bugün

Ne kadar arttı farkında mısınız?

Resmen erkeğin spermini alıp tekmeyi basıyorlar.
Ne alakası var lan bir kadın çocuğu babasız büyüsün ister mi?
Bosanmayanlar da dul demesinler diye resmi olarak boşanmadan ayni evde ayrı hayatlar yaşıyor.
Bu biraz erkeklerin şerefsizlikleriyle alakalı bir şey ama neyse.
Kullanılıp kullanılıp sümüklü bir mendil gibi kenara atılıyoruz beyler...
üzerinden bir yük kalkmıştır. şimdi hayatına devam edebilir.
Sanki biraz damızlığız.
hamileyken boşanan kadın yok sanırım.

hakim: kızım karnın burnunda neden boşanmak istiyorsun bu halde?
kadın: doğurup boşandı demesinler hakim bey.
Hakim: yaz kızım..
Kadın: kağıt kalem alabilir miyim?
Hakim: sana demedim.
Mübaşir: ehi.
acayip çoklar. elini sallarsan çocuklu boşanmış hatuna denk geliyon.
maalesef ki türkiye'de aile kurumunun içinin boşaltılmasından ileri gelir. erkekler bir sağmal ineği olarak görülüp ellerindeki tüm yetki yasalar ve toplum tarafından alınır. Sadece sağlayıcı olarak hayatına devam etmeleri durumunda doyumsuz kadınlar yaratılır. Kadın özünde onu koruyan, sadık olduğu, kıskanan, sınırlarını çizen biri ister ama gel gör ki toplumda öyle bir bağımsız güçlü kadın imajı çizildi ki gerçekle alakası yok.

kadınlar ben özgür bağımsız ayaklarımın üzerinde duran bir kadınım bana ev işlerinde yardım etmek zorundasın diyor. fakat kadının aldığı maaş kendisine erkeğin aldığı maaş kadına ve eve harcanıyor. erkeklere ne yazık ki erkek oldukları unutturuluyor. kadınlar da erkeklerle rekabete girebilecekleri inancına kapılıp ben özgürüm, bağımsızım diye kuduruyor. Sokakta mini etek ya da yoga taytı ile gezen kadın kadın benim kocam çok kıskanç diyor. ulan kıskanmasa gavat olur zaten. birde üstüne karısını kıskanan erkeğin kendine güveni yoktur gibi saçma söylemler yüzünden erkek içine atıyor başka yerlerden kavgalar çıkmaya başlıyor.

birde yasalar tarafından kadınlara verilen sonsuz haklar ve desteklemeler sonunda erkekler kadınlardan korkar oldu. mahkemeler de durumu toparlamak yerine çatır çatır boşayan kurumlara döndüler. böylelikle aileler perişan oldu.

ayrıca Kadın boşanma durumunda ekonomik özgürlüğünü erkeğin sırtına basarak kazanacağını da öğrendiğinde boşanmalar arttı.

boşanma davalarında %99 oranla kaybeden tek taraf var o da erkekler.

Kadın evi alıyor. kullanımını da alıyor.
çocukları babaya karşı kullanıyor.
eski kocasından çatır çatır nafaka alıyor.
düğünde takılan altınları vs alıyor.
evdeki tüm eşyaları alıyor.

boşanmalarda kadınlar %90 zenginleşirken erkekler %100 fakirleşiyor.
kadınların boşanma sonrasındaki hayat standartları artarken erkeklerinki ise yok ediliyor.

birkaç yıllık evlilikten sonra birbirinden sıkılan ve yeni bir heyecan yaratamayan çiftlerde kadınlar boşanmaya gidiyor çünkü boşandıklarında daha çok para, zaman ve seçenek sahibi olacaklarını düşünüyorlar.

kısmen de başarılı oluyorlar ama seçenek hariç. çünkü boşanmış annelerin seçenekleri ekseriyetle bur kaç timlerinden oluşuyor.

halbuki yasalar adil boşanmalar tesis edip boşanmayı talep eden ve kusur oranında nafaka bağlasalar çok daha iyi aile hayatı tesis edilebilir.
Evlilik müesseseleri yakında çökecek Amerika gibi oluruz.
Çocuk için erkekle evlenip sonra boşanmak mı. Bir de ne çıkacağı belli değil yakışıklı bir koca değilse. Akılsız kadın git sperm bankasına sarışın kıvırcık renkli gözlü birini seç. Temiz iş.
maalesef böyle bir durum var. çocuk için..

aile ve evlilik kurumu gitgide eski işlevselliğini yitirmek üzere. erkekler kadını besleme, kadınlar erkeği sağılacak inek olarak görmesi neticesi olağan durum. çünkü maddiyatçı materyalist özgür seküler popüler kültür insanları bireyselleştirmek için ahlaki erezyonu toplumun içine adeta şırıngayla zerk ediyorlar her geçen gün artarak. medya, sosyal yaşam, ekonomik zorluklar ve değişen kültürel kodlar yozlaşmayı hızlandırıyor. yarınını düşünemeyen insanlar gününü gün etmenin haz peşinde koşmanın derdinde. azıcık biti kanlanan ne oldum delisi oluyor. sapıtıyor. ne bok yediğini bilmez halde yaşamayı medeniyet zannediyor. zaten sorunlu aile yapımız ve müdahaleci maddeci duruşumuza bu berbat, batılı, aileyi yıkmaya yönelik kanunlarla da eklenince ortaya bu tablo çıkıyor. eşine zulmeden erkekler, serkeş kadınlar topluluğu, saygı sevgi dayanışma özveri empati sabır ve mücadele zemininden uzak hayatlar, boşanmaların, evlilik dışı ilişkilerin önünü açıyor. toplum adeta can çekişiyor. halbuki aile biterse toplum biter..
Allah'tan dinden uzak yaşamın bedeli bunlar..

sosyolojik travmaların alt zemininde arka planında yatan ana neden Türk ailesinin bu zavallı durumu. hiç kimse buna çözüm olacak iyileştirmeleri yapmıyor. acı olan yanı da bu..