bugün

hans zimmer'ın filmin ilk 15 dakikasındaki sahneye monte ettiği müzikleriyle ne kadar aşmış bir müzisyen olduğunu bir kez daha öğrendiğimiz film.
bu filmi neden bu kadar çok beğendiğimi sorup üstelik ağa sen fight club manyağı değil miydin? nasıl sattın filmini bu filme ahaha yapan dostlarıma mensuben, bu film hakkında bir kaç söyleme gereği daha duydum...

aslında fight club'dan başlayayım, fight club'u bu kadar popüler eden elbetteki filmi idi, ancak fight club bir sinema eserine dönüşmeden önce bir edebiyat eseri idi, tıpkı yüzüklerin efendisi gibi. bu tip sinema yapıtların başarılı olmalarının en önemli etkeni ise daha öncesinde fanatiğini hazır bulup sinema salonlarına getiriyor olması idi. bu kitaplar doğrudan sinemaya aktarılsa, "sinema sanatı" herhangi bir değer taşımayacak olsa da, bazı şeylerin tekrarlanması olsa da sırf kitaplarının fanatikleri yüzünden başarılı yapıtlar arasına sokulacaktı...

edebiyat çok önemli ve büyük bir kaynaktı insanların hayalgücü için, bundan uzun zaman önce sinema gibi sanatlar ortada yok iken, televizyon gibi buluşlar yok iken tabiki insanların hayalgüçlerini doyurabilicek tek kaynaklar kitaplar oluyordu. modern hayata geçildikçe insanların fantastik dünyaya yönelmeleri fazlalaştı ve doğal olarak edebiyat yöndeğiştirmeler yaşamaya başladı ve sokak edebiyatı gelişmeye başladı. ucuz ama fantastik hikaye kitapları, çizgi romanların ilk ataları oldu, dikkatli bakıldığında ise çizgi roman kültürü ile sinema kültürü de aynı anda gelişmeye başladı. çizgi romanları ve sinemayı edebiyattan ayıran en önemli unsur, ayrıntıları okuyucunun hayalgücüne bırakması değil de, belli karelerle-sahnelerle kendilerinin aktarması görselleştirmesi idi. bu nedenle ben çizgi roman eserlerin, çizgi film yapıtlarını da sinema eserlerini de çok farklı inceleyebiliyorum... kendi bakış açıma değil de yazarın-çizerin-yönetmenin bakış açısına göre olaylara bakabiliyorum, belki biraz da tembelliğimden bir çok şeyi benim yerime yapmalarını isteyebiliyorum. dolayısıyla filmden çıktığımda eğer yönetmen görevini tam yapmamış ise aldığım haz ile ölçebiliyorum...

bu nedenle edebiyat eserlerinin sinemaya uyarlanmasından çok daha ciddi ve zor bir iştir çizgi romanların sinemaya uyarlanması. nitekim çılgınlar gibi fanı olan çizgi romanların birçoğunun sinema eserleri kara komediden başka birşey olmamıştır. örümcek adam serileri, son superman, tim burton'suz batman'ler... ancak christopher nolan iki filmdir bambaşka birşeyi başarabiliyor. tüm bu çizgi romanlar içerisinde en akla yatkın senaryoya sahip olan çizgi romanı, çok zengin olan, yaşadığı şehri kurtarma adına geceleri yarasa gibi ayakta kalıp, kara kıyafetlerle suçluları döven ancak bir türlü içindeki karanlık tarafı hüznü atamayan yarı psikopat bir adamın ve onun rakibi olan gerçek psikopatların yaşadığı fantastik bir sanayi şehrinde geçen, batman adlı çizgi romanı alıyor ve kahramanlık ile delilik arasındaki ince farkı, kahraman olabilmek için gerekli olan yokedebilme güdüsünün insanlarda açabileceği yaraları gözümüze sokan bir film haline getiriyor...

çoğu kişi sırf bu nedenden bu filmi beğenmiyor, kendileri alışmış suçlulara karşı taş gibi bir kalbi olan fakat sevdiklerine de aynı derece iyi kalpli bir super kahramanın herkesi döverek günü kurtarmasına. ancak bu filme öyle bir beklenti içinde gitmek yanlış. karşınızda çok büyük sorumlulukları olan bir kahraman var ve o sürekli yanlış tercih yapmaktan korkuyor, çünkü insanlara iyilik yapmak zordur. tabi karşısında ise yaptığı tercihlerin sonuçlarını asla düşünmeyen ve kimseyi umursamayan bir psikopat katil var, doğal olarak bu katil korkusuz ve bu nedenle rahatça batman'e karşı üstünlük sağlayabiliyor...

spoiler

ve hatta ilk bu filmde bir super kahraman rakibini alt etmek için, ahlak dışı bir teknolojiye başvurmak zorunda kalabiliyor... tüm bunlar yaşadığımız dünyanın acı gerçekleri. bir şeyler yıkmak kolaydır ancak kurmak çok zordur, batman bu filmde kurmaktan vazgeçmeyi ve yıkmayı öğrendi açıkçası, ancak sürekli aksiyon macera ve iyi karakterin herkesin eline verdiği bir film izlemek isteyen insanları doyuramadı bu yüzden bu film...

spoiler

batman bu filmde yıkmayı öğrendi, ancak gelecek filmde ne yazık ki heath ledger ve onun joker'i olamayacak... ah heath ledger, yaşıyor olsaydın şimdiden biz 3 sene sonrasını yani 2011'i, yeni batman'i beklemeye başlardık...
batman'a çocukluğumdan beri ısınamadığım(çizgi filmini de paek zevmezdim). bu filminden önce de çekilen filmlerinden hiçbirini izlememiştim ancak bu filmi merak edip izleme kararı aldım açıkçası pişman da olmadım. filmin baştaki soygun sahnesi oldukça başarılıydı. onun dışında filmin ilk yarısında biraz sıkılsam (fazla klişe şeylerdi) özellikle ikinci yarıısı harikaya yakın bir filmdi. hele savcının rachel öldükten sonra psikopata bağlanması filme ayrı tad kattı.

heath ledgera ayrı bir parafraf açmak gerekiyor gerçekten mükemmel oynamış(kendisinin ilk kez filmini izledim) jokerin o piçliğini gerçekten mükemmel yansıtmış. hele o pis kahkahaları hayranlık duyarıcıydı. kendisini erken yaşta kaybetmek gerçekten üzücü.

evet genel olarak beğendiğim bir film olmuş.
saw 2 de polis katilimizi yakalar.ancak oğlununda oynun içinde olduğunu öğrendikten sonra katilden yerini öğrenmek için sorguya çeker.işte bu sahnenin bir benzeri;

--spoiler--
batman in joker i sorguya aldıgını sandığı sahnede geçiyor.(zaten tip olarakda saw la aynı) tabi o filmde* of eline sağlık bir de benden taraf vur dediğim halde bu filmde ise batman e kemal sunal dan gelsin
(bkz: vurmasana ulan eşşoğlueşek)

sevdim mi bu adamı peki cevap veriyorum hayır.joker in baloyu basıp güzel kızımıza yavşamasında her ne kadar batman in gelip kurtarcağı klişesini sürekli aklıma getirsemde gerim gerim boyumu uzattım.ee neden acıdım peki diğer oyuncular filmin başarısını kutlarken bu arkadaş. neyse film için diğer olumlu görüşüm ise fazla fantastik öğelere yer verilmemiş olması.(arabanın içinden motosiklet çıkması,gözün üzerine perde düşmesi dışında).diğer ucube,mutant filmlerinden ayıran güzel bir yön.

olumsuz bir yön yazmak gerekirse tek gözüme batan joker in swat kamyonuna neden roketle ateş etmediğidir.öndeki polis aracıyla uğraşacağı halde pek ala kamyonu ters döndürebilirdi.

keşke jokerin para kaydırağında kaydığı sahneyi tekrar tekrar izleme şansım olsa tabi kahkahasını telefon mesaj sesi ayarladıktan sonra.

