bugün

vatandaş türkçe konuş

ozünde ırkçılık taşıyan dp döneminde faşizan uygulamaya dönen kampanya. kampanya ile hedeflenen azınlıkların kendi ana dilleri ile konuşmanın yasaklanmasıdır. kampanya öncelikle dârül-fünûn hukuk fakültesi talebe cemiyeti'nin 13 ocak 1928 tarihinde yıllık kongresinde aldığı karar ile başladı. talebe cemiyeti reisi, azınlıkların umumi yerlerde türkçe'den başka dil kullanmalarını yasaklamak için girişimde bulunulmasını istedi. türk ocakları'nda düzenlenen bir toplantıda da umumi yerlere türkçe konuşulmasını tavsiye eden tabela ve flamaların asılmasına, okullarda konferanslar verilmesine karar verildi. kampanyanın başlaması ile beraber azınlıkların kendi aralarında dilleri ile konuşmaları yasaklanmış, anadilleri ile konuşanlar toplum tarafından tecrit uygulamalarına varılabilecek kadar izole edilmişlerdir. bir çok yerde azınlıklarla kavgalar meydana gelmiş, gerginlik had safhaya ulaşmıştır. lozan' ın azınlıklarla ilgili haklarını düzenleyen maddelerinden biri olan 39 madde ye göre ''hiçbir türk uyruklunun özel ilişkilerinde, ticarette, ibadette, basında ya da her tür yayında ya da halka açık toplantılarda herhangi bir dili serbestçe kullanmasına kısıtlama getirilmeyecektir'' metnin bulunmasına rağmen parçalanmış bir imparatorluğun küllerinden bir ulus-devlet inşa etme sürecinde yer alan tek parti iktidarı içine sindirmeden imzaladığı azınlık maddelerini filliyatta uygulamaya koymamak için elinden geleni yapmıştır. vatandaş türkçe konuş kampanyası da bu cercevde değerlendirilebilecek bir uygulama olarak tezahur etmekte azınlıkları türkleştirme siyasetinin bir uzantısı olmaktadır. kampanyanın devamını 27 mayıs darbesinin ardından yoğun bir şekilde dp hukumeti uygulamaya sokmayı başardıysa da faşizan bir uygulama aracı olarak özünde asimile politikası taşıyan kampanya dönemin istanbul valisi tuğgeneral refik tulga'nın bireysel girişimleri ile engellendi.