bugün

elin kolun bağlandığı , gücün varolan duruma alışmak dışında hiç bir anlamının kalmadığı, beynin geçmişe dönük çözümler üretip, dilin bolca keşke sarfettiği elim durum
insanın bir şeyi çok isteyip elde edememesi , hiç bir şey yapamaması durumunda bünyede ortaya çıkan kemirgenimsi , seri beddua atışlarıyla karşılık verilen bir durumdur .
(bkz: koyverdin gittin beni oy koyverdin gittin beni allahından bulasın oy allahından bulasın)
"çaresizseniz, çare sizsiniz"
oku adam ol baban gibi(,) eşek olma şeklinde türkçenin noktalamasının ve vurgulanan yerin önemini belirten bu cümle gibi burada da ayırdığınız noktanın önemini belirten sloganlaşmış bi cümlenin kahramanıdır bu sözcük.Doğrudur da başarılı bulunmuştur ki bu kadar yaygınlaşmıştır.
umudun dilendiği son nokta..
umudun yitirildiği, hayatın omuzbaşlarına çöktüğü, sol yanına koskocaman bir boşluğun gelip yerleştiği andır çaresizlik. tüm çarelerin, çaresizlik girdabında eriyip bittiği andır...
napsan olmaz,boşa koysan dolmaz,doluya koysan almaz..iç hesaplaşma,kendine acıma,kendi kendini yine kendi vicdanının insafına bırakıp tekrar tekrar kendine acıma,kendine acıdığın içine kendine acıma,bu kadar güçsüz olabildiğin için kendinden nefret etme getirir çaresizlik..etinizi didiklemek için dönüp duran akbabalar gibi dolanır durur başınızda anılar,geçmiş...siz ise ölmemek ,etinizi anılara parçalatmamak için direnirsiniz..bi umut bekler durursunuz gelmeyecek telefonlar,çalmayacak kapılar ,açılmayacak kapılar,artık paylaşılamayacak yaşanmışlıklar derdinize ortak çıkar , sanki az olan çaresizliğiniz üstüne umutsuzluk katar...herşeye rağmen yaşamaya değerdi diyebilen kurtulabilir ancak çaresizlikten..çareyi , herşeye rağmen devam eden,kimseyi dinlemeden akıp giden hayatında arayarak..
Ağaç mutludur çünkü sezgilidir güç bela;
daha mutludur sert kaya, çünkü hissetmez hiçbirşeyi:
yoktur yaşıyor olmak kadar büyük acı,
daha ağır hiçbir yük bilinçli yaşamdan başka.

Olmak, ve bilmemek hiçbirşeyi, ve bir yol olmayışı,
ve olmuş olmanın korkusu, ve korkular gelecekte;
Ve yarın ölü olmanın kesin dehşeti,
ve eziyet çekmek ömrün içinde ve karanlığın içinde,

ve bilmediğimizin içinde ve zar zor şüphelendiğimizin içinde;
Ve et bizi baştan çıkaran serin üzümlerle demet halinde,
Ve mezar bizi bekleyen cenaze püskürtüleriyle,
ve bilmemek nereye gittiğimizi,
ya da nerden geldiğimizi!... *
ne yapacağını bilemeden dört dönmektir... yaşayan bilir ki, yaşamayan yoktur zaten...
(bkz: imkansız aşk)
Karın boslugunda ve damarlarında dolasan cam kırıklarıdır...
aşkta çokça karşılaşılan durum..
bir kişinin en sıkıştığı anda arkasına saklandığı otomatik avuntu durumu.
babanizi, apartmanizin onunde, birilerinin kollarinda, ayaklarinda onlari duzgun tutacak hal bile kalmamisken gordugunuzde, onu bir daha hic goremeyeceginizi anladiginiz an hissettiginiz..ve her akliniza gelisinde sizi cilgina ceviren histir.
karşılaşılan sorunla, canla başla savaşıp, tüm yolları deneyip, popondan ter çıkana kadar uğraşıp üstünden gelemedikten sonra ortaya çıkması gereken hal. artık bu gözle bakılmadığı aşikar. sorun oluyor yoooo ben bunun üstesinden gelemem dostum diyip geçiyoruz. çaresizlik tüm yolları deneyip imkansızla karşılıklı soluk alıp vermektir.

(bkz: ya çaresizsiniz ya çare sizsiniz)
olasiliklarin tukendigi, haril haril calisan beynin ve bunyenin hic bir ise yarayamadigi andir...
örneğin size mesaj atan ve mesajında saçmalayan bir yazarı boğazlamak istiyorsunuz fakat yapamıyorsunuz, işte bu gibi durumlardır. içinizdeki öfke sizden büyük olur bazen ama elinizden bir şey gelmez..
sanrısal durum yalnızlığın getirisidir ama yalnızlık öyle bir ilaçtır ki çaresizliği zamanla biterecektir en saçma durumda bile çareniz vardır artık.
naçarlık.
zorbaca kullanılan güce karşı çıkamamaya sebep olandır.
bir koç burçuysanız o kadar boktan bir şeydir ki bunu kelimeler anlatamaz, bakar kalırsınız , ümit kesersiniz ama yine hayal etmek istersiniz sonra yeniden bittim ben dersiniz ama sonra belki değiştirebilirim dersiniz , sanki bir kısır döngüde gibi böyle ufalanarak devam edersiniz ...

yazıktır ya böyle aamlara çaresizlik taddırmayın valla kötü bir şey.
güçlü olunduğu surece pençesine düşülmesi zor olan olgu.
genç kızımız aldatılmıştır.

oğlan arar.

"inşallah son ağlayan sen olursun, beni ağlattın, allahtan bulasın!"

klişedir ama gerçektir. tanrıya ihtiyaç duyduğumuz an, küçük düştüğümüz, çaresiz kaldığımız andır.

ey dostlar!

düşmeyin, küçük!

(edit: oğlanla ya da kızla laboratuara giderken kulak misafirliği dışında hiçbir ilişkim yoktur)
(edit: beni böyle notlar yazmak zorunda bırakanlar allahlarından bulsun! * )
bazen bir fısıltı çıkar bağırmaya çalışınca.
(bkz: kişisel bir şey)
umudunu yitimektir. öyle anlar gelir ki bazen aldığınız her nefes acı olarak dolar içinize. gitmek, sadece uzaklaşmak istersiniz ama gidemezsiniz. köşekapmaca oyununda ortada kalan çocuk gibi hissedersiniz kendinizi... sadece gökyüzünün sizi anlıyacağını düşünürsünüz, yeryüzünde nefes alıcağınız yer kalmamıştır artık.
çaresizlik beklemekten de olabilir. herhangi bir şeyi beklerken el kol bağlıdır. ama sonuçta bir şey bekleniyodur. o şey gelince çaresizlik bitebilir. veya gelmesi ümit edilebilir falan. bu fazla kötü bi çaresizlik değil. kısa dönemli ve içinde umut var.
uzun süreli çaresizlikte vardır. bu durum.. acıdır işte. ümit kesilir ama böyle arada bir hayal edilir. sonra yine kesilir. boktan bir durum.
hele tanımlamaya, hiç kasılmamalı. öyle boktan yani..
Gündemdeki Haberler
güncel Önemli Başlıklar