bugün
- türk kadınlarındaki en büyük sorun11
- türk polisinin güzel kızlara karşı olan nezaketi20
- havalar ısınınca orospu gibi giyinen kadınlar15
- merve boluğur11
- nude isteyen kız12
- güçlü kadınların ortak özellikleri17
- şanlıurfa da damattan istenilenler listesi13
- kocasına kahvaltı hazırlamayan kadın kusurludur27
- zalbert ramstein17
- sözlüğün en iyi iki erkek yazarı12
- gizli samyel15
- icardi190516
- sözlüğün bağımlılık yapması10
- kemalistlerin insanları atatürk ten soğutması20
- magicovento13
- sözlüğün en iyi iki kadın yazarı34
- jose mourinho34
- içinde hiç'a harfi geçmeyen bir cümle yazınü12
- liselilerin arkadaşına yaptığı doğum günü şakası9
- anın görüntüsü9
- yazarlar neden bu nickleri kullanıyor10
- sözlüğün en yaşlı yazarları8
- küçük memeli kadınlar9
- arkadaşlar bik bik geldi12
- heykel sanatını putla bağdaştıran yobaz14
- biz bu hayata çalışmaya mı geldik8
- uludağ sözlük'ün en çekici erkeği kim12
- insanoğlunu yerleşik hayata geçiren neydi14
- eşcinsellere hasta diyen hastalıklı insanlar21
- yazarların sevdiği şehirlerarası yollar8
- istan ekini türkçeden kaldırmak8
- albay kemal15
- 3 haziran 2024 hakkari'ye kayyum atanması16
- sözlükçü kemalistlerin mide bulandırması9
- hadise'nin parasız erkeklere tepkisi40
- yazdan nefret etmek10
- sokak ortasında ilişkiye giren muhafazakar çift14
- a haber için 3 kelime yakıştır9
- türklere peygamber gönderilmemiş olması9
- sözlükte artık yazılamayacağı gerçeği8
- erkeklerin meme tercihi11
- osman gökçek8
- üstteki yazarın sevdiği iki şey8
- mfö'nün en güzel şarkısı14
- kadınları öldüren bir virüs yaratıp dünyaya salmak20
- hazır olun yeni pandemi geliyor13
- 8 bin lira maaş teklif edilen öğretmen13
- evliliklerin çoğunun para yüzünden bitmesi10
- kadıköy de pidecide yediğimiz efsane kazik17
- kaç tane gerçek istanbullu tanıdınız14
seneler önce dogville'i izlemiştim. sinemadan anlamayan biri olarak çok da ısrarcı olmayacağım yorumlarımda fakat bir kaç nokta var ki göz önünde bulundurulmalı!
öncelikle dogville ile bir karşılaştırma yapmanın gereksiz olduğunu düşünüyorum. eğer söz konusu olan nicole kidman ile bryce dallas howard arasında bir çekişme ise; bir kidman hayranı olmama rağmen bu çekişmeyi howard'ın alacağını rahatlıkla söyleyebilirim. grace, aslında iyi niyete fazla boğulmuş bir karakter ise, kidman'ın kişiliği gereği dogville'deki 'kendinden emin' hallerini 'rol'ü örtememişti, howard belki gençliği sebebiyle bu 'şaşkınlığı' sergilemekte daha usta değil ama 'doğal'!
ikinci olarak; manderlay, dogville ile aynı etkiyi yaratmakta ve beklentileri de karşılamakta. ikisi arasında bir karşılaştırmanın doğru olmadığını düşünüyorum çünkü dogville'in odaklandığı nokta ile manderlay'ın odaklandığı noktanın 'vahşet'i birbirinden farklı ölçekler taşıyor. dogville'de grace'in yaşadıkları, olayları ve kişileri anlamlandırma çabasının yanında, fiziksel bir şiddeti de barındırıyordu. üstelik bu fiziksel şiddet periyodik şekilde devam ediyordu. manderlay'de ise beynimizde, düşünce sistemimizde, hatta bilinç altımızda sakladığımız, belki de reddetmeye çalıştığımız ama hücrelerimize kadar işlemiş olan gerçeklerle bizi yüzyüze getiriyor.
yani dogville; bildiğimiz ve savunduğumuz şeylerin doğruluğunu onarken, manderlay doğru bildiklerimizi sorgulatıyor, bizleri hayalini kurduğumuz ama bir sistem haline getiremediğimiz düşüncelerimize boğuyor. bu açıdan dogville kadar fazla şekilde hislerimize değil, beynimize saldırıyor!
dogville'de, grace'in köyü yaktırması için binlerce haklı sebep söyleyebilecekken, manderlay'de kırbaçlanan timothy'nin söylediği 'bizi siz yarattınız!' sözleriyle irkiliyoruz. grace, onlara demokrasi ve özgürlük öğretirken yaklaşımlarıyla sergilediği iyi niyet hepimizin ruhunu okşarken, 'biz merdiven yapıp bu çitlerden kaçmayı düşünemeyecek kadar aptal mıyız?' ı gözden kaçırıyoruz! bilinç altımızdaki küçümsemeyi...
üstelik bu küçümseme, bu bilinçaltı yeri geldiğinde zenci ya da beyaz; kadın ya da erkek hiç farketmiyor! timothy, grace'i becerirken *, grace timothy'i kırbaçlarken, zenci kadın grace'in aklını, timothy'nin kendisiyle ilgilendiği konusunda çelerken ya da çiftliğin kuralını yazan zenci de hep aynı 'kurnazlık' var!
rengi, ırkı ya da cinsiyeti ne olursa olsun;
kapitalizmin yarattığı bencil insan ve aklı!
edit: bu arada dogville'in başında tom'un zenci kadınla yaşadığı dialog ve 'efendim' hitabı ile manderlay'deki çiftliği sahibi kadın ile dogville'de zencefilleri için toprağı süren kadın aynı kişi olması... ironik mi desek, ne desek *
öncelikle dogville ile bir karşılaştırma yapmanın gereksiz olduğunu düşünüyorum. eğer söz konusu olan nicole kidman ile bryce dallas howard arasında bir çekişme ise; bir kidman hayranı olmama rağmen bu çekişmeyi howard'ın alacağını rahatlıkla söyleyebilirim. grace, aslında iyi niyete fazla boğulmuş bir karakter ise, kidman'ın kişiliği gereği dogville'deki 'kendinden emin' hallerini 'rol'ü örtememişti, howard belki gençliği sebebiyle bu 'şaşkınlığı' sergilemekte daha usta değil ama 'doğal'!
ikinci olarak; manderlay, dogville ile aynı etkiyi yaratmakta ve beklentileri de karşılamakta. ikisi arasında bir karşılaştırmanın doğru olmadığını düşünüyorum çünkü dogville'in odaklandığı nokta ile manderlay'ın odaklandığı noktanın 'vahşet'i birbirinden farklı ölçekler taşıyor. dogville'de grace'in yaşadıkları, olayları ve kişileri anlamlandırma çabasının yanında, fiziksel bir şiddeti de barındırıyordu. üstelik bu fiziksel şiddet periyodik şekilde devam ediyordu. manderlay'de ise beynimizde, düşünce sistemimizde, hatta bilinç altımızda sakladığımız, belki de reddetmeye çalıştığımız ama hücrelerimize kadar işlemiş olan gerçeklerle bizi yüzyüze getiriyor.
yani dogville; bildiğimiz ve savunduğumuz şeylerin doğruluğunu onarken, manderlay doğru bildiklerimizi sorgulatıyor, bizleri hayalini kurduğumuz ama bir sistem haline getiremediğimiz düşüncelerimize boğuyor. bu açıdan dogville kadar fazla şekilde hislerimize değil, beynimize saldırıyor!
dogville'de, grace'in köyü yaktırması için binlerce haklı sebep söyleyebilecekken, manderlay'de kırbaçlanan timothy'nin söylediği 'bizi siz yarattınız!' sözleriyle irkiliyoruz. grace, onlara demokrasi ve özgürlük öğretirken yaklaşımlarıyla sergilediği iyi niyet hepimizin ruhunu okşarken, 'biz merdiven yapıp bu çitlerden kaçmayı düşünemeyecek kadar aptal mıyız?' ı gözden kaçırıyoruz! bilinç altımızdaki küçümsemeyi...
üstelik bu küçümseme, bu bilinçaltı yeri geldiğinde zenci ya da beyaz; kadın ya da erkek hiç farketmiyor! timothy, grace'i becerirken *, grace timothy'i kırbaçlarken, zenci kadın grace'in aklını, timothy'nin kendisiyle ilgilendiği konusunda çelerken ya da çiftliğin kuralını yazan zenci de hep aynı 'kurnazlık' var!
rengi, ırkı ya da cinsiyeti ne olursa olsun;
kapitalizmin yarattığı bencil insan ve aklı!
edit: bu arada dogville'in başında tom'un zenci kadınla yaşadığı dialog ve 'efendim' hitabı ile manderlay'deki çiftliği sahibi kadın ile dogville'de zencefilleri için toprağı süren kadın aynı kişi olması... ironik mi desek, ne desek *
güncel Önemli Başlıklar