bugün

sanırım literatürdeki en orijinal kral çıplak, hz. ibrahim halilullah ile nemrut arasında geçen kıssada suret bulmuştur.

ibrahim, nemrut'un karşısına geçer ve; "allah'a tapmak için hala ne beklediğini" sorar. nemrut "allah'da kim?" der.
ibrahim: allah yaratan ve öldürendir" der. nemrut bu cevaptan hoşlanmaz ve az ilerde bekleyen idam mahkumlarından birini eliyle işaret ederek yanına çağırttırır. "bak" der, "bu adam bugün asılarak öldürülecek" mahkuma döner ve "haydi özgürsün, seni serbest bırakıyorum, gidebilirsin" der, ardından kılıcını çekip yanındaki masumlardan birinin kellesini tek hamlede keserek öldürür ve "bak" der ibrahim'e, "ben de yaşatır ve öldürürüm".

hazinelerinin, yalnızca anahtarlarını bile bir bölük insanın taşıdığı bir kraldan bahsediyoruz. her konuda sorgusuz sualsiz hareket eden biri.

fakat karşısında da halilullah var. müslüman kelimesini bizim için uygun gören ilk kişi. inananlar "müslüman" olmalı, "teslim olan" olmalı diyerek kabul gören bir fikri öneren ilk kişi; babamız! selam olsun ibrahim' e!

öyle bir teslim olma ki, devamlı aynı rüyayı görüp bunun işaret olduğunu gönlünce kabul ederek, biricik oğlunu allah'a kurban edebilecek bir samimiyette.
öyle bir teslim olma ki, karşısındaki zorbanın gözünü kırpmadan onu öldüreceğini bildiği halde, "benim allah'ım güneşi doğudan doğduruyor, eğer sen de allah olduğun konusunda tutarlı isen batıdan doğdur da görelim" diyebilecek kadar samimi ve korkusuz.

işte kral çıplak budur; gerçek ihlas da budur.

bu cevap nemrut'u kızartır, gururunu kırar, ona, yaptırım gücünün olmadığından dem vuran bir tokattır bu.

"atın ateşe!" der. "devasa bir ateş olsun, onu yakacağım" öyle bir ateş yakarlar ki büyüklüğünden yanına yaklaşılmaz. yardakçılarından biri mancınık ile atmayı teklif eder ve kabul görür. ibrahim'i mancınığın bir kefesine koyarlar ve fırlatma işlemi için gerekli işleri tek tek hallederler. işte tam o sırada cebrail aleyhisselam iner ibrahim'in yanına ve "ey ibrahim, söyle bir dileğin var ise allah'a ileteyim" der. "bir dileğim yok" diyerek cebrail'in teklifini geri çevirir ibrahim; "allah benim ne istediğimi çok iyi bilir" cebrail'de olsa araya kimse girsin istemez. gerçek samimiyettir ondaki ve denenerek gelmiştir buraya kadar. allah onu sevmiştir, o'na dostum demiştir. ve o dost gerçek bir devrimcidir aslında. korkmadan bağırır kral çıplak diye.