bugün

görsel
Jerome David Salinger'in ilk ve tek romanı olma özelliği taşımasıdır . Kitabın özelliklerinden biri çok yalın ve basit bir dile sahip olmasıdır . Bu sebeple çok rahat okunup , çok hızlı bitirilebilir . Ama kitap birçok insanın üzerinde etkiler bırakmayı başarmıştır . Kitabın içeriği ise (bkz: holden caulfield) adında bir çocuğun , büyüme çağında geçirdiği travmatolojik olaylar , endişeleri , çevreye karşı olan tepkimeleri kısaca büyüyen bir bireyin psikolojisi çok iyi bir şekilde incelemiş olan bir kitaptır . Yapı Kredi yayınları tarafından basılmıştır ve çevirisini (bkz: Çoşkun Yerli) tarafından yapılmıştır . Ayrıca kitabı okuyup (bkz: holden caulfield)'in gezdiği , gittiği bar , clublarda çalan şarkıları merak edenler için sıralı tam liste yapmak istedim .

"SONG OF INDIA" BY TOMMY DORSEY - https://www.youtube.com/watch?v=5hDWIg4FGJs

Stanley Black Slaughter on Tenth Avenue - https://www.youtube.com/watch?v=diA5vUZJDvA

Just One Of Those Things Frank Sinatra - https://www.youtube.com/watch?v=gBdOr2iRGRc

Louis Armstrong and the All Stars 1956 Tin Roof Blues - https://www.youtube.com/watch?v=r4j8qG0QVH8

Louis Prima - Oh Marie - https://www.youtube.com/watch?v=P2G3_wuprKA

The Platters - Smoke Gets In Your Eyes - https://www.youtube.com/watch?v=H2di83WAOhU

Ayrıca kitapta dikkatimi çeken çok güzel cümlelerden biri de ;

''about all i know is, i sort of miss everybody i told u about . even old stradlater and ackley, for instance . i think i even miss that goddam maurice. it's funny . don't ever tell anybody anything . if you do, you start missing everybody .''
elemanın barda luce adlı abi ile olan diyaloğu bombadır. *
Okuyunuz, okutunuz. Ölmeden önce okunması gereken 1001 kitaptan biri olabilir.
salinger'ın şüpheli bir romanı. herkesin yakındığı çevirisinden dolayı mı yoksa gerçekten tamami ile mi kötü karar veremediğim bir kitap oldu. evet, kendisini okutuyor ancak bir şeyler eksik gibi. ama o eksikliği başka şeylerle kapatmaya çalışılmış gibi de aynı zamanda. bilmiyorum. okunur ama çok da abartılmasına gerek yok gibi. güzel kitap, hepsi bu.
bir salinger kitabıdır.

holden caulfield karakteri aslında her insanın yaşamının belli dönemlerinde içinde bulunduğu ruh hallerini yaşayan bir karakter.
okurken hiç sıkılmadığım ve bir nefeste biten kitap. baş karakterin insanları iyi bir şekilde gözlemlemesi ve analiz etmesi okunabilirliğini kolaylaştırmış. tavsiye edilir. sonrasında kendimizi bi yoklayabileceğimiz kitaplardan.
salakça bir kitap. ötesi olamaz. bildiğiniz kötü yani.
en iyi 100 giriş arasında 1. en iyi 100 kapanış arasında 15. sırada olan J.D.Salinger'ın ilk romanı. 17 yaşındaki karakterimiz Holden üçüncü kez okuldan atılıyor ve başlıyor hikayesi anlatmaya...

kitabı ve yazarı anlattığım video:

