bugün

allah'sızlara mahsus gerçektir. adı üstünde "allah'sız"...

bize ne amk!
saygın bilim adamlarının **fikirleriyle çakışan düşünce.
cahil bir insanı "zararsız bir insana" nasıl çevirirsin? ona bazı modern toplum kurallarını nasıl kabul ettirirsin? "şöyle bir kural var, bunu yaparsan iyi olur" diyebilir misin ona? "bu kurallar daha modern bir toplum olmak için şart" diye kabul ettirebilir misin? "senin özgürlüğün başkasının özgürlüğü ile kısıtlıdır" diyebilir misin? diyemezsin çünkü cahil insan empati yoksunu olur, ve özgürlük'te sınır tanımaz. herşey benim olsun der. benim hakkım yeniliyor der. ben eziliyorum der. o insana bir şekilde onun göremeyeceği, ama onu korkutacak, aynı zamanda teşvik edecek birşeyler vermen lazım. tanrı gibi, cennet-cehennem gibi. işte peygamberler bunu görmüşler ve bunu kullanmışlardır. bir taraftan insanları cehennem ile korkuturken, diğer taraftan cennet ile teşvik etmişlerdir. yani her iki açıdan da kendi saflarına çekmeyi başarmışlardır. diğer ilkel dinlerde nasıldı peki? o dinlerde sadece seçilmiş olanlar büyük yerlere gelebiliyorlardı. mesela firavun en üst mertebede oluyor, onun hizmetçileri öbür dünyada da hizmetçi oluyor, köleler ise ne oldukları bile belli olmuyordu vs. ilahi dinler ise tüm insanları kendilerine çekebilmek adına, ilkel dinlerin bu eksikliğini avantaja çevirmişlerdir. ne yapmışlar? en fakir, en ezilmiş insanlara, "siz bu dünyada eziliyorsunuz ama bunun mükafatını öbür tarafta alacaksınız" deniyor. nah alırsınız! ama fakir adam ne yapsın inanmayıp? elinden bir şey gelmiyor çünkü. bir umut sarılıyor bu fikre. hatta ölümüne sarılıyor! bunu da yapmazsa, isyan etmesi gerekicek çünkü. zenginin elinden malını alması, güzel bir kadına tecavüz etmesi, onun özgürlüğünü kısıtlayan bir başkasını öldürmesi gerekicek. ama bu zenginlerin işine gelir mi? gelmez elbette. o yüzden şu dünyaya ayrıcalıklı gelen, yada bir şekilde şansı yaver gidip zengin olanlar, güzel-yakışıklı olanlar vs, dinin devamlılığına muhtaçlardır. aksi halde onların hayatlarını bu ayrıcalıklarla sürdürmeleri cahil ve seçilmemiş(!) insanların tehtidi altındadır. işte bu yüzden tanrı yoktur ama var olmalıdır.
öyle bir gerçek yoktur. sözlük yazarı burada kendi şahsi fikrini "gerçeklik" şeklinde lanse ederek bir genel görüş oluşturmaya çalışıyor.
kiminin gerçeği, bir diğerinin yalanıdır. o sebeple siz olmadığına inanmaya devam edin 23 gramlık beyninizle.
kiminin yalanı, bir diğerinin gerçeğidir. o sebeple siz olduğuna inanmaya devam edin 22 gramlık beyninizle.
tanrının var olması yada var olmaması (bkz: görecelilik)
milyarlarca akıllı insanın kabul etmediği gerçeklik. ne komiktir ki 2 milyar hristiyanla 2 milyar müslüman aynı tanrıyı kabul etmiyorlar. gerçekten çok mantıklı.

edit: birkaç milyar çinli ve hindistanlıyı da işin içine katarsak gerçekten çok akıllı insan var şu dünyada. herkes kendi tanrısına inanıyor. o yüzden tanrı 1 tanedir.
tanrı yaptıklarınızı ödüllendirmez, yapmadıklarınızı cezalandırır. alman nihilizmi detayda aradığı varlığı şeytanla özleştirerek geleneksel karamsarlığını olumlamıştır buysa onları yanılgıya taşımıştır. ama gene de alman felsefesi candır onu hiç anlamadan eleştiren nietzsche'yi ve devamlı şikayet eden schopenhauer'ı miras bırakmıştır bize. anlamadıkları şey hakkında bu kadar etkili düşünceler çıkarabilmeleri açısından bu iki adam da düşünce tarihinin yegane örnekleridir.

not: aforizma oldu sanki oha.

not2: iyiyim merak edecek bir şey yok. hava çok kapalı sadece.
tanrının varlığı veya yokluğunun ispatlanamayacak olduğu gerçeğinin yanında bok yemiş olan ve hipotezden öteye geçemeyecek iddiadır. insan denen zavallı mahluk maalesef doğada gerçekleşen bir çok olayı açıklayamamakta ve "doğaüstü olay" deyip geçiştirmektedir. E madem doğaüstü olay diye bir terim yaratıyorsun o halde o terimin içini doldurabilecek her şeyi kabullenmek durumundasın değil mi ? Ha bu arada tanrının olduğuna dair sağlam tüyolarım var ortak bir kupon yapabiliriz haberiniz olsun.
Kafayı yemiş insan söylemi.
herkesin inancı kendi yaşadığı kadardır. kişiden kişiye değişir ama herkes kendinden büyük bir şeyin inancına inanmak ister. nasılsa hastalandığımızda, başıma ya da yakınlarımızın başına birşey geldiğinde ya da çaresiz kaldığımızda kime sığınıyoruz?! kiminle konuşurken kendimizi buluyoruz?!... herkesin böyle bir anı olmuştur. peki o zamanlarda sığındığımız, yardım istediğimiz, tanrı değilde nedir?!
inamak istemeyeni hiç bir gerçek inandıramaz ayrıca herkesin inanmayacağıda büyük bir gerçek .

halbuki aklı başında öldükten sonra kendisine olacakları düşünenler için bir kar tanesi bile yeterli olur .

yoksa allah her inanmayana inanması için gözükseydi herkes müslüman olurdu inanmayan kalmazdı olayın derinliği ise yaratanı değilde yarattıklarını görüp inanmakta mantıklı olanıda budur yoksa sınavı amacı kalmazdı sonucta inanmakda serbest inanmamakda .

adamlar 18 bin alemi yaratan inanamayanları dahi yaratan yüce allah a inanmıyorlarki sana bana inansınlar .

gerçek şu ki erde olsa geçte olsa inanacaklar tıpkı müslümanlıkla şereflenen ve ölmeden önce kendisini kurtaranlar gibi tabi önemli olan ölmeden önce inanmaktır.

bir güle güzelliğini veren big bang yani büyük patlama değildir yüce allah dır yoksa hangi patlamanın oldugu yerde canlı kalırdı ki.

bir insana soruyu sorduranda allah dır cevaplatanda allah dır bunuda kendi isteğimiz ile yapmamıza imkan ve ortam yaratanda yüce allah dır .
allah ı tanımayan ona inanmayabilir önce tanıması araştırması lazım yoksa allah kullarını şimdiki gibi boş işleri kovalasınlar diye yaratmadı ama hayat bu insan neyi görürse o oluyor düşünmüyor ulan ben yoktum ki benim isteğim dışında beni kim buraya gönderdi üstelik 2 göz 2 kulak vs. 5 duyu ile tabi bunların kayıt için kullanılan üstün teknoloji sahibi organik kayıt cihazı olduklarını düşünmekteyim kayıt edilen hardiskin ise beyin oldugu düşünürsek ki bu çok mantıklı bu dünya ne yaptıysak ne düşündüysek ne ye nasıl baktıysak hayatımızla ilgili bütün detayların kayıt edildiği yer beynimizdir hatırlayamadığız hatıralarımız bile beyinde kayıtlı . düşünmek allah ın emridir düşünmediğimiz zaman beyni kullanmamış ve artılarından mahrum kalmış oluruz .

bu kainat bizim için sadece sınav ortamıdır sınıf gibi bildiimiz sınıflar gibide olabilirdi fakat allah bizlere bir sivri sineğe can vererek bizlere gücünü ve kudretini gösterip bundan ders çıkarmamızı uygun görmüştür bazıları tesadüfen olmuştur der ama kendiside inanmaz buna çünkü trilyarlarca yıl önce hiç bir şey yoktu yani big bang den önce büyük bir hiçlik ortamı dicem ama bir ortamda yok hiç yani ne olduda big bang oldu hiçliğin canımı sıkıldıda önce büyüklüğünü sonrada patlamayı ve sonrasındaki şimdikileri icat ettide patladı diye sormak lazım enerji yok gaz yok hava yok yok oğlu yok bir ortamda big bang oluyor bunun tek sebebi yüce allah ın ol demesidir .

böyle olmasaydı ortalık big bangdan gecilmezdi ikinci big bang ise kıyametle olacak kanaatindeyim büyük bir gürültü ile olacağına göre ki buda mümkün.

kibirlerini aşabilirlerse inanırlar yoksa nasıl olsa inanacaklar .

(bkz: tik tak tik tak tik)
şeytanın vesveselerini gerçek zanneden ve kendi düşüncesi zannedenlerin zırvalarını kabul eden ateist zırvasıdır, allah hidayet versin ne diyelim,

üstada şeytan bir gün demiş;

"kuranın allah kelamı olduğunu düşünüyorsun, tarafsız düşün, ya kuran allah kelamı değilse!"

o an kuranın bütün nuru sönmüş, üstad üzerindeki etkisi müthişmiş,

ama şeytan allahın yarattığı bir zeka küpü, oyunlarını bilmek gerek, insana nasıl yanaştığını bilmek gerek, tüm ateistlere aynı şekilde yanaşır ve hepsi kendine aynı soruyu sorar, hepsi aynı şeyi düşündüğünü zanneder, hepsinin üstadı şeytandır oysaki,

"anladımki şeytan tarafsız düşün derken bana kendi tarafından baktırmış, allah var demek bir tarafsa (haşa)allah yok demek diğer taraftan bakmak oluyor, tarafsız bakmak olmuyor ki"

bu tür şeytan hilelerine kananlar, tarafsız olduklarını zannederek şeytanın kucağından onun gözüyle yorum yapar ve farