bugün

işte budur efendim;
http://www.facebook.com/v...deo.php?v=144571305600383
iş arkadaşımla 4 yaşındaki kızı arasında ramazan ayında geçen diyalog.

çocuk : baba sen de meyve ye!
baba : yok kızım ben orucum.
çocuk : hayır sen babasın. meyve ye!
bahsettiğim çocuk 3 yaşında falan erkek yeğenim.
arkadaşlarla maç yaparken bu tatlı yavrucağı da aldık arada topu tutturuyoruz havaya atıyo seviniyo falan neyse sonrası annesi geldi.
ça:çişin geldi mi oğlum yapalım mı çiş?
ç:hıhım
ça:hadi yapalım gel(pantolonunu tutar)
çocuk kaçmaya başlar bi yandan da şunu söylemektedir.
ç:anne bibimii göreyleee*
-- bu gün ne yedin say bakim babaannene
++ yedi, sekiz ,ombir..

(babaanne yoğun bakım )
5 yasındaki cocuk elıne kağıt kalem alır sevgilisine mektup yazar bunu goren annesı sorar.
+oğlum ne yapıyorsun
-yazı yazıyorum
+ama senın okuma yazman yokki
- olsun aysenınde yok *
+ lan oğlum tamam sus bak babam duycak
- hühühühühü
+ tamam sus dondurma alcam sana söz
- hühühühü neyli?
+ ne bileyim işte çilekli sütlü ne bulursak
- hühühühü çikolatalı allllll.
öğrencimin biriyle aramda geçen diyalog:

+ ahmet akşam yaptın mı ödevini?
- örtmeniiim, babam erkenden yatırdı bizi. annemle beraber ışığı kapattılar.

şimdi bu çocuğa dersini niye yapamadın diye sorulur mu? ebeveyni kafaya koymuş üreme ve gelişme çalışacaklar. *
sözlükte bulunan yazarlarla girdiğiniz bir çok diyalog bunlara dahildir.
mahallenin çocukları maç yapıyor sokakta oradan geçiyorum bende biraz durdum izleyim dedim.
ben: sefa niye hiç ileri çıkmıyosun olum. (bu arada sefa maksimum 6 yaşında)
sefa: kızıyolar abi ileri çıkınca, küfür ediyolar.
ben: sen de onlara et olum o zaman.
sefa: ön liberolar küfür etmez abi.
4 yaşındaki oğlum anneannesinin evinde bir sürahiyi kırmış. bunun üzerine dayısı ne yaptın sen falan derken bizimkisi "yapıştırırız memi* yapıştırırız." . onu işten çıkıp almaya gittiğimde ninesi olayı anlattı güldük falan. sonra çağırdım fırça atayım diye*
Ben: oğlum neden kırdın şimdi suyu nasıl içecekler. onlara sürahi almamız gerek.
oğlum: yapıştırırız babacııım. çatlah bişiyya (bana çatlak olduğumu söylüyor)
B: bu sürahi yapışmaz yenisini alacaz parasını da sen verceksin.
o:param yok ki benim.
b: kumbarandakiler var oradan çıkar (bereketli kumbaradır kendisi bir netbook bir akülü araba aldırmış kumbaradır)
o:olmaz ben onlarla okula gidecem kitap alacam.** olmaz baba olmaz sen beni okulsuz bırakacan.

bunun üzerine dumur olan hepimiz sustuk dedesi de sen oku ben alırım yavrum dedi de oğlan rahatladı*
-öğretmenim çocuklar aşık olur mu?
-hayır tatlım çocuklar birbirini sever ama aşık olmaz aşk çok farklı bişeydir.büyükler aşık olunca evlenir.siz daha çocuksunuz evlenebiliyor musunuz.
-hayır biz zaten sürekli ayrılıyoruz.
-?%?/8
2 yaşındaki yiğenimin banyoda klozet suyuyla zevkten dört köşe halde yıkandığını gören ablamın çığlıkları üstüne, banyoya koşan 10 yaşındaki büyük yiğenimin olaya verdiği tepki takdire şayandır :

