bugün

yoktan varetme mantığını kavrayamadığı için muallakta kalan bir düşkün. o sanıyor ki, sadece yaratılan var. ama yaratan yok. yaratan olsa da bunun mantığı yok. mantığı olsa da benim için geçerliliği yok. ah be turancım, ah be güzelim, sen hiç yaratıcı olmadın ki, yaratmanın ne olduğunu sen nerden bileceksin? sana kitap da indirmiş yaratan, yetmemiş sana peygamber de göndermiş. sana azametinden örnekler de vermiş. arada yıldızlara bak demiş ya. sevişmek ah ne hoştur yıldızların altında derken, hiç o yıldızlardaki mantığı araştırmayı denemedin mi be anacığım? sana iki kulak bir ağız vermiş? iki kere dinle bir konuş deyu. anne ve babanı dinlesen onlar bile yeterdi sana. yazık oldu çok yazık. uf oldu.
düşkün vesaire değil, sadece bilmenin ağırlığının altındaki doğruyu görmüş bir münevver...

kimi ise yükü kaldıramaz, gücü yetmez, göremez...
fazla sey ogrenmis, cok sey sormus, sorduklarina cevap ya bulamamis ya buldugu cevaplardan tatmin olmamis, ya da buldugu cevaplar inandirildiklarina ters dusmus, sonuc olarakta yolunu degistirmis birisidir. seveni, sevmeyeni, hak vereni vermeyeni vardir elbette, lakin hakkinda su goturmeyecek en buyuk gercek cok cesur bir arastirmaci oldugudur.
cok kisinin imanini kaybetmesine sebep olmus kisilik. yedigi ayarlarin toplami icin (bkz: suleyman ates).
iddialarını hep belgelere dayandırarak vermiş, kafası çalışan nadir insanlardan hiçbir iddiası boşa çıkarılamamıştır.
bilmiyorum bu yapıldımı daha önceden ama..
yapıyorum işte!
turan dursun harun yahya gitsin!
(bkz: zip leyerek anlatmaya çalışan yazar ekolü)

edit: en önemlisi yaşasın çarşı yaşasın tezahüratlar.
kendisini okuyarak anlayamayanların ancak güvenlikçilerin diliyle anlayabileceği aydın. mesela olayı örnekleyelim;

+ lan memo biliyon mu üst kattaki adam ibneymiş
- nerden biliyon seni mi sikti?
+ yok olum turan dursun okuyor
- ee ne alaka
+ alakayı da sen kur
- sıçtım düşünce oldu yani
+ ee haliyle
- elimde silah, aklımı sikim anca böyleyim diyorsun
+ bak nasıl anladın.
din kavramının ne kadar dogma bir olgu olduğunu ve kendisinin de bir din-i unsur, bir din olgusu sınıfına konulduğunu farkedememiş belki de farketmiş kişidir.

dindar kişilerin "dinsizlerin peygamberi" gözüyle bakarak ne kadar dine bağımlı olduklarını göstermiştir. iyidir kötüdür ilgilenmiyorum, her atesitin fikirleri kendinden sorumludur. diğer atesitleri de bağlamaz ki bağlaması da saçma olur zaten. ateist bir sıfattır ve tek ortak yanı kelime anlamıdır. bir din gibi değildir. doğal olarak bu adam da bir peygamber değildir. karşı çıktığı sıfatta kendini bulması, hele öldükten sonra, onun için daha da ironi dolu bir düşünce olacaktı. ve kendini daha da haklı görecekti.
benim gibi bir kitapsızı müslüman yaptığı için minnettarım ona. o kadar saçmalayabiliyor ki; insan ister istemez allah'a inanıyor. mekanı cennet olsun!
erken öldü. deneyleriyle daha nicelerinin tanrı'ya inanmasına sebep olabilirdi. tüh mna koyim, her ölüm erkendir zaten.
hidayeti karamış ,dinsiz.
birçok insanı da kensidi gibi dinsiz yapmayı başarmıştır.
cehenneme yolcu taşıyan çılgın azabı hak eden ,çılgın şöför.
Boyayı duvara gelişigüzel sıçratarak tamamen bilimsel bir deney yapmış olan aydın insan.

