bugün

başlığın aslı: 'çocukken nefret edilen davranışları büyüyünce yapmak' lakin karakter sınırı, malumunuz.

geyiği geçip sadete gelirsek çocuk kafasıyla nefret ettiğimiz davranışları, büyünce kendimizin de yağtığını fark etme durumu. getirdiği hissiyat içler acısıdır.

yalan söylemek, televizyonda haberleri izlemek, çocukken sigara içilmesinden nefret ederken büyüyünce içmek vs vs. bu örenkler uzatılabilir lakin bana bu başlığı açtıran olay bunlardan hiç biri değildir sevgili okur.

ahanda sebebi!
ben sokak çocuğu formatında mahallede oyun oynayarak büyümüş bir kuşağa aidim. efendim yakantop, istop, saklambaç, futbol maçı, çinçon *, körebe vs vs. en büyük zevklerimizden biri de mahalledeki bilimum ağaçlara dalmaktı. evde kilo kilo olsun olmasın, ağaçtakinin tadı bir başkaydı. erkekleri ağaca çıkarır, topladıkları ganimetlere de itinayla yumulurduk. ama biz de gözcülük yapıyorduk canım. sadece yemiyorduk yani. işte ben çocukken haliyle büyükler de gürültü yapmamıza kızarlardı. 'gidin başka yerde oynayın!' , 'çocuğum kendi evinizin önüne gidin!', 'ağaçlara dala dala yaprak koymadınız! defolun gidin!' formatında azarlar yerdik. tepemizden bulaşık suyu döktüklerini bile hatırlarım. nefret ederdim o zaman büyüklerden. içten içe, hatta dıştan dışa söylenirdim ' bunlar hiç çocuk olmadılar sanki. napalım, nerde oynayalım? ben büyük olunca hiç kızmıcam çocuklara. hiç kızmıcam.' diye kendi kendime söz vermiştim çocukken.

sonra noldu?
biz büyüdük.

hala elimden geleni yapıyorum sokakta oynayan çocuklara kızmamak için ama.. insanın sabrını taşırıyorlar yahu! takılmış bir formatta aynı kişinin adını defalarca kez bağırabiliyor mesela, karşıdaki sesini duyana kadar 10 kez, belki 50 kez! sonra bahçede bir erik ağacı var. eriği de bir b.ka benzese! çıkıp daldıkları ve ağacın dallarını kırdıkları yetmiyormuş gibi küçücük bacaklarına bakmadan ağızlarında sürekli aynı küfürler. ananı skrm, amna k.rum vs vs.. bu onların normal konuşması olmuş artık! ve kesinlikle seslerinin ayarı yok! sürekli bir bağırma hali var bizim sokakta!

önceleri susuyordum falan ama. ders çalışıyorum be sözlük. hayatımın sınavına hazırlanıyorum ve ikidir b.bayı alıyorum. ve şimdi ben ne zaman gerçekten çalışacak olsam veletler bizim sokakta bitiyorlar.. gürültü gırla! ne zaman onlara kızacak olsam içimdeki küçük kız 'vakt-i zamanında sana da kızdıklarında sövüyodun küçük hanım? hani söz vermiştin? hani azarlamıcaktın çocukları?' formatında bana çemkiriyor.. ben de mırığımı kırarak sandalyeye geri çöküyorum. çok nadir zamanlarda da kontrolümü kaybedip çocuklara azarı kayıp kovuyorum. sonra da pişman oluyorum..

asıl korkum şimdi annem ve babamın yapmalarından nefret ettiğim şeyleri ya ilerde kendim yaparsam? aboouww bu konuda bir önlem almak lazım!
(bkz: öpüşmek)
çocukken anne babanın (ama genellikle de annenin) yaptığı hareketlerdir bunlar mesela misafir gelir çocuk yapmaması gereken bir şey yapmıştır anne sinirlenir kötü bi bakış atar sinirlenirsin ya da bir yere gitmek istersin baba izin vermez işte o zaman çok sinirlenirsin ben büyüyünce bunu yapmıcam dersin sonra aradan baya bir zaman geçer daha anne olmadan kardeşine bile ablalık-abilik içgüdüsüyle yaptığın davranışlar olur bir bakarsınki annenin sana yaptıklarından farklı değildir bu yüzden şaşırısın kendine baya bi. Ne oluyor lan dersin içinden ama yaptıkların sadece bunlarla sınırlı değildir yani yaptıklarının arkası gelmeye devam eder ve önüne geçemeyip durumu kabullenirsin. **
sigara içmek
kızlarla tanışmak
öğle uykusu
kendi içinde çelişip kendi kendini göt etmektir.
büyümenin olgunlaşmanın göstergesidir bir bakıma.