bugün

çok acayip bi durumdur. bi de gider hocanın masasının yakınındaki prizde şarj ederseniz, hoca telefonunuza öylece bakar ama bişey diyemez. bu sürecin sonunda nasılsa bişey denmiyo düşüncesiyle okula laptop, mp4 çalar vb leri de getirilerek aymazlığın doruğuna ulaşılır.
değişim.
amerika' da anaokulunda okurken saflıkla yaptığım şeydir.
zamanında okulda mısır patlatmış bir dönemin çocuğu olarak * garipsemediğim durumdur.
antarktikada doktora yaparken saflıkla yaptığım şeydir.
devlet yurdunda kalınıyor ve çok telefon kullanılıyorsa günün birinde mutlaka olacak eylem. hayrettir üniversite hocaları bu konuda çok rahattır, bi garipsersiniz ilk zamanlar. *
Lise 4'ün son evrelerinde anca cesaret edebildiğim eylem.
Öğretmenler rahat olsada ''Buldun beleş elektriği şarja tak ta tak a..na k.yim'' tarzından bir tepki alınabilme şansı vardır.
bizim mezun olduğum okulda gelenek olan ama bazı hocaların sadece katkı paylarını ödeyenlere izin verdiği eylemdir.
üniversitede saflıkla mı yaptım lan ben bunu dediğim olaydır. şarj bitmişti, şarj cihazı alıp, doldurmuştum.
yaptığım eylemdir. genelde hocanın masasının oralarda priz bulunduğundan yakalanırsınız. telefon kapalıysa sorun yok, telefon açıksa şarj aleti size bırakılır, telefon cebe atılır. telefonsuz şarj aleti de ne işe yarar, siz bulun artık.
ilk önce hangi öğretmenin dersi olduğuna bakılıp, sonra hoca eğer masaya oturmuyorsa masayı duvarın kenarına çekip, telefonu da masanın çekmecesine koyup o sırada müdürün aramaya gelmesi ve sadece senin telefonunun yakalanmaması demektir.
avustralya'da ortaokulda okurken saflıkla yaptığım şeydir.
avrupada hala okurken saflikla yaptigim sey. delilik ayrica tam cilgin isi.
muz cumhuriyeti'nde üniversitede okurken saflıkla yaptığım şeydir.