bugün
- gideon reid morgan jj25
- kadınlardaki gereksiz boy takıntısı13
- 4 bin türkiyeli siyonist gazze'ye gitti20
- türk islam sentezi14
- şeytana ne sormak isterdin23
- allah istese enflasyonu sıfırlar12
- anın görüntüsü20
- benim burada ne işim var denilen anlar9
- kocasının ayağını yıkamayan kadın8
- onu çok seviyorum ne yapmalıyım17
- manyak olmaya karar verdim12
- aşk acısı çeken kadınlar9
- zengin bir kayınbaba bulup piyasadan çekilmek13
- et yemesinler ot yesinler diyen gurbetçi14
- 2 temmuz 2024 avusturya türkiye maçı8
- karınızın kapanmak istemesine ne dersiniz37
- kazara evlilik teklif etmek11
- en sevdiğin pozisyon12
- uyku problemi çeken yazarlara tavsiyeler16
- menemen soğanlı mı yenir soğansız mı20
- gurbetçilere olan nefretin sebebi15
- hacca gitmek çok mu önemli22
- cenk tosun17
- 10 liralık simiti 500 liraya kakalayan adam15
- sizin köyünüzden 34 insan bombalansaydı15
- cennette ne var16
- başı açık erkeklere cehennemde büyük azap var16
- okumak istediğiniz kitaplar11
- arda güler29
- 26 haziran 2024 çek cumhuriyeti türkiye maçı27
- islam düşmanlarının ikiyüzlü olması9
- hangi dizinin başrollerinden olmak isterdiniz14
- barış alper yılmaz17
- türkiye de herkesin torpil kovalaması11
- ölümden korkanlara bir söz bırak9
- bel çantası kullanan erkek13
- diyanet işleri başkanlığı23
- türkçe ezan zulmü13
- sözlüğün en hanımefendi yazarı37
- etle beslenmenin her zaman ucuz olması19
- kuranda tomurcuk göğüslü kızlar ifadesi geçmiyor14
- butun erkeklerin ayni olmasi21
- özgür özel'in giydiği akp ceketi18
- true yu izmir'e bırakıp kaçmak8
- ismi uğur olanların uğruna inanmak11
- arkadaşlar sizce bu pantolon nasıl8
- sporcu motorcu müzisyen uzun boylu olmayan erkek10
- sevgilisi olduğunu belli etmeye çalışan insan15
- rafa silva9
- bik bik ve insan olmaya ceyrek kala dansı16
evet beyler.
yıl 2011.
yirmibirinci yüzyıldayız.
yirmibirinci yüzyılın çocukluk evresinde yani.
ve asrın hüviyeti yavaş yavaş kabuğunu kırmaya başladı.
bilmem farkında mısınız, sadece ülke olarak değil, bir evren olarak çok sancılı süreçlerden geçiyoruz.
yerküre sos vermeye başladı.
dünya ahalisi olarak, müsebbibi olduğumuz doğal afetlerle başa çıkmaya çalışıyoruz.
uzak doğuda, örneği yaşanmamış sel felaketleri, tsunamiler ve depremler yaşanmakta.
afrikada ve amerika kıtasında şiddetli kuraklıklar yaşanmakta.
kara kıta afrikada milyonlarca insan, açlık yüzünden ölümün kıyısına gelmiş bir vaziyette.
kuruyan göllerde, balıklar karaya vurmakta, vahşi yaşamın müdavimleri kırıma uğramışçasına telef olmakta.
toplumsal olarak da, ne olduğunu ve nasıl olduğunu tam olarak idrak edemediğimiz sancılı gelişmeler vuku bulmakta...
misal avrupa kıtasında, siyasal ve ekonomik çatlaklar günden güne aşikar olmakta, güney avrupa ülkeleri ekonomik yıkımlarla uğraşmakta, güçlü ekonomilere sahip avrupalı devletler ise krizi en az hasarla atlatma telaşına düşmektedir. ekonomik yıkımlar bir yana, tek avrupa söylemini kökünden sarsan faşist söylemler ve politikalar gün yüzüne çıkmakta ve en son örneklerden de anlaşıldığı gibi, faşist inançlar eylemsel alanlar bulabilmekte ve yüze yakın insan marjinal bir ideal uğruna katledilebilmektedir. avrupa birliği şeklinde isimlendirilen birlik denemesi, bu asırda dağılmanın eşiğine geldiğinin sinyallerini vermektedir. bundan sonra merak edilen husus şu ki, yirmibirinci asırda nasıl bir avrupa kıtasına şahitlik edeceğimiz sorusudur.
yirmibirinci asrın güneyde yankılanan ayak sesleri ise, tüm mağrip ülkelerinde yaşanan belirsizlik, iç savaşlar ve halk isyanları şeklinde tezahür etmektedir. mısırda, yemende, libyada, tunusta, fasta ve suriyede monarşilerin aldığı darbe ve yaşanan belirsizlikler, bu asrın bize neyi getireceği şeklindeki merakımızı kamçılamaktadır. aynı zamanda değişimlerin farkında olanları endişelendirmektedir.