(bkz: sözlükle ilgisiz istekler)
--spoiler--
imdb top250 de 1. sıraya yerleşmiş olan şahane filmdir.
her izleyenin filmden çıkıp o gazla imdb'de 10 puanı yapıştırdığı film. ama aradan bir kaç gün geçince "ulan 10 luk bir film de değildi be" dediğimiz ve puanlarını düşürdüğümüz filmdir.
merak etmeyin 1-2 ay içinde puanı 8.5 olacak. tamam çok güzel bir film olabilir ama 1.liği hak eden bir film değildir.
çok güzel bir film olmasının yanında abartılmıştır. kurgusu güzeldir bir de heath ledger iyidir onun dışında bir batman fanı olarak şahsi fikrim gelmiş geçmiş en iyi filmdir falan demek hoş olmayabilir.
filmin sonunda harvey dent'in oldugunu dusunler cogunlukta ve son derece haklilar. aslinda bunun uzerine bir soru sormak lazim: harvey dent oldu fakat ya two - face?
knight online adlı oyunda, playerların hızlı level alabilmeleri için gece gündüz kestikleri yaratıklardan biri.*
batman begins'le karşılaştırılamayacak derecede vasat film. bir sürü soru işareti var seyircilerin anlayamadığı. ayrıca joker kişisini canlandıran heath leadger'ın jack nicholson ile karşılaştırılamayacağını düşünüyorum... ayrıca (bkz: jokerin götüyle çete kurması)
joker amcanın şahane oyunculuğuna holivud'un attım tuttu osurdum koktu şeklindeki çekimleri eklenince olmuş, iyi film lan. *
-spoiler-

filmde batmobil in parçalanması "acaba devam filmlerinde başka bir batmobil mi kullanılacak?" sorusunu aklıma düşürdü. çünkü bu filmdeki batmobil epey eleştiri almıştı. yok tanktan bozma, yok böcek gibi şeklinde. gerçi bruce wayne de para bok olduğundan yenisini alır sorun değil. fakat yenisini almışken eski serilerdeki gibi uzay mekiği görünümlü bir şey de alabilir. maksat mazeret hazır olsun.

-spoiler-
şahsi fikrim imdb top 250 1.si olmayan filmdir. ancak hiç tartışılmaz v for vendetta ile birlikte en iyi çizgi roman uyarlaması ve "sadece bir çizgi roman uyarlaması canım" dan çok öte sağlam bir suç filmidir. ve puan olarak 8.7 yi haketmektedir. *
aslında herkesin zaten söylediği şeyi sözlüğe yazan yazarları sevmem; ama dayanamayacağım, heath ledger izlediğim -ki baya film izlediğimi ve bu konuda iddialı olduğumu temin ederim- en iyi kötü adam karakterini çizmiş.
süper bir soundtracki olan film.
heath ledger'ın gerçekten üstün bir performans sergilediği filmdir. fakat gelmiş geçmiş en iyi film olabilecek kadar bir numarası yoktur. hele hele godfather'ın yanından bile geçemez.
bir süperkahraman filmidir. kesinlikle bir çizgi roman uyarlaması olarak görülmemelidir. sin city'yi bir seyredin isterseniz!.. sin city bir çizgi roman uyarlaması ise bu nedir?.. kötü bir spider-man taklididir. anlayana elbete ki. spider-man ile başlamış olan süperkahramanları tiye almak başka bir süperkahraman filmiyle tekrardan vuku bulmuştur böylece. joker ise seyrettiğim en iyi joker'di. bir daha ki batman filmlerinde/filminde joker'i oynayacak olan oyuncudan beklentiler heath ledger sayesinde tavan yaptı. joker'i oynayacak oyuncu heath ledger'ı aşmalı ki hollywood'da bu beklentiye cevap verecek çok sayıda oyuncu da var zaten. neticesinde harika bir film. imdb'de birinciliği haketmiyor ama ilk yirmide kesinlikle olmalı. açıkçası nolan'ın tarzını çok beğenmedim. benim istediğim daha karanlık bir batman filmiydi. ayrıca christian bale ise hiç olmamış. michael keaton'la kıyas kabul etmez. batman'in giyindiği kostümden dolayı çene ve ağız yapısı oyuncu seçiminde öncelikli olmalı yani n'bileyim michael keaton, mickey rourke, bruce willis gibi aktörler bile yaşlı olmasına rağmen batman'e bale'den daha çok yakışırdı. wal kilmer bile bale'den daha çok yakışıyordu batman rolüne. neticesinde bale'e batman rolü vermek bence hataydı aksan maksan faso fiso. ayrıca film çok güzel bir başlangıç yapıyor banka soygunu sahnesinde ki çok eğlenceli başlıyor. two face'i de çok beğendim bale hariç herkes iyiydi. maggie gyllenhall'de hataydı elbette ki. sonuç olarak:

muhakkak seyredilmeli bu film.

ps: eklemeden geçemeyeceğim. gişe'de bu kadar başarı elde etmesinin sebebi heath ledger'ın ölmesinden ziyade senaryoya "çin" katılmasıdır. yıllardır çin'e yavşayan hollywood yine çin sayesinde büyük bir gelir elde etmiştir.
Aylar sonra sinema salonuna adım attıran film. Şimdi bana ne hissettiğimi sorsanız, kafam karışık derim. Gotham'ın iki farklı yüzü Batman ve Joker arasındaki savaş, aksiyonu da aşıp halkın iki farklı tarafını temsil etme ve onların aslında "vahşi yaratıklar" veya "uyumlu ve barışçıl" olmaları arasındaki eğilimlerini yönlendirme gibi bir hâl alıyor. Tabii Batman de ayrıca kendi kurallarını iyilik temsilcisi olması durumunu sorguluyor. Harvey Dent ise halkın temiz vicdanı rolünde. Arada Rachel Dawes da var. Bir de, Jack Nicholson'ın o bir nevi "sevimli" psikopatlığından uzak, "anarşi eylem planının" uygulayıcısı, tam anlamıyla "manyak" Joker, Heath Ledger var. Jack Nicholson ne kadar başarılı idiyse Heath Ledger da bu farklı Batman portresini büyük bir başarıyla canlandırmış.

Bir Batman filmi değil, bir Nolan filmi.
görüntü,oyunculuk,müzik vb. etkenlerin yanında repliklerin de etkileyici oldugu film.

--spoiler--
klasik bir söz olmasına ragmen harvey dent'in basın açıklaması yaparken söylediği cümle gerçekten güzeldir.
-günün en karanlık anı gün dogmadan önceki andır... şafak sökmek üzere...
--spoiler--
6 aydır sinemaya gitmeyen bir bünye olarak yaz sıcağında, iş çıkışı bana mükemmel saatler geçirten harikulade bir filmdir. nolan'a, bale'e, caine'e, freeman'a ve en çok da heath ledger'a gani gani teşekkürler..
bir süper kahraman filmi değil öncelikle: batman normal adam lan!

batmanin muhteşem dönüşüne biraz felsefe katarak devam eden film.

öncelikle jokerin marifetleri üzerinden dönen kurgusuyla kesinlikle takdire değer bir film. böyle karmaşık gibi görünen olaylar sonunda hiçbir şey anlamadan sinema salonundan çıkılan filmlerle karşılaştırılamayacak kadar güzel bir senaryoya sahip. diyaloglar ise filmi izlerken insanı ister istemez düşünmeye itiyor. heath ledgerin harika oynadığı joker in hayata bakışı en azından bir kısım insanın beynini zorlayabilir nitelikte.

