bugün

turan dursun

Boyayı duvara gelişigüzel sıçratarak tamamen bilimsel bir deney yapmış olan aydın insan.

Öncelikle turan dursun'un yapmış olduğu bu deneyi özetleyelim. Turan dursun bir gün eline bir fırça alır ve karşısındaki duvara rastgele boya sıçratmaya başlar. Ne yaptığı sorulunca, allah var mı yok mu onu anlamaya çalışıyorum der. Ve rastgele oluşturduğu şekillerin bazı özel haller aldığını görünce, dünyanın ve canlılarında rastgele süreçler sonucunda kendiliğinden oluşabileceği kanısına varıyor.

Burda yapmış olduğu deney tamamen bilimseldir. Bir deney vardır ve deney sonuçları gözlenmiştir. Daha sonra bilim adamı deney hakkında kişisel yorumunu yapmıştır. Bu yorumun doğruluk derecesi hakkında kesin bir yargıya varılamaz, varılması için deneyin tekrarlanması ve aynı sonuçların alınmaması gereklidir. Öyle koltuk başından bir deneye bilimsel değildir denilemez. Kaldı ki Turan Dursun'un yapmış olduğu bu deney, rastgele süreçlerin, sanki başkası tarafından bir bilinçle yaratılmış şeyler meydana getirebileceği konusunda bir kanıt niteliğindedir. Bu sonucu günlük yaşamın heryerinde görebiliriz. Rastgele yapılan işlerin sonuçta bazı ufak anlam taşıyan parçalar meydana getirdiğine hepmizi şahit olmuşuzdur. Bu bilimsel çıkarımdan sonra allahın varlığına inanmamak kişinin kendi seçimidir zira inanç ile bilim uyuşmazlar. çünkü inançta sorgulamak yoktur, bilinmeyene iman vardır. Bu nedenle yazarın bu bilimsel sonuçtan, allahın varlığının olmadığı savına gitmesi yazarın yaptığı bu deneyin bilimselliğini kati suretle değiştirmez.

Deneyin bilimselliğine vurgu yaptıktan sonra, deneyin kendisine yapılabilecek bazı eleştirelere cevap verelim. Denilebilir ki, duvarda bazı anlamlı şekiller oluşmuş olabilir, ama yinede o boyaları duvara atan bir kişinin varlığı olmalıdır. işte bu suretle herşeyi yaratan bir tanrı vardır. Bu iddia bu deneyden çıkarılamaz, çünkü dinler tarafından varlığı ileri sürülen tanrı kavramı bütün kainatı kendi isteğiyle ve bilinciyle tasarlamıştır yani kainat tanrının rastgele fırça darbeleriyle yaratılmamıştır. Bu bağlamda rastgeleliğin kabul edildiği anda var olan tanrı inancı kökünden sarsılacaktır.
Var olan tanrı inancı dışında, tanrının evreni yarattığı ve daha sonrasına hiç karışmadığı savı ise tamamen başka bir tartışmada konuşulmalıdır. Zira burda yaptığımız temel tartışma, Herşeye gücü yeten bir tanrı ve onun yolladığı dinlerin doğruluğunu ileri süren sav ile bilimsel savın yine bilimsellik noktasında çatışmaları konusudur.

Sonuca varacak olursak, maddenin varlığının kabullenilmesiyle, rastgele süreçler sonunda kainatın şuanki haline gelebilmesini ileri süren tez hala bilimselliğini korumaktadır ve hatta kainatın kaynağı konusunda ileri sürülen yegane bilimsel savdır. Diğer bütün savlar inanç bağlamındaki felsefelere ve disiplinlere kaymaktadırlar. Bu nedenle bilim yolunda giden insanlar diğer dogmatik düşüncelere önem vermezler, çünkü bilim, doğruluğu kanıtlanmış genel geçer tek gerçek yoldur.

Not: Turan Dursun'un düşüncelerinin çürütülemediği, çürütülemediği için bazı kesimler tarafından kişiliğine saldırılmak suretiyle bertaraf edilmeye çalışıldığı acı bir şekilde görülmektedir. Bunun bir örneği Turan Dursun'un ruh halinin incelendiği aşağıdaki linkten ulaşılabilecek bir kaynaktan görülebilir. Bunun adı ad hominemdir. Yani kişinin düşüncelerini çürütemiyorsanız kendisini çürütün.
Boyayı duvara gelişigüzel sıçratarak tamamen bilimsel bir deney yapmış olan aydın insan.

http://omer108.blogcu.com/13489531