- üzülme anne, tuvalete en son ben girmiştim, bişey olmaz kardeşime. *
"niye" çocukların vazgeçilmezidir. her söylediğine niye diye cevap verilir mi yahu.
-oğlum oynama onunla bozulur!
+niye?
-çok oynarsan bozulur işte.
+niye?
-döverim seni bırak onu.
+niye?
(bkz: mavi ekran)
asker konvoyundayız. ufak yeğenimle aramda geçen konuşma

y: en büyük askey bizim askey
b: en büyük asker kim?
y: ben.

anlatınca komik olmadı di mi *
yer: darıca cevher dudayev parkı. bilmeyenler için söyleyelim kocaeli'nin istanbul sınırına yakın bir sahil beldesi.

kahramanımız: 9-10 yaşlarında bir erkek çocuğu, adının ozan olduğunu anladığımız 6-7 yaşlarında ki kardeşi ve annesi.

bilenler bilir böyle manzaraları yerlere belediyeler 1 tl ile çalışan dürbün koyarlar millet manzarayı izlesin hesabı. bizim ufaklık da cebinden 1 lirayı çıkarıp makineye attı ve etrafı seyretmeye başladı. beş on saniye sonra;

- ozaaann küçük bi ada görüyomm.
ozan annesine dönerek: aha şunu diyo onu bizde görüyoz olum.

bir on saniye sonra kahramanımızdan ikinci hamle geliyor;

- ozaaann istanbulu görüyom olumm.

bu sefer ozandan ses yok, gerçi arkadaşın gördüğü yer yalova ancak, istanbul da yakın olduğundan olabilitesi var enazından.

bir on beş saniye sonra ise kahramanımızdan sahilde çekirdek çitleyenlerin boğazına çekirdek kabuğunu kaçırtacak replik gelir;

- ozaaannn anıtkabiri görüyom lannn...
--spoiler--
amcaaa 50 kuruşluk cipsler kaç para?
--spoiler--
- ayy ne tatlı şeysin sen. ablanı ayarlasana bana..
+ ablamın düğmesi yok ki! *
"geri dayı beni kıyafetlerden çıkar..."
Yıllar önce akraba ziyareti için bolu ya gitmiştik. 3-5 yıl olmustu görüşmeyeli.

Akrabamızın oğlu şöyle seslendi;
-Furkan abi?
+efendim samet
-hayvan gibi olmuşsun.
+(ne diyeceğimi bilemedim, yüzüm kızardı ve diğer odaya geçtim)
+baba bu öten nedir?
-ağustos böcegi yavrum.
+ama biz temmuzdayızzzz.
-ashdkcrndmsmsbrdujwh...
kızım: bebeklerimisi şuraya yatıralım, bis gesmeye gidelim mahsusçuktan.
arkadaşı: tamam. ama ağlamaslar mı bis yokken.
kızım: ağlamaslar, onlar oyuncak.

yeğenim: teyze, neden buraya oturduk şimdi biss ( bu soru onlarca bezdirici soruların sonuncusuydu)?
benn: çünkü canım öyle istedi ( burnumdan soluyarak ve yorgun)!!
yeğenim: (tısss)
bir süre sonra...ben kalkar,
benn: haydin gidiyoruz.
yeğenim: canının istemesi geçti mi şimdi?
- zeytiin! sence bu heli mi kopter?
- hönnkk!
+çok güneşte durma, o sarı saçların kararır sonra.

-neden?

+sıcak insanı bozar, karartır.

-ama bu hala sarı.

+nedir o?

-(parmağıyla gösterir) sıvı yağ.
+bana danone al kale abi
-tamam
+Ama kızlısından
-neden kızlı
+Çünkü kızlısı daha güzel
-tamam kızlısından alırım
+Erkeklisinden alırsan seni çimciririm
-?!??!!?!
- anne, televizyonda gördüm kardanadamlar yeniden gelecekmiş!

+ (bir süre afallayan anne haberlerde kar yagacağını duyduğunu anlar.)

+ öyle mi oğlum! Bu çok güzel bir habermiş!