https://www.youtube.com/watch?v=98_JVQ7_JcA
dünyaca ünlü bir kitap olduğu için aldım okudum. Ama öyle çok efsane bir kitap değil. overrated bir kitaptır. ama kötü de denemez, okunabilir.
Yıllar yıllar önce okuduğum bir kitaptır. ismini görünce hatırladım. Hafızamda çok büyük bir yer bırakmadı hatta hikayeyi komple unutmuşum sanırım. Çok da şey bir kitap değildir bana göre de.
anlatılan hikayeden çok yazarın üslubu ve kullandığı dil çok güzel. okurken sıkılabilirsiniz ama cümle kurma şeklini benimseyince seviyorsunuz.
“Anlatacaklarımı gerçekten dinleyecekseniz, herhalde önce nerede doğduğumu, rezil çocukluğumun nasıl geçtiğini, ben doğmadan önce annemle babamın nasıl tanıştıklarını, tüm o David Copperfield zırvalıklarını filan da bilmek istersiniz, ama ben pek anlatmak istemiyorum. Her şeyden önce, ben bu zımbırtılardan sıkılıyorum. Sonra, onlarla ilgili en ufak bir söz etsem, bizimkilere inmeler iner.”
görsel
Her ne kadar kötü yorumlar yapılsa da en azından insanı sıkmayan , adeta bir film izliyormuş hissini veren ; bir çocuğun okuldan atılmasıyla başlayan serüvenini anlatan kitaptır. Evet şok mükemmel ve mutlaka okunması gereken bir kitap değil. Evet aksiyon da Yok. Fakat sıkmıyor ve sürükleyici bir kitap olduğu kesindir.
holden isimli baş karakter gerçek olsa kesinlikle tanışmak isterdim.

gerçi kesin beni sahtekar olarak görürdü, herkesi gördüğü gibi.

tanım: klasiklerin arasına girmiş enfes roman.
Başına bela sarıp düşmeye başlayan birine dibe vardığını anlama şansı verilmez. Düşer, düşer, düşer, ama düştüğünü anlayamaz.
Tüm düzen, hayatlarının şu ya da bu döneminde çevrelerinin onlara veremediği şeyleri arayan insanlar için kurulmuştur.
S.176
overrated olmuş,içi boş,gereksiz üsluplu sıkıcı kitap.
Bak deme şöyle canım kaymaklı burçak çekiyor. Şarkısı geldi bile kulağıma. Oh mis gibi kokusu var. Nereden bulacam şimdi gece gece.
Diğer bir ismiyle gönülçelen.
Hızlı biten samimi bir kitaptı, kalıcı bir etki yarattığını söyleyemem, dün okusam bugün yine unuturdum neyi anlattığını.
Ana karakteri holden Caulfield olan konu anlatımının çok iyi yapıldığı bir kitap. Kötü yorumlar almasının sebebi, kitabın ana karakteri holden sıradanlığa ve yapmacıklığa karşı bir düşünce içinde olmasıdır. Bu kötü yorumlar yapanların çoğunluğu bence hayatlarında hep kusursuz görünmeye çalışan gündelik hayatta hep yapmacık bir maske takınan tiplerdir. Bu kitabı okuduğu zaman kendine söylediği yalanları gördükçe, kendini kandırdığını farkettikçe kitaba karşı bir nefret duygusu oluştuğunu ve kitaba karşı kötü yorumlar yaptığını bariz bir şekilde belli ediyorlar. Eğer belli bir kalıba girmeye çalışıyorsanız veya olduğunuz kişiden nefret edip başkalarına özenmeye kendiniz olmayıp başka biri gibi olmaya çalışıyorsanız bu kitabı boşa okumayın sizin için zaman kaybı olur.
Nickimin sebebidir kendileri.
Baş karakter Holden Caulfield’ın nihilzimi temsil ettiğini düşündüğüm kitap. Zaten yazar j.d. Salinger savaş görmüş biri olunca hiç mantıksız gelmiyor.
bu kitap benim için çok özel bir kitaptır. yazarın anlayışı gibi olaylara bakış açım değişiyor. güzel yani.
Salinger, ergen bir çocuğun bakış açısıyla olayları anlatmış. Bir çok şeye itirazı olan, kendi orijinal fikirleri olan bir birey. Yetişkinlerin yaptığı, düşündüğü, yaşadığı bir çok hayata anlam veremeyen, bunları saçma bulan bir çocuğun, büyümek istememesi gayet anlaşılır bir durum. Zira şarkıda geçtiği gibi büyüdükçe kirlenen bir dünya var. Kirlenen dünyada saf kalmak isteyen bir çocuğun çırpınışları var. Kendi ergenliğimi düşününce ben bir an önce büyümek istiyordum. Yetişkinleri sorgulamaktan ziyade bir çoğuna hayrandım aslında. Çavdar tarlasında çocuklar bana çocukluğumu sorgulattı. Büyüdüğümde yetişkinlerin hiç de hayran olunacak insanlar olmadıklarını anladım halbuki.
asla keyif alarak okuduğum bir kitap olmadı. ne dil açısından ne edebi açıdan bana sıfır katkısı olan kitaptır.
bitiyorum bu kitaba.