Öncelikle turan dursun'un yapmış olduğu bu deneyi özetleyelim. Turan dursun bir gün eline bir fırça alır ve karşısındaki duvara rastgele boya sıçratmaya başlar. Ne yaptığı sorulunca, allah var mı yok mu onu anlamaya çalışıyorum der. Ve rastgele oluşturduğu şekillerin bazı özel haller aldığını görünce, dünyanın ve canlılarında rastgele süreçler sonucunda kendiliğinden oluşabileceği kanısına varıyor.

Burda yapmış olduğu deney tamamen bilimseldir. Bir deney vardır ve deney sonuçları gözlenmiştir. Daha sonra bilim adamı deney hakkında kişisel yorumunu yapmıştır. Bu yorumun doğruluk derecesi hakkında kesin bir yargıya varılamaz, varılması için deneyin tekrarlanması ve aynı sonuçların alınmaması gereklidir. Öyle koltuk başından bir deneye bilimsel değildir denilemez. Kaldı ki Turan Dursun'un yapmış olduğu bu deney, rastgele süreçlerin, sanki başkası tarafından bir bilinçle yaratılmış şeyler meydana getirebileceği konusunda bir kanıt niteliğindedir. Bu sonucu günlük yaşamın heryerinde görebiliriz. Rastgele yapılan işlerin sonuçta bazı ufak anlam taşıyan parçalar meydana getirdiğine hepmizi şahit olmuşuzdur. Bu bilimsel çıkarımdan sonra allahın varlığına inanmamak kişinin kendi seçimidir zira inanç ile bilim uyuşmazlar. çünkü inançta sorgulamak yoktur, bilinmeyene iman vardır. Bu nedenle yazarın bu bilimsel sonuçtan, allahın varlığının olmadığı savına gitmesi yazarın yaptığı bu deneyin bilimselliğini kati suretle değiştirmez.

Deneyin bilimselliğine vurgu yaptıktan sonra, deneyin kendisine yapılabilecek bazı eleştirelere cevap verelim. Denilebilir ki, duvarda bazı anlamlı şekiller oluşmuş olabilir, ama yinede o boyaları duvara atan bir kişinin varlığı olmalıdır. işte bu suretle herşeyi yaratan bir tanrı vardır. Bu iddia bu deneyden çıkarılamaz, çünkü dinler tarafından varlığı ileri sürülen tanrı kavramı bütün kainatı kendi isteğiyle ve bilinciyle tasarlamıştır yani kainat tanrının rastgele fırça darbeleriyle yaratılmamıştır. Bu bağlamda rastgeleliğin kabul edildiği anda var olan tanrı inancı kökünden sarsılacaktır.
Var olan tanrı inancı dışında, tanrının evreni yarattığı ve daha sonrasına hiç karışmadığı savı ise tamamen başka bir tartışmada konuşulmalıdır. Zira burda yaptığımız temel tartışma, Herşeye gücü yeten bir tanrı ve onun yolladığı dinlerin doğruluğunu ileri süren sav ile bilimsel savın yine bilimsellik noktasında çatışmaları konusudur.

Sonuca varacak olursak, maddenin varlığının kabullenilmesiyle, rastgele süreçler sonunda kainatın şuanki haline gelebilmesini ileri süren tez hala bilimselliğini korumaktadır ve hatta kainatın kaynağı konusunda ileri sürülen yegane bilimsel savdır. Diğer bütün savlar inanç bağlamındaki felsefelere ve disiplinlere kaymaktadırlar. Bu nedenle bilim yolunda giden insanlar diğer dogmatik düşüncelere önem vermezler, çünkü bilim, doğruluğu kanıtlanmış genel geçer tek gerçek yoldur.

Not: Turan Dursun'un düşüncelerinin çürütülemediği, çürütülemediği için bazı kesimler tarafından kişiliğine saldırılmak suretiyle bertaraf edilmeye çalışıldığı acı bir şekilde görülmektedir. Bunun bir örneği Turan Dursun'un ruh halinin incelendiği aşağıdaki linkten ulaşılabilecek bir kaynaktan görülebilir. Bunun adı ad hominemdir. Yani kişinin düşüncelerini çürütemiyorsanız kendisini çürütün.
Boyayı duvara gelişigüzel sıçratarak tamamen bilimsel bir deney yapmış olan aydın insan.

http://omer108.blogcu.com/13489531
inanmasa da islam alimidir.

''adama bir dünya kaynak söylüyorum, senin kaynağını okudum diyorum, sınavını verdim diyorum. tek sermayen olan ''gizemi var, sen anlamazsın, anlayamazsın, anlasan da anlaşılmaz!?'' laflarıyla gelme diyor kuran'ı da bilen ateistler.

adamların derdi hala duvara su serpmişmiş magazininde. lan canım kardeşim, adam* yaşadığı şoktan ne yaptığını bilmiyor, senin gibi yaz tatilinde gittiği kuran kursu emeğine ya da 3-5 yıllık imam hatip öğrenimine yanmıyor; dine dolu dolu 40 yılını vermiş, sonradan sövenler önceden ağzının içine bakıyor, anadoluda gitmediği alim kalmamış, sahabenin dilini bilen bir kaç adamdan biri, aracısı, şeyhi yok; kendisi olmuş şeyh.

ve sonra aldatıldım; aldatıldık diyor. iddialarını, inkar edeni dinden çıkaracak kaynaklara dayandırıyor.
yaşarken sesi çıkmayan ateşli sülo'lar şimdiki öğrencileri gibi laf salatasıyla cevab verdiğini sanıp tatmin oluyor.

verilecek cevab vardı da, neden sırtından 7 kurşunla vurup öldürdüler? preveke, provoko, prefabrike provokasyon muydu yoksa yine? siyonist mason ergenekoncuların işi olmasın? doğru ya, kabız olup sıçamayan bile ya masona ya siyoniste atar suçu.

kriminoloji madde bir(1): bir suçun sahibi, sonuçtan en çok çıkarı olandır; kimleri kullanırsa kullansın.''

(bkz: #3562859)
türkiye'de yaşamış en önemli teologlardan birisi olan turan dursun ne yazık ki islam ansiklopedisini tamamlayamadan faili meçhul cinayete kurban gitmiştir.
dinde reformun gerekli olduğunu savunan ve din bilimlerini iyi araştırmış bir birey olarak olarak *, şahsıma göre türkiyede yaşamış en büyük çarpıtmanlardan.. kaynaklarında referans gösterme şekli, "abdestsiz namaza yaklaşmayınız" ayetindeki abdestsiz kısmını sallayarak, kuranda "namaz kılmayınız" diyor sonucuna varma yetisini kendine bahşeder...
alevi ve ateist din kardeslerimin, ataturk'ten sonra en cok sevdigi dusunur. carpitmalari ile sohreti yakalamis, din'e karsi urettigi akla ziyan argumanlarla nesilleri aydinlatacakken hakkin rahmetine kavusmus insan dostu, sevgi kelebegi. toplumun deger yargilari ile ic ice olan bir insanin olmesi gercekten cok uzucu.
islam hakkındaki bilgisinde şüphe götürmeyen kişidir. sadece din bu birinci kitabını okudum ve ortaya attığı düşüncelerinin bilimsellik içerdiğini düşünüyorum. her ne kadar bilimsel de olsa gözüme batmış bir durum var. turan dursun' da bana kalırsa üslup yanlışlığı vardı. insanlar bilgilensin, bazı şeylerin farkına varsın diye yazılıyorsa bir kitap sadece bilgi vermeli, yönlerdirmeye çalışmadan. çünkü yönlendirme çabası farkına varıldığı anda ne kadar doğru olursa olsun, doğruluğunu bilsem de itici gelir. ama ne olursa olsun, neyi nasıl savunursa savunsun kaldı ki din konusunda, hiç kimsenin haketmeyeceği şekilde öldürülmesini gerektirmez. o zaman her şeyin hesabının verildiği, inanılan allah nerde kalıyo?
kitap yüklü merkep deyimiyle iç içe'dir.
bulduğu doğru cevapları ise nefsi ile reddetmiştir. zira yanlışta ısrar etmek belli kesimlerce el üstünde tutulmasına sebep olmus. islam şerefine nailken kazanamadığı maddiyatı islam şerefini üzerinde çıkarıp para, şan, şöhret ile örtüneceğini sanmıştır. allahtan rahmet dilemek isterdim. o şerefli elbiseyi çıkarmasaydı...
soyunmak için önce giyinmek gerekir. bu adam doğuda çocuklara zorla verilen dini egitimden nasiplenmiştir. aslında kendisi zaten bir roprotajında bakıyorum topal bir kız var bakıyorum sağlam bir kız var aklım almıyor allah'ın boylesine adaletsiz olacagını demiş ve ta o zamandan aslında dini çözememiş bir arkadaş olduğunu gizlice itiraf etmiştir.

malumunuz sonradan donme müftü gibi ithamlarla suçlanmıştır. gerek yok efendiler bu adam hakaret etmeye. yazdıkları kendi cehennemidir zaten. hiçbir dayanagı olmayan kitaplarına sahip çıkanların asıl amacı bu adamı kutsayıp yükseltmek ve turk halkının gozundeki din olgusunu değiştirmek istmelerindendir. yoksa soylediklerinin yazdıklarının mantıklı olduğunu iddia eden herkesle her platformda tartışırım. ringe çıkmak için önce boksor olmak gerekir.
islamın gerçekleri adı altında türkler isteseler de müslüman olamazlar diye yazan da yazan, kanıt olarak da uydurma hadisleri gösteren ve kendince yorumlayan, bir grup ataistin de bilimsel açıklama diyerek şakşakçılığını yaptığı şahıstır kendisi. kendi kafasına göre öyle bir yorumlar ki kurandaki her bir ayeti, kuyuya bir taş atar da akıllı geçinenler çıkaramaz. sadece güldük. eğlendik. çok yaşa diyecektim de. neyse efkarlandım, fani dünya..
bilinen en büyük ateistlerden richard dawkinsin gölgesidir sadece. richard dawkinsin tanrı yanılgısı kitabından esinlenip yazdıklarına şu anda pişman mıdır merak konusu. *

anlamayanlar için mecburi edit: turan dursun, richard dawkins'ten esinlenmiştir. *
inanmasa da alimdir. işin ilmini bilir(di), cevabı verilemedi. ''asıl din bu'' gibi komedilerle çırpınıldı ancak.

yaşarken karşısına maaşlı, bağışlı alim, şıh, hocaefendi, sosyete hocası, ateşli süleymanı, yaşar nurisi, zekeriyası, ahmedi, mehmedi çı-ka-ma-dı. bu yenilen korkak pehlivanlar, sizin de okumaya bile cesaret edememeniz için adını, üzerine düşünülmemesi gereken 2 kelime; yazdıklarını da boş beleş şeyler olarak görmeniz için o öldükten sonra ve siz doğmadan başladılar propagandalara. kısmen de başardılar. ama sürüden ayrılanlara da engel olabilmek için dün de sitesini kapattılar.

domino teorisi ne? afganistan işgali nedendi? abd buna nasıl karşılık verdi? pakistan'ın nükleer bombasına neden göz yumuldu? yeşil kuşak projesi ne üzerine, büyük ortadoğu projesinde ben ne rolde oynuyorum? yoksa tüm hayatım bir karargahta, bir think-tank çetesinin projelendirdiği devasa planda neye inanıp kime oy vereceğime bile karar verilen bir tiyatro mu? kime oy vereceğimi nerden bilsinler lan diyen gudiklere fetonun palazlan-dırıl-ması, harun'un zincirlerinin çözülmesi, medya ve provokasyonlar diyorum şimdilik. sorun ıcık; arayın, düşünün, okuyun, şüphelenin, sıkıştırın ağzınız açık ağzına baktıklarınızı.

70.000.000 insancıka yasakladılar ki gemicikleri bile sorgulayamayan sürü yürüsün. çok değil, 4 dakika yeter dönen dolapları çakmaya. gerçekle yüzleşmeye, ailelerle insani bağı koparmadan gerçekten hür düşünmeye. sahih hadisleri, kelamullah'ınızı, yani dininizi inkar ediyorsunuz turan dursun'un dipnotlarını inkar ederek.

kur'an'dan ayetlerle ''bakın biz demiştik bazı insanların bizim dediklerimize yalan diyeceğini'' demek müneccimlik değildir. bu dinin başlangıcında devrin akıllıları aynen itiraz etmişler, islam tarihçilerinin yazdığı resmi tarihten günümüze sızanlardan anladığımız kadarıyla epey sağlam eleştirilmiş ama kazanan kılıç olmuş ve bugüne gelinmiş.

internet denilen ve kılıcın, bombanın, ipin, urganın geçmediği mecralarda delikanlı gibi cevab veremeyen kifayetsiz muhterislerin tek çaresi; megalomal şizofren bir mayın eşeğini öne sürüp, çok değil azıcık kafası azıcık çalışan ve yüzleşecek kadar cesur olanların jetonunun düşmesini engellemek. porno indirmeye ara verip listeye root of all evil ve zeitgeist the movie gibi filmleri eklerseniz beyninizin pası siliniz az da olsa. gerisi size kalmış.

beş buçuk yaşında velet anlar; bir site bir raporlu deli bahanesiyle kapatılıyorsa, o delinin iplerini elinde tutanların korkusunun cevab verememek olduğunu.. ya akıl yaşınız bundan az; ya da aile, arkadaş, akraba, mahalle, devlet, iş, parti, gurur gibi sebeplerle kendinize bile itiraf edemiyorsunuz. ikincidir muhtemelen ki eminim akıllı çocuklarsınız. yerine sevemem diye korkak türküleri de bırakın; yerine sevenlerden akıl alın*.
islamiyet'in hoşgörüsüne(!) kurban gitmiş yazar.
Tüm ısrarına ve tekliflerine rağmen karşısına çıkabilecek tek bir tane müslüman ilahiyatçı bulamamış bilgili insan. O kadar haksızdı,cahildi bilgisizdi neden çıkamadı sizinkiler karşısına? Üç buçuk atıyor olmasınlar? Evet aynen öyleydi. Çünkü turan dursun asla yalan,belgesiz konuşmadı. Sitesinden de girin görün her yazdığı şeyi belgesiyle(kur'an, diyanet vs) yazdı. Ruhun şad olsun.

edit: eksileyenler yalan mı? hadi çıksaydınız karşısına o zaman adamın? iki kelime etseydiniz? anca sözlükten eksi basarsınız siz aciz herifler.
Kitaplarinin hemen hemen hepsini okudugum..
Klasik arapca konusunda 1 numara olan ve cevirilerinin hepsi en azindan kurandaki cevirilerden
cok daha dogru olan saygi duyulasi kisi..
Sonralari dusuncelerini kalemleriyle degidle silahlariyla anlatmak isteyenler tarafindan oldurulmustur.