bugün

orkidi sabun sanmak, neden orkid kullanan kızların bisiklete rahatlıkla binebildiğini anlayamamak ama "bu işte bir var" deyip, utanıp, anneye olayın aslını soramamak.
anne ve babanın hep 37 yaşında kalacağını sanmak, geçen her yıl ile onların yaşlanıyor olduğunun acı biçimde farkına varmak.
çorapla yatmanın günah olduğu.
kahve içince bıyıklarımın çıkacağı.
kırmızının şeytanın rengi olduğu.(bir arkadaşım söylemişti inanmıştım bende)
küle basınca cin çarpacağına inanırdım.
su kuyusuna atılan su motorunun aynı gece bahçe hortumu ıle birlikte gelip bu minimal vücudu aynı kuyuya atılması saçmalıları. farz-ı misal yav..
madem para kagıttan neden cok cok yapılımıyo ki insanlar fakir olmasın sorunsalına, paranın aslında petrolden yapılmıs oldugu ve bu yüzden cok degerli oldugu cozumunu getirmem sacmalıklarımdan sadece biriydi. *
öcü diye bir varlığın olduğuna inanmak. * * * *
Geceleri anne ile babanın ortasında uyuyamayacağınızı eğer uyursanız öcülerin sizi öldüreceğini sanmak.
prince of persia oyununu bitirince prensesin soyunacağını zannetmek. *
anadolu lisesini kazanınca herşeyin süper olacağına.
biraz büyümüş halimde de:
üniversiteyi kazanınca herşeyin biteceğine.
komünist kelimesi çikolatayı andırırdı. böyle siyah acı bir çikolata. * *
büyüyünce her şeyin daha güzel olacağına inanmak.
büyümenin iyi birşey olduğu.
gece sakız çiğneyince ölülerin etini çiğnediğini sanmak.
gerdeğe girenlerin sadece köylüler olduğunu zannetmek, ve içinden "iyi ki köyde yaşamıyorum" şeklinde düşünceler geçirmek.
radyonun içinde yaşayan insanların, radyoya elektrik kablosu içinden geçtiğini düşünmek. buna bağlı olarak kabloyu kesip içine bakmak.
gökyüzünden her geçen uçakta almanya daki babasının geldiğini düşünmek.
colanın karafatmadan * yapıldığı zanetmek
29 şubat doğumluluların 4 yılda bir büyüdüğünü sanmak. ** *
uzun süreli bir gafletin etkisiyle, dünyanın sadece o küçük sarı küre tarafından ısıtılan, pamuk gibi bulutlarla dolu mavilerin en güzeli gökyüzünden, her zaman şen şakrak çocuk sesleriyle dolu parklardan, o parklarda satılan pamuk helvadan ve daima elinizi tutup sizinle birlikte sonsuza dek yaşayacağını sandığınız anneanneden ibaret bir yer olduğunu sanmak.
dislerdeki curuklerin el sabunuyla yikanarak yok olacagini sanmak.

kimse dememisti bunu gerci tamamen kendim varmistim bu yargiya, biraz malak bir veletmisim zannimca. geberecektim sabun yutmaktan zor kurtardilar lan sozluk. neyse ki duruma cabucak uyandim, 12-13 sene kadar sabun yuttum ama olsun, cocuklukta olur boyle seyler.
ilacın hepsini birden içince hemen iyi olacağım sanmak.
sokaktan geçen ve demir satan amcanın; "demir aliooom, hurda aliooom" lafından yola çıkarak, çocuk alım-satım işleriyle de uğraştığını sanarak, demirci amcaya farklı misyonlar yüklemek.
deniz köpürdüğünde balıklar çamaşır yıkıyor zannetmek.
allah'tan şimdi herşeyin farkındayım. aslında yıkadıklarının çamaşır değil bulaşık olduğunu biliyorum. çamaşırdan o kadar köpük çıkar mı hiç?**
trafik canavarını çizgi filmlerdeki gibi canavar olduğunu sanardım.aniden böle çıkıcak "böööö" diye kaza yaptıracak falan..

bi de muhteşem tabelası var tabi.. *