bugün

bugün yeni bir gün başladı hayatımda. dünümde kalanları bugünüme aktarabilmek isterdim, hepsini değil tabi ama pek çok şey bıraktım dün'de. ben çok farklı ummuştum bugünü, hatta dünü, hatta ondan öncesini..çok farklı tahmin etmiştim olacakları, bir şeylerin değişeceğini düşünmüştüm içimde ve çevremde. bu kadar yıl yalnız kaldıktan sonra birileri görür beni demiştim, insanlar beni de görürler, beni de severler herhalde demiştim. bir süre de öyle sandım, insanların benim hakkımda ne düşündüklerini çok merak ediyorum aslında ama öğrenemedim hiç.
kimsenin farketmediği gölge adam oldum hep ben. karşımdakilerle konuşmaya çalıştığımda kafaların başka bir yöne döndüğünü farkettim..birisi gelsin benimle konuşsun dediğimde kimsenin uğramadığını farkettim. sinirlerim bozulduğunda kimsenin dikkatini çekmediğimi, düşündüklerimi söylediğimde kimsenin önemsemediğini, beni görmediklerini farkettim.
bilgisayara bağımlı yaşamak eylemini icra eden insanlardan biri olarak çok acı çekiyorum. bütün gün konuşamadıklarımı buraya yazıyorum, ha bir de bir defterim var, oraya yazıyorum. çünkü beni dinleyecek bir insan olmadığını artık biliyorum ve beni gıkını çıkarmadan dinleyen tek varlık defterim benim. hayatım boş, içim boş, kalbim boş, çevrem boş, içi en dolu olan şey etrafımda defterim. geçmişimi ve geleceğimi tahmin edecek, yol gösterecek tek şey de buysa eğer gerçekten bağımlısın buraya.. seni takan yoksa yaşamana gerek yoktur, çünkü sözlerini kimse duymayacaksa, birileri sana bir şey söylemeyecekse, dünyada tek başına ne yapabilirsin ki?
sana önemsendiğini hissettirecek salak subuk şeylere de yönelmeyecek kadar iradeliysen acı çekmeye devam ediyorsun. çünkü aslında aptal da değilsin, uyuşturucu kullanmıyorsun, intihar etmiyorsun, sigaran yok, alkolün yok... en zararlı alışkanlığım bilgisayar ve o da öldürmüyor. garip garip şekillerde egonu tatmin etmeni sağlıyor, sana snein önemli olduğunu hissettiriyor, o tuhaf duyguyu yaşatıyor. aynı eroin gibi ama onun gibi öldürmüyor. biz bir fikre kapılırız çünkü sana önemli olduğunu hissettirir. orada bir halt yediğini sanırsın ama sonu belirsizdir.o belirsizlikte kaybolduğun vakit daha fazla acı çekmeye başlayacaksın. "bana bir şey olmaz" dediğinde zaten yenilgiyi kabul ediyorsun çünkü daha önündekini görmeden kesin bir yargı koyuyorsun aklına. düşmanın senin ne kadar aciz, ne kadar boş olduğunu farkediyor ve ezilip gidiyorsun..
ölümle yasami ayiran ince cizgi'nin ta kendisidir.
ben yalnızlığı, gökte uçar gördüm
ben yalnızlığı, garip naçar gördüm
ben yalnızlığı, gelip geçer gördüm.