evet beyler.
bir tarafta daimi bir savaş alanı haline dönen afganistan, öte tarafta küresel ekonominin çarklarını elinde bulunduran amerikanın tökezlemek üzere olduğu gerçeği...yani bir bütün halinde sarsıcı değişimlere muhatap olmamız kaçınılmaz.
bu asır, bu zaman dilimi, kendi rengini, kendi kimliğini, 2020 li yıllardan sonra suratımıza haykırmaya başlayacak. belki büyük kırılmaların olacağı tarihtir 2020'li tarihler... ve ertesinde asrın hükmedici sesi..
bundan önceki yüzyıl, soğuk savaş ve ideolojiler devriydi.
bir önceki asır, dağılmalar ve düşünsel devinimler çağı..
bir öncesinde devrimler çağı...
bu yüzyıl, benim şahsi tasavvurlarımda, çok daha ürkütücü bir sesle yaklaşıyor..
korkuyorum...
doğayı da yanına almış, daha ağır silahlarla kuşanmış asrın haklı hıncından ürküyorum.
çünkü,
insanlar, sevginin ölüm karşısında hiçbir öneminin kalmayacağı acımasız zamanları yaşasın istemiyorum.
yıl 2011.
yirmibirinci yüzyıldayız.
yirmibirinci yüzyılın çocukluk evresinde yani.
ve asrın hüviyeti yavaş yavaş kabuğunu kırmaya başladı.
bilmem farkında mısınız, sadece ülke olarak değil, bir evren olarak çok sancılı süreçlerden geçiyoruz.
yerküre sos vermeye başladı.
dünya ahalisi olarak, müsebbibi olduğumuz doğal afetlerle başa çıkmaya çalışıyoruz.
uzak doğuda, örneği yaşanmamış sel felaketleri, tsunamiler ve depremler yaşanmakta.
afrikada ve amerika kıtasında şiddetli kuraklıklar yaşanmakta.
kara kıta afrikada milyonlarca insan, açlık yüzünden ölümün kıyısına gelmiş bir vaziyette.
kuruyan göllerde, balıklar karaya vurmakta, vahşi yaşamın müdavimleri kırıma uğramışçasına telef olmakta.
toplumsal olarak da, ne olduğunu ve nasıl olduğunu tam olarak idrak edemediğimiz sancılı gelişmeler vuku bulmakta...
misal avrupa kıtasında, siyasal ve ekonomik çatlaklar günden güne aşikar olmakta, güney avrupa ülkeleri ekonomik yıkımlarla uğraşmakta, güçlü ekonomilere sahip avrupalı devletler ise krizi en az hasarla atlatma telaşına düşmektedir. ekonomik yıkımlar bir yana, tek avrupa söylemini kökünden sarsan faşist söylemler ve politikalar gün yüzüne çıkmakta ve en son örneklerden de anlaşıldığı gibi, faşist inançlar eylemsel alanlar bulabilmekte ve yüze yakın insan marjinal bir ideal uğruna katledilebilmektedir. avrupa birliği şeklinde isimlendirilen birlik denemesi, bu asırda dağılmanın eşiğine geldiğinin sinyallerini vermektedir. bundan sonra merak edilen husus şu ki, yirmibirinci asırda nasıl bir avrupa kıtasına şahitlik edeceğimiz sorusudur.
yirmibirinci asrın güneyde yankılanan ayak sesleri ise, tüm mağrip ülkelerinde yaşanan belirsizlik, iç savaşlar ve halk isyanları şeklinde tezahür etmektedir. mısırda, yemende, libyada, tunusta, fasta ve suriyede monarşilerin aldığı darbe ve yaşanan belirsizlikler, bu asrın bize neyi getireceği şeklindeki merakımızı kamçılamaktadır. aynı zamanda değişimlerin farkında olanları endişelendirmektedir.
evet beyler.
bir tarafta daimi bir savaş alanı haline dönen afganistan, öte tarafta küresel ekonominin çarklarını elinde bulunduran amerikanın tökezlemek üzere olduğu gerçeği...yani bir bütün halinde sarsıcı değişimlere muhatap olmamız kaçınılmaz.
bu asır, bu zaman dilimi, kendi rengini, kendi kimliğini, 2020 li yıllardan sonra suratımıza haykırmaya başlayacak. belki büyük kırılmaların olacağı tarihtir 2020'li tarihler... ve ertesinde asrın hükmedici sesi..
bundan önceki yüzyıl, soğuk savaş ve ideolojiler devriydi.
bir önceki asır, dağılmalar ve düşünsel devinimler çağı..
bir öncesinde devrimler çağı...
bu yüzyıl, benim şahsi tasavvurlarımda, çok daha ürkütücü bir sesle yaklaşıyor..
korkuyorum...
doğayı da yanına almış, daha ağır silahlarla kuşanmış asrın haklı hıncından ürküyorum.
çünkü,
insanlar, sevginin ölüm karşısında hiçbir öneminin kalmayacağı acımasız zamanları yaşasın istemiyorum.
güncel Önemli Başlıklar