bugün

girişin solundaki salon kütüphaneden çok internet cafe olarak kullanılır. zira laptopu olan birçok öğrenci gelip wireless internet keyfi sürmektedir.
en üst katı sesizce ders çalışma amacıyla orda bulunan yeni öğrencileri dumura uğratır. zira kütüphaneden çok kafeteryayı andırır. o uğultuda ders çalışabileni takdir etmek lazım.
uludag üniversitesi öğrencilerinin sınav ve wireless yüzünden uğradıkları bina. başka zaman uğradıkları söylenemez.özellikle girişteki sol taraf bilişim adına son derece ilerdedir.ama orayı kullananlarda chat ve oyun için kullanırlar.yani wirelessi kötü emellerine alet ederler.
ogrencilik hayatimin ilk 2 senesi her hafta 3 kere ugradigim kutuphane. ozellikle siyasi ve yakin tarih ar$ivi tatmin edicidir. yok yoktur. aslinda bazi kitaplari bulamazsiniz cunku o kitaplari alan bazi insafsiz ogrenciler malesef geri getirmez. wireless ne zaman baglandi hic haberimiz olmadi.*
üst katındaki karşılıklı iki adet devasa salona gelen öğrencilerin, ders çalışıp, kitap okumaktan başka her b.ku yediği yer. şahsımca şahit olunan şey de, örnek olarak şuydu efendim;

birgün dedim, ''yarın sınavım var, zamanım da var bari kütüphaneye gideyim de, bir tekrar ederim konuyu'' sonra girdim, çıktım en üst kata, bayan tuvalet'inin olduğu tarafa girdim, baktım boş zaten, hemen girişteki masaların birisine de konuşlanıverdim efenim. daha, şu an bulunan tek kişilik kapalı yerlerin olmadığı zamanlardı. kütüphanenin bu katında, kenarlarda biraz daha içeri geçmiş bölmeler var, daha kuytu yerler.. oturdum, çantadan çıkarıyorum kitapları falan, bir de ne görem. iki erkek, takriben - pek iyi kesemedim - bir baktım, bir sürü nevale getirmişler, sudur, içecektir, poğaça, börektir allah ne verdiyse rızklarını bölüşüyorlar. ben de, ''afiyet olsun da, daha iyi bir yer bulamadınız herhalde, keşke ilk kattaki yerlerde yeseydiniz be usta, orası daha aydınlık, hem de manzarası bol'' dicektim de, tabii ki yersen.. hayır, bir de yedikleri şeyler ev yapımı gibiydi. hani, piknike gidilir ya, evde bir sürü şey hazırlanır, hamur işiydi, kahvaltılıktı falan. bu sahne de, abartısız aynı bu şekildeydi. masanın üstüne, bir tek gazete serilmemişti, onu yadırgadım bak vallahi..
bazı süreli yayınların piyasaya sürülüdükten haftalar sonra geldiği kütüphanedir.
kliması olmayan ve sadece 3 camında sineklik olduğu için bu 3 camı açık olan özellikle yaz aylarında hamam moduna bürünen internet cafe. bu arada maliye ders kitaplarının en yakın tarihli basımı 1996 olmasıda şaşırtıcıdır.
çalışanlarının sessizlik kuralına uymadğı hatta gürültü yapmayı hakkları sanan kütüphane.
soğuk kış günlerinde ısınmak için de girilebilecek bir mekan.
içindeki prizlerin %90 nının çalışmadığı kutuphane.
%10'U DA dengesizdir bu prizlerin. içindeki prizlerin.
barındırdığı kitap sayısı itibariyle, bizim evdeki kütüphanenin biraz daha gelişmişi olan kütüphane. turan dursun, ilhan arsel gibi önemli yazarların sadece birkaç kitabı bulunmasına rağmen, yüzlerce ayet, hadis, fıkıh kitabı bulabilirsiniz. üstelik turan dursun kitaplarının içine çok değerli üniversite öğrencilerimiz * tarafından küfürler yazılmıştır.
Henüz detaylı bi şekilde gezemediğim dışarıdan kestiğim, dış boyası dökülmese tam süper olur dediğim bir durağa da adını veren yapı
(bkz: susun iki dakika be)
ikinci katta sürekli kadife takım giyinen bir kütüphanecisi vardır. cep telefonuyla konuşanları uyardığı zaman ukalalık yapanlara "her yerin bir kuralı var, ben sizin eve ayakkabıyla giriyomuyum" şeklinde ayarı vermiştir.
faydalı bir yapıdır. memur kalitesi olarak ortalamanın üstünde denebilir.
bir kızın hem güzel hem de zeki olabileceğinin anlaşılabileceği yerdir.
inşaatının pisliğini çekip, kendisinden hiç faydalanamadığım yapıdır.

(bkz: eskiden oralar hep dutluktu)
içerdeki insanların zekasına bişey katmayan mekandır.
en üst katında ders çalışmak isnip de gürültüden çalışılamayan ama yine de bir çok üniversitede eşine pek rastlanamayacak kadar güzel kütüphanedir.

(bkz: hoop hacı sokacam o fareyi bir tarafına)
sessiz çalışmaların giriş kattaki salonda yapıldığı kütüphanedir.. hatta buradaki öğrenciler gevezelik yaparak seslerini yükseltmeye başladığı zaman kütüphane görevlileri tarafından kibar bir şekilde uyarılırlar, "herkes kendi başına çalışıyor arkadaşlar, burası sessiz çalışma bölümü" şeklinde.. grup halinde serbest çalışmaların yapıldığı yer ise en üst kattır..
kütüphanenin genel olarak bakıldığında ne yazık ki oldukça zayıf bir kitap koleksiyonu olduğunu da ayrıca belirtmek gerek..
havalandırma sistemi olmayan mekan.
vize ve final dönemlerindeki o kalabalıkta oksijensizlikten geberip gitmeyi göze alabilirseniz, ders çalışmak için idealdir. en üst kattaki salonsa vize ve final dönemleri dışında kilitli tutulur. gider kapıdan dönersiniz, olmayan ders çalışma şevkiniz de kırılmış olur.
sınavlar öncesi düğün salonu ses efektine sahip olan mekan.
eski basım kitapların son sayfalarının genellikle bulunmadığı kitaplara sahip kütüphane.

kitap almaya korkar oldum bilader. 1 ay içinde 4 kitabın sonunu bilememenin gazabını üstümde biriktirdim lan.
(bkz: bazen ayda 4 kitap okuyorum)