bugün

hayata dair iç burkan detaylar

askerlik şubesinde bir kargaşa bir kıyamet, ''neyi nereden alıp nereye veriyoruz'' diye ortalıkta dolaşan onca er namzeti. bir odaya girip muhayene olacaklar. bir sıra var ki sonunu bulana kadar yarım saat geçiyor.
sıranın önlerinde boyu kısa bir genç var. oldukça kısa. arkaalarda sıra bekleyenler kendi aralarında konuşurken illaki bu boka da burun sokuyorlar. bunun ne işi var burda, askerlik yapıyor mu böyleler muhabbetleri dönüyor.
sıra sağolsun on dakikada on santim ilerlemiyorken gençler sıkılıyor. ulan ne boktan iş bu askerlik, hay ben böyle işin hayıflanmaları başlıyor.
sıra bu kısa boylu arkadaşa gelince kapıdan konutanla konuşmalarını duyuyoruz;
- askerlik yapıcan mı olum sen
- evet komutanım
- bak oğlum. istersen yapmazsın sen. boşver.
- yapıcam komutanım. allahınızı seviyorsanız bana askerlik yapamazsın demeyin.
...
- tamam doldur o zaman şunları
- sağolun komutanım. söz veriyorum normal insanları aratmıycam

arkalarda kızaran suratlar, vay amına koyimlar, sessizlik...
ne normali ulan, ne normali! sen normal değilsen ben böyle normalliğin içine sıçayım.