bugün

allah tanrı nın belasını versin

necip fazıl'ın bu aforizmasının esas amacı Allah yerine tanrı diyenlere cevap vermek ancak bu sözle birlikte aslında allah'tan başka bir tanrının varlığını da kabul etmiş oluyor. bir şeyin belasını istemek için öncelikle öyle bir şeyi kabul etmek gerekir. tövbe haşa allah'tan başka bir ilah var onun adı da tanrıymış gibi bir anlam çıkıyor bu sözden. bu açıdan oldukça yanlış.

bir diğer yanlış ise şurada ki dilin kalıplarını, kelimelerini değiştirmeye çalışmak. daha önce belirten de olmuş, hüda, mevla kelimeleri farsça ve ikisi de kullanılıyor. keza kullandığımız dini terimlerin bazıları da farsça. örneğin oruç ve namaz. ikisi de farsça kelimeler. biz arapçalarını kullanmıyoruz çünkü dile böyle yerleşmiş.

bir kişi kapıyı çalıp yemek istediğinde "tanrı misafiri" der. bir duruma şaşıran insan ise "allah allah" der. bu kelimeleri değiştirmeye çalışsak ne kadar gülünç olur değil mi?

- kim o?
+ allah misafiri.

veya;

tanrı tanrı, ben bu adamı nerden hatırlıyorum ki acaba?

velhasılkelam dile yerleşen kelimelerle uğraşılmaması gerektiği kanaatindeyim. allah, tanrı, hüda, mevla... hepsi bizim kültür yaşantımızın ürünleri. bu tür gereksiz ve basit sözlerle insanları sınırlandırmamak gerek.