bugün
- bebeği gibi seven incitmeyen değer veren erkek33
- keki kabarmayan sözlük kızı28
- deniz gezmiş21
- ali koç'un jose mourinho ile anlaşması17
- fener olmasa galatasaraylılar kimle dalga geçecek9
- anın görüntüsü11
- eloande12
- allah yerine hızır'dan yardım istemek11
- galatasaray16
- 6 mayıs 2024 konyaspor fenerbahçe maçı32
- 1 85 boyunda zeki esprili yakışıklı kültürlü erkek9
- bik bik'in 18 saat 30 dakikadır sözlüğe girmemesi12
- fenerbahçe neden şampiyon olamıyor14
- hayatınız boyunca sizi en derinden yaralayan olay16
- şöyle hanım hanımcık öğretmen bir kız bulamamak17
- hayatta kalmak için cebinde köpek maması taşı9
- düşün ki o bunu okuyor17
- akp'nin galatasaray'ı destekleme nedeni17
- hayvancılık destekleneceğine neden ithalat11
- kocaeli de fabrikada yaşanan cinsel grup seks13
- icardi'nin burnuna kafa atacak olmam13
- en yaşlı özelliğiniz10
- durduk yere tribe giren erkek18
- iğrenç bir his tarif et23
- çağ dışı teknolojilere özlem duymak9
- beybi leydi13
- allah ile tanrının farkı var mı9
- 5 mayıs 2024 galatasaray sivasspor maçı19
- icardi190510
- sözlük yazarlarına gelen son mesaj17
- nervio13
- bir türlü ısınmayan ayaklar11
- eksi ruyaları sözlük heyetinden istemek23
- türkiye toplumunun ahlaksızlığa pratik zeka demesi9
- uludağ sözlüğe nasıl düştünüz12
- sözlük kızlarının saç rengi17
- bülent uygun10
- hakim ziyech11
- eksi ruyalar ile yakaladığımız müthiş uyum21
- 170 iq üstü sözlük yazarları veritabanı18
- bebeği gibi seven incitmeyen değer veren kadın10
- budweiser14
- kızların tipe bakmadığı gerçeği29
- bir kadın nasıl tavlanır19
- bir gavatın soyadını nick yapmak10
- mert hakan yandaş13
- nude istemeyen erkek9
- dursun özbek gibi olsam utanırım8
entry'ler (456)
beyin olmadan fikir beyan eden tipten anca böyle bir başlık açması beklenir zaten.
Orta doğu saçmalığı işte.
Her kuşu moncikledik bir leylek kaldı.
Tuzlu çubuk kraker. Gerçi kraker çerez değil ama başlık yanlış açılmış. Çerez yerine yiyecek denmeliydi.
Metronun sahibi kim? Cevabı öğrendiğinizde her şey normal diyeceksiniz.
istanbul’da olmasa beş para etmeyecek bir üniversite. Sırf istanbul’da diye yüksek puanla öğrenci alıyor. Nerden mi biliyorum? Çünkü oradan mezunum.
Çok da tın çok da fıs.
Propaganda tv.
Geçenlerde bir elektrik ustasına işim düştü. Biraz muhabbet edeyim dedim, demez olaydım. Her sohbeti bir şekilde siyaset sosuyla süsleyip üst akıldan, dış mihraklardan bahsedip durdu. En son dayanamadım “Abi sen A Haber mi izliyorsun?” dedim. “Evet, başka hangi kanalı izleyecektim, Çok güzel haber sunuyorlar.” dedi.
iyi yapıyorsun aynen devam et dedim. Tabi elektrikçi abimiz hızlı çıktı. Bu kez de rockefeller ailesini anlatmaya başladı.
iyi yapıyorsun aynen devam et dedim. Tabi elektrikçi abimiz hızlı çıktı. Bu kez de rockefeller ailesini anlatmaya başladı.
Murat Uyurkulak’ın okuduğum ilk eseri. Üslubu, tarzı, içerikleri hoşuma giden hikayeler olmuş. Aşk, Yalnızlık ve Bazuka adlı öyküsü beni çocukluğuma götürdü. Bu hikayede anlatılanların hemen hemen hepsini bire bir yaşadım ve çok duygulandım. Kırmızı adlı hikayesi müthiş olmuş. Hatta kısa bir film tadında diyebilirim.
Şarap adlı öyküsü ise bambaşkaydı. Hani hep fıkralarda olur ya “Bir Türk, Bir Fransız, Bir Amerikalı, Bir Alman...” Bu öykü de biraz öyle. Bu dört millete mensup dört bilim adamının sohbetlerinden oluşan ve dört milletin de karanlık tarihlerine birer cümleyle kocaman anlamlar sığdıran bir öykü olmuş. Hasan Ali Toptaş’ın dediği tarzda “ hikayeci kelimeleri kusarak değil yutarak anlatır.”
Şarap adlı öyküsü ise bambaşkaydı. Hani hep fıkralarda olur ya “Bir Türk, Bir Fransız, Bir Amerikalı, Bir Alman...” Bu öykü de biraz öyle. Bu dört millete mensup dört bilim adamının sohbetlerinden oluşan ve dört milletin de karanlık tarihlerine birer cümleyle kocaman anlamlar sığdıran bir öykü olmuş. Hasan Ali Toptaş’ın dediği tarzda “ hikayeci kelimeleri kusarak değil yutarak anlatır.”
Safları sık tutmak için yapılan bir hamle ama bu sefer sadece sözde kalacak bir hamle.
Dış mihrakların, taşeron işbirlikçilerinin oyunu.
varolmayanlar bir kaç yazarın ve kitabın birleştirilmesi fikriyle yazılmış bir eser kanımca. Varolmayanda Oğuz Atay ve Tutunamayanlar, Yusuf Atılgan ve Aylak Adam, biraz jean paul Sartre ve özgürlük yolları hatta Ahmet Hamdi Tanpınar ve Saatleri Ayarlama Enstitüsü etkisi var.
Kurmaca ile gerçeği kontrol etme fikri çok da yavana atılacak bir teori değil. Tarih boyunca kurmaca, gerçeği yönlendirmiştir. örneğin devletlerin insanları yönetmesi gibi, dinlerin tüm hayatımıza etki etmesi gibi, paranın hepimizi kuşatması gibi...
Doğu Yücel bu konuya da değiniyor. ilginç bir şekilde bu romandan iki yıl sonra yazılan Homo Sapiens(Yuval Noah Hariri) de kurmacanın gücünden bahsediyor.
insan önce hayal ediyor ve sonra hayalini gerçekleştirmek için çabalıyor. o hayaline bir çok insanı da inandırırsa kurmaca olan, gerçek olanı yönlendiriyor.
Kurmaca ile gerçeği kontrol etme fikri çok da yavana atılacak bir teori değil. Tarih boyunca kurmaca, gerçeği yönlendirmiştir. örneğin devletlerin insanları yönetmesi gibi, dinlerin tüm hayatımıza etki etmesi gibi, paranın hepimizi kuşatması gibi...
Doğu Yücel bu konuya da değiniyor. ilginç bir şekilde bu romandan iki yıl sonra yazılan Homo Sapiens(Yuval Noah Hariri) de kurmacanın gücünden bahsediyor.
insan önce hayal ediyor ve sonra hayalini gerçekleştirmek için çabalıyor. o hayaline bir çok insanı da inandırırsa kurmaca olan, gerçek olanı yönlendiriyor.
Kıbleye dönük olması lazım. Namaz vakitlerini düşünerek konuşuyoruz Burada.
https://youtu.be/cBT_nkri9Gk
90lı yıllarda aynı konuya değinen kısa bir film yapılmıştı. The platform insanın doğasını anlatıyor çok da metafor kullanarak yapıyor bunu. ister dini, isterse devlet mekanizması gözüyle bakalım fark etmez. insan zorda kalınca her türlü vahşiliği sergiler, bu doğamızda var. paylaşmak ise çoğumuza yabancı. Bu yüzden birileri para, mal, mülk içinde yüzerken çoğumuz sefil bir hayat sürüyoruz.
90lı yıllarda aynı konuya değinen kısa bir film yapılmıştı. The platform insanın doğasını anlatıyor çok da metafor kullanarak yapıyor bunu. ister dini, isterse devlet mekanizması gözüyle bakalım fark etmez. insan zorda kalınca her türlü vahşiliği sergiler, bu doğamızda var. paylaşmak ise çoğumuza yabancı. Bu yüzden birileri para, mal, mülk içinde yüzerken çoğumuz sefil bir hayat sürüyoruz.
Karadut şurubu.
Her ideolojinin geçerli bir süresi var. Komünizm ve sosyalizm çoktan öldü. Sırada milliyetçilik ve onun yavrusu ulus devlet var.
Bir din, mezhep, ırk, ideoloji için ölünmez. Bunların hepsi kurmaca ve kendileri için kurban olacak birey, fedakarlık yapacak insan ararlar. Tarih boyunca böyleydi, sonrası da böyle olacak. Kurmaca olmayan, gerçek olan tek şey senin bir organizma olman ve tüm dinler, mezhepler, siyasal düşünce ve ideolojiler sonradan uydurma. Bunların sana hizmet etmesi gerekir, senin bu kurgulara hizmet etmen değil.
Doğu Yücel’in muhteşem ötesi öykü kitabı. Kitap üç bölümden oluşuyor. Düş gibi bölümünü okurken büyülendim. Aklın sınırlarını zorlayan ve bir o kadar da inandırıcı olabilen fantastik hikayeler okudum. Gerçek gibi bölümü fena değil. Gelecek gibi bölümünü okurken sanki o gelecekte yaşayan biçare bir insanmışım gibi oldum. Gelecek bize hiç de sandığımız, alıştığımız bir dünya olmayacak.