--spoiler--
heath ledger demişken, joker ölmediğine göre serinin devamında iddialı bir joker bulmaları gerekecek.
ledger gibi bir yetenek kolay bulunmaz. bize izlerken tattırdığı zevk için adam bir fatiha okudum bile.
--spoiler--

ses,efekt vs. mükemmel. uzatmaya gerek yok. nesini söyleyem. tam istediğim gibi işte. bir de filmin cinsellik yerine aşk içermesi de ayrı bir kalite katmış zannımca.

bu arada şuna da değinmeliyim ki, morgan freemanın "ben oyunculuğun kitabını yazdım be" tavrıyla filmi götürme olayına kıl olmaya başladım. hep aynı tarz ya bırak oyunculuğu bıktıysan, yapma kardeşim. torunların falan vardır, onlarla oyalan. git deniz kıyısında küçük bi kasabaya, kahvede okey oyna.

Christian Bale namı diğer batmanin ise oyunculuğu ne kadar etkileyici olmasa da özellikle batman kılığındayken sesini güzel kullanıyor. herhalde dublaj falan gibi bişey yoktur. varsa da ben inandım; tebrik ediyorum.

bu arada alfred abimizi unutmadan harika oyunculuğu, profesyonelliği Michael Cainei yine filme pozitif etki eden unsurlardan biri yapmış.

çok uzun bir değerlendirme yapmamama rağmen sonuç olarak iki buçuk saat boyunca asla sıkılmayı aklınıza bile getirmeyeceğiniz, etkileyici ve imdb den de anlaşılacağı üzere pek çok insanın hayatında gördüğü en güzel film. kesinlikle tavsiyemdir.

bi göz atın: http://www.imdb.com/title/tt0468569

edit: öylesine bir macera filmi gibi anlatımışız filmi ama 2 gündür etkisindeyim.
imdb de 1. sırada yer aldığını öğrenip, büyük bir heyecanla izlendikten sonra feci hayal kırıklığına uğratacak, beklenileni sadece joker karakteriyle, biraz karşılayabilen klasik amerikan heros filmleridendir. insan böyle dev bütçeli bir filmin büyük kısmını reklama * ayırdığını düşünmeden edemiyor. *
daha yeni, geçenlerde; imdb ye bir göz atmamla dünya başıma yıkılmıştı, o da ne? sinemalarda oynamaya henüz başlamış bir film, top 250 kategorisinin tepesinde. topladım elemanları, eleman dediğim hepsi simema fanatiği piskopat tipler. gelin lan dedim tarihin görüp görebileceği en baba filme gidiyoruz. film başladı ilk fiyasko türkçe dublaj olması, o kadar para verdik heba olmasın izleyelim bari düşüncesiyle film akmaya başladı. bittiğinde biz hala akacağını, bize dünyanın sırrını vermeden bitmeyeceğini düşünüyoruz, son kelimesine kadar bitiş yazılarını okuduk, yok hiç bir halt yok. çıkışta birbirimizin yüzlerine umarsızca baktık, en çok yüzü kızaran, tüm o kalabalığın filme gelmesine vesile olduğu için kendisinden utanan bendim. bir şeyler yapmalıydım ve tüm olacaklara göğüs gererek şu kısa cümle döküldü dudaklarımdan: dublaj bok etmiş film...
şimdi şöyle klişe bir laf vardır ya, ''zevkler ve renkler tartışılmaz'' diye.. hah işte o kural burada yok.. yok kardeşim.. bu filme gidecek biri olup, yani böyle bir filmden zevk almayı bekleyip de giden hiç kimse beğenmemezlik edemez bu filmi.. o kadar.. beğenmeyen çıkıntılık yapıyordur.. aksine inanmam..
ha imdb listesinde bir numaraya oturacak film mi, joker'ini kaybetmeseydi, o tartışılır bak.. ama hararetli bir tartışma olur ve ben bu tartışmada 'bir numara olmasa bile ilk 4'e, 5'e girer abi' noktasında olurum, bunu savunurum..
çünkü son derece popüler zevkleri olan bendenizin izlediği en iyi filmler sıralamasında ilk 10'a girmiş bir popüler yedinci sanat filmidir, the dark knight..
özellikle spider-man serisi ve x-men 2 ile bu çizgiroman filmleri daha bir saygı uyandırdı ortamda.. daha takip edilir, hatta moda oldu.. ancak dc comics'in belirgin bir ezilmesi söz konusu marvel karşısında (superman diyorum sadece).. işte o ezilmeyi mutlak bir zafere dönüştürdü 'yeni' batman serisi.. hakkaten bu batman'in yeri daha değişik bir konumda..
christian bale, batman olarak val kilmer'ları, hatta george clooney'leri gören bu zavallı gözlerin seçtiği tartışmasız en iyi batman, kıyas bile istemez.. adam dark knight olmak için doğmuş..
jokeri anlatmam, yazı yazma becerimin ve hayalgücümün ötesine geçer.. gidin izleyin, yeminle adam öldü diye demogoji yapmıyorum, inanılmaz bir karakter çizmiş ledger.. bu tipin oturmasında ledger kadar christopher nolan'ın da payı var tabi ama aslan payı aktörün bence.. onlar nasıl mimiklerdir, nasıl ses tonudur, ne sempatik ama antipatik hareketlerdir.. adamdan ürksem mi, gülsem mi karar veremedim bütün film..
filmde açık nokta bulmak oldukça güç, en ufak ayrıntı bile kendi içinde bir mantığa bağlanmış.. neredeyse batman'in gerçek olabileceğine inanıyorsunuz.. etkisini arttıran da bu filmin..

--spoiler--
yukarıda bir yerlerde neden joker'in konvoydaki polis arabalarına ateş açtığı, direk swat minibüsüne ateş açmadığı sorusu gündeme getirilmiş de, cevaplayalım kendimizce, joker harvey dent'in ölmesini değil, kendisi gibi bir villain'e dönüşmesini istiyordu, her şey planın bir parçasıydı.. yalnız dent de ne iradesiz adammış be birader ya.. iki konuştu joker bunla anında tırlattı herif, ota boka para atmaya başladı.. yarım takım elbiseyi falan geçirdi üstüne hemen falan..
filmde en aklımda kalan sahneler, dent'in, nam-ı değer two face'in, kendisinin de dahil olmak üzere herkesin kaderi için yazı-tura atması, gordon'un çocuğuna atarken de batman'in araya girmesiyle çocuğun kurtulması, bu olurken de paranın 'temiz' tarafı gelmesiydi..
ayrıca ''senin 10 dakika önce yapmış olman gerekeni yapacağım..'' diyerek detonatoru kapıp denize atıp ölümü bekleyen dev mahkumun sahnesi baya vurucuydu..
tabi ki bir de gordon'un terfisini alkışlayan joker.. ki kendisine deatly'nin avatarından ulaşabilirsiniz..
--spoiler--

olm nefis film lan, gidin valla.. şimdiden üç sene sonrasını bekletiyor adama.. joker olur mu olmaz mı, olursa bu performanstan sonra heath ledger'siz çekilir mi bilinmez ama bunun daha penguin'i, mr. riddle'ı var nolan'ın elinde kült karakterle dönüşebilecek potansiyelde.. şimdiden sabırsızlanıyoruz..
son zamanlarda yapılmış en iyi film, en iyi uyarlamadır. son zamanlarda izlediğim en iyi 'kötü adam', joker rolüyle heath ledger'dır. christopher nolan ve ekibi dünyanın en iyi filmini çekmek için ellerinden gelen her şeyi yapmıştır. zaman'da öyle uygun görürse; the dark knight sinemanın mevcut zirve noktasıdır. 'iyiliğe ve dürüstlüğe' olduğu kadar, amerikan sinemasına da ilham kaynağıdır.

önemli uyarı: bu filmi övmek tim burton'ın iki şahane klasiğini yermek demek değildir.

ve dublaj, bazen iyi bir şey olmayabilir. özellikle salonlar seçenek sunmadığında, dublaj en kötü seçenektir.

düzeltme: yok böyle bi şey.
özellikle imaxte izleyince tadından yenmeyen film.