bugün

yaşar kemal

"kaç yazar yazdığını yaşar ya da kaç yazar yşadığını yazar?" sorusunu haklı çıkarmıştır kendileri.

orhan pamuk, nobel edebiyat ödülünü aldığında bir çok insan gibi bende kendilerini * sokmuştum nobel komitesinin gözüne. "yaşar kemal'e vermeliydiniz bu ödülü ahm.klar" demiştim kendimce. ne oldu? hiçbir şey. birisi otuzbin kürt ve bilmem kaç milyon ermeni öldürüldü dedi. diğeri de teröristleri özgürlük için savaşan gerilla yaptı.

siyasi duruşu her zaman bilinen yaşar kemal'in böyle bir gereksiz açıklama yapması üzücüdür. düşünce suç değildir. düşünceyi icraata geçirmek suçtur. ve, kendileri bu düşünceyi dışarı atarak icraata geçmiştir. ve, şahsi fikrim yargılanması gerekmektedir.

aşırı milliyetçi olmamama karşın bu gidişattan rahatsız olmaktayım. gayet hassas ve kırılgan bir dönem yaşayantürkiye cumhuriyeti nin (bkz: kürt meselesi) (bkz: avrupa birliği kriterleri) bir vatandaşı olarak artık yargılanıp cezası neyse çekmesini istiyorum birilerinin. bu kişilerin statüsü veya rolü ne olursa olsun. çünkü; gidişat kötüye gitmektedir.

yıllarca devşirme usülü ile vezir alınan osmanlı sarayı'nda cereyan eden o muhteşem hikayeyi hatırlıyorum şimdi:

devşirme vezirlerden birisi saray bahçesi'nde askerlere çıkışır; "pis türk ne yapıyorsun sen?"
pencereden olayı izleyen ikinci abdülhamid anlar izlenilen yanlış politikayı.

işte, aynı yanlış politikanın tekrar zuhur etmemesi için herkesi göreve çağırıyorum. ve, tek bir roman karakterinin gerçek olup da benim yanımda benimle birlikte hak mücadelesine girmesi için dua ediyorum;

(bkz: ince memed)