bugün

ibrahim tatlıses

bazı insanlar cahilliğin tamamen okuma-yazma bilmemeyle veya bir diplomaya sahip olmamayla alakalı olduğunu düşünüyor ve yanılıyorlar. elbette okuyan insan daha bilinçlidir, bazı şeyleri görmesi daha kolay olur. ancak bir de işin aile yönü var. aile gerçekten çok önemli. insanlar değer yargılarını, ahlak ilkelerini, doğruyu yanlışı ayırt etme yeteneklerini çok küçük yaşta henüz okula bile gitmeden ediniyorlar. insan, o çağda iken iyi bir aile içi eğitim almaz ve tutarsız bir çevrede yetişirse kafasında çarpık bir fotoğraf oluşur hayat hakkında. bir de pek çok konuda aç kalırsa, ileride bir gün her şeye sahip olduğunda doymak nedir bilmez.

bu kişi hakkında ne biliyoruz? bir mağarada doğduğunu. kendisi söylüyor. ve bunu her söylediğinde de bundan utanmadığını haykırıyor. zaten onu bununla suçlayacak değiliz. sadece bu bilgiden neye ulaşabiliriz peki? bu kişi ailesinden muhtemelen sadece hayatta kalmaya yetecek kadar destek gördü. o şartlarda doğup büyüdüğüne göre eğitim gibi konular fazla lüks kaçar. bu doğal bir şey. bir kusur değil. kusur bir çok kurumda aranabilir. en son bakılacak yer kişinin ailesi olurdu. kontrolsüz şekilde çocuk yapmakla bile suçlanamazlardı çünkü bu da devletin sorunu olurdu. bütün bunlar başka problemler.

bu kişi anladığımıza göre öyle zorluklar yaşamış ki rahata erdiğinde, güç kazandığında öfke ve nefretle adeta hayattan intikam alma yoluna gitmiş. bir insanın hangi acıları çektiğini bilemeyiz. bir insanın hangi çukurlara düşüp çıktığını, nasıl bir cehennemden kaçtığını da. o nedenle sonuca bakarak hiç kimseyi bütünüyle suçlu görmeye hakkımız yok. nasıl zaferler ve gururlar bizdense bütün sakatlıkları da toplum olarak biz var ediyoruz. ve her şey birbirine bağlı. kimsenin kendini bütün olan bitenden soyutlaması mümkün değil. bu kişinin yerinde biz olsak da benzer davranışları sergilemeyeceğimizin bir garantisi yok. ama bu demek değil ki zorlukları yaşayan bir insan böyle davranmakta haklıdır. işte bazılarımızın büyük yanılgısı bu. oysa suçu övmek suç işlemekten daha kötüdür. suç olur ve biter. pişman olma hakkı vardır. affedilme olasılığı vardır. ama suçu övmek çok daha ağırdır. fikirdir ve göze batmaz. ama bulaşıcıdır. zihinler arasında yayılır. ve onunla savaşmak güçtür.

problem, bu kişi ile ilgili bazı insanlarda bulunan algı. belki de insanlar kendi hayatlarıyla onun yaşadıklarını özdeşleştiriyor ve sahipleniyorlar. aileden zengin biri gidip bir uçak alsa diyelim ki, lafı olurdu. denebilirdi mesela, -vay be uçak almış kim bilir nasıl vergi kaçırıyor. ama sonradan "yırtmış" biri uçak aldığında buna benzer çatlak sesler pek azdır. baskın ses der ki, -helal olsun koçuma, yakışır. tepkide neden böyle bir fark olduğunu anlamak zor değil. biri dün bizdendi, bugün bizim olmak istediğimiz gibi. diğeri dün de bizden değildi şimdi de değil. toplumda şöyle bir tutarsızlık var. hem zengin olmak isteriz hem de zengin olan kişinin mutlaka bir defosu olmalıdır diye düşünürüz.

hangi suçu işlemiş olursa olsun, insan hayatının kutsallığı nedeniyle ölmesini istemek insanlıkla bağdaşmaz. yaşaması, iyileşmesi için dua etmek ise keyfidir. bu konuda fikir beyan etmemek de ayıplanmamalıdır.

fikrime gelince. kendisi benim için sadece toplumsal bir inceleme konusu. kendimize dair bir gözlem, bir deney düzeneği. bunun ötesinde bir katkısı olduğunu düşünmüyorum. sanatını bir kenara koyarsak tabii. o konuda tartışmak gereksiz.

görmek isterdim ki, urfa'da oxford olmadığı için okuyamadığını söyleyen bu kişi durumu iyi olduğunda hadi kendisi okumaya girişmedi onu geçelim en azından doğduğu yerdeki maddi sıkıntılar nedeniyle okula gidemeyen, üniversite kazanamayan çocuklar gençler için bir şeyler yapsın. ama laf olsun diye değil. elindeki imkanları gerçek anlamda kullanarak. bu işin üstüne giderek. yoksa orada burada oxford meselesini açmak bir işe yaramıyor. istese her sene onlarca sanatçı ile yardım konserleri, geceler, programlar yapar bir sürü para toplar; bir vakıf kurar işleri organize şekilde idare ettirir ve hiç olmazsa bölgesindeki, memleketindeki çocuklar için bir şey yapmış olurdu. işte bunu görmeyi isterdim. bu benim bu topluma inancımı daha da artırırdı. bunlar ne yazık ki gerçekleşmedi. ve bunda toplum olarak bizim de suçumuz var. aynaya iyi bakalım. böyle olsun istedik biraz.