini hatırladığını söyledi teyzeye. konuştukça teyzenin mavi gözleri, duvardaki resimleri, koskoca evdeki yalnızlığı içime işledi. keşke daha önce tanısaymışım teyzeyi dedim içimden. rumların zulmünden kaçıp gelmişler lefkoşa ya. ellerinde koca bir hiçle, arkalarında herşeylerini bırakmak zorunda kalarak. kızlarından bahsetti, torunlarından. psikoloz muş birisi. diğeri ingilizce öğretmeni. ingiltere delermiş. yılda bir kaç gün gelebiliyorlarmış sadece. özlem kokuyordu teyze buram buram.
bize de sorular sordu, neler yaptığımızı, nereden geldiğimizi. bol bol öğüt verdi yılların verdiği yaşanmışlıkla. kız arkadaşıma üzülmemesini tembihledi. kendini yıpratmaktan başka bir işe yaramaz dedi. çok da doğru dedi. birbirimize sahip çıkmamızı söyledi.
mor elbisesi ve aynı renk yeleği, tül çorabı ve terlikleriyle uzun zamandır hissetmediğim özlem duygusunu bana da hissettirdi havva teyze. gözlerindeki memnuniyet her şeye bedeldi.
evden çıktıktan sonra bir süre sessiz kaldık kız arkadaşım da ben de. bir cümleyle kutladığımız annelerimizin anneler gününün önemini anladık belki de.
onun asla bu yazıdan haberi olmayacak da olsa; ben buradan seslenmek istiyorum dünyalar tatlısı havva teyze ye. anneler günün kutlu olsun, sen de benim bir annemsin artık.
ben bu yazıyı sana yazdım; her gün bahçesinin önünden geçip bugün tanışma fırsatı yakaladığım teyzeye.
okul otobüsüne binmek için geçtiğim yolun üstünde bu teyzenin evi. ara sıra birbirimizi gördüğümüzde gülümsemekten ibaretti tanışıklığımız. bugün yine oradan geçerken gördük birbirimizi, gülümsedik. selamlaştık hatta ve teyze bir ricada bulundu benden çekine çekine. masmavi gözleri minicik vücuduyla o kadar tatlıydı ki. "tabi teyze dedim yardımcı olabileceğim bir şeyse yaparım." yaprak saracakmış biraz yaprak toplamamı istedi benden. topladım. çok memnun oldu, bahçesindeki erik ağacından erik almamı söyledi, yolda giderken yiyeyim diye. istediğim zaman gelip erik toplayabileceğimi de belirtti. "olur gelirim" dedim. tam gidecekken baktım teyzenin söyleyecekleri bitmemiş. kendisinin oğlu olmadığını , iki kızından birinin ve eşinin vefat ettiğini, yalnız yaşadığını ara sıra uğrarsam mutlu olacağını söyledi. "tabi gelirim teyzecim" diyerek ayrıldım yanından.
duraktan kız arkadaşımı alıp yolda yürürken, durağa giderken aklımdan geçen düşünceyle birlikte teyzeyle olan diyaloğu anlattım. bugün anneler günüydü ve tek başına yaşayan o teyzenin anneler gününü kutlamalıydım. bir çiçek alıp gittik teyzenin evine. kapı aralıktı. "teyze merhaba" dedim. kalktı hemen şaşkınlıkla. "oğlum utandırdın beni" dedi elimdeki çiçekten dolayı. "bu benim arkadaşım " dedim kız arkadaşımı göstererek. içeri aldı bizi. gözleri doldu teyzenin aynı şekilde kız arkadaşımın da. kız arkadaşıma sarıldı teyze. neden ağladığını sordu. kız arkadaşım anneannesini hatırladığını söyledi teyzeye. konuştukça teyzenin mavi gözleri, duvardaki resimleri, koskoca evdeki yalnızlığı içime işledi. keşke daha önce tanısaymışım teyzeyi dedim içimden. rumların zulmünden kaçıp gelmişler lefkoşa ya. ellerinde koca bir hiçle, arkalarında herşeylerini bırakmak zorunda kalarak. kızlarından bahsetti, torunlarından. psikoloz muş birisi. diğeri ingilizce öğretmeni. ingiltere delermiş. yılda bir kaç gün gelebiliyorlarmış sadece. özlem kokuyordu teyze buram buram.
bize de sorular sordu, neler yaptığımızı, nereden geldiğimizi. bol bol öğüt verdi yılların verdiği yaşanmışlıkla. kız arkadaşıma üzülmemesini tembihledi. kendini yıpratmaktan başka bir işe yaramaz dedi. çok da doğru dedi. birbirimize sahip çıkmamızı söyledi.
mor elbisesi ve aynı renk yeleği, tül çorabı ve terlikleriyle uzun zamandır hissetmediğim özlem duygusunu bana da hissettirdi havva teyze. gözlerindeki memnuniyet her şeye bedeldi.
evden çıktıktan sonra bir süre sessiz kaldık kız arkadaşım da ben de. bir cümleyle kutladığımız annelerimizin anneler gününün önemini anladık belki de.
onun asla bu yazıdan haberi olmayacak da olsa; ben buradan seslenmek istiyorum dünyalar tatlısı havva teyze ye. anneler günün kutlu olsun, sen de benim bir annemsin artık.
güncel Önemli Başlıklar