bir cahit külebi şiiridir aynı zamanda.
gecenin ve soğuğun hakim olduğu; birkaç satır manasız söz, birkaç sigara, birkaç kaçık fikrin uçuştuğu yerdir yalnızlık.
zaman zaman mutlaka kalınması gereken durum.
zaman zaman huzur...
(bkz: yanlızlık mevsimi)
yalnızlık anlatılmaz paylaşılır.
alışması zor; lakin o psikolojik eşiği geçince tadından yenmez süper olay... iyi bir * patronaj * * ile desteklendiğinde insan beyninin daha fazla çalışma ve üretme sebebi...
hayatın her anında varolan bir sey.
yal'nız'lık...
hecelerine ayırıp, parçalayıp yalnız,yapayalnız, yek başına,
ıssız, anlamsız bir hiç bir piç gibi ortada kalakalmasını istediğim sözcük..
söz bile değil...dikkat..söz'cük..
dünyanın bütün yalnızları birleşin ulan, tarihe gömülsün bu gereksiz söz'cük...
gece ustun acildiginda kimsenin ortmemesidir.
283 tane entry girdirirebilecek kadar sihirli bir kelimedir, iyi mi kotu mu oldugu hic bir zaman anlasilamamistir.zaman zaman ondan kurtulmak icin kafayi yiyecek hale gelirsin, bazen de ona ulasabilmek icin herseyini verebilecek gibi olursun.*
kalabalık içinde yalnız olduğunu anlar insan en çok.. birden hayatta ailen , sevgilin, dostun, tüm yakın hissettiklerinin aslında sadece yanında olduğunu ama hiç bir zaman sen olamayacağını anlarsın ve işte o zaman bu hayata da yalnız geldiğini ve yine yalnız gideceğini anladığın en kötü anlardan biridir.. herkes her zaman yalnız mutluyken de üzgünken de her zaman.. kendimiz için sadece yine kendimiz varız hiç kimse yok etrafımız kalabalıkken de evin içinde yalnız bir başımıza kaldığımızda da..
kimselere duyuramadigin, derin bir of cekmektir...
fuck off yalnızlık.
mail adresine yalnizca spam maillerin gelmesidir.
benimin küçük şehri.
sokakları boş ama gururlu.
yollar hiç bitmez, ucu görünmez.
yerlere çizilmiş seksekleri artık sahipsiz.
yeni aldığım topum öylece bırakılmış bir çöp kutusunun kenarına.
açılan kapılar yarıda kalmış.
merdivenin anlamı kalmamış, ne kadar çıksan da yükselemezmişsin ki.
denizi yokmuş, sadece küçük bir göl.
gökyüzü bu şehrin haline çok acımış ve ağlamış.
gökyüzü yaşı gölüme karışmış.
tek başına olma durumu boyutuyla fiziki,
öyle hissetme durumuyla ruhsal bir hiçlik içinde olmaktır.

'yalnız kalmaktan korkmuyorum da;
ya canım ellerini tutmak isterse...' *
bazen insanın kendi tercihi bazen de mecburen içinde bulunduğu ruh hali...

başlangıcında insana güzel gelen daha sonraları ise insanı psikolojlk olarak çökerten bir haldir...

büyük kalabalıklar ya da bomboş sokaklar saniyelerle sayılacak olsa bile her şekilde yalnızız...
murat aydos' un çok güzel bir şarkısı.
sen gittin gideli gözlerim uzaklara dalıyor.
alıp başını çekip gitmeni aklım almıyor.
o dar, o soğuk, o eski sokaklar beni bekliyor.
senin çıktığın kapıdan yalnızlık giriyor.
yalnızlık benim eski sevgilim.
yalnızlık benim en vefalı yarim.
ben onu kimler için terkettim.
o beni bırakmıyor.
'' mutlak yalnızlık bana gittikçe temel bir formül gibi, asıl tutkummuş gibi geliyor. yani yapıtların en güzellerini yarattığımız anları yalnızlığa borçluyuz. pek çok şeyi yalnızlık uğruna feda etmeyi bilmek gerekir .'' *
--spoiler--
çok yalnızım seninle bir yarım
--spoiler--

diye gidiyor ve hiç bitmiyor....
hasta olunca hazir corba icmektir.
eğer bunalıyorsan kalabalıktan,kaostan,kargaşadan..hiç kimse anlamıyo beni diye yakınıyosan..geceleri gökyüzüne bakıp,bi iç geçirip hayallere dalıyorsan,taşıyorsa içinden duyguların,kendini bir türlü ifade edemiyorsan..bi sigara bi votka bi de yalnızlık ne iyi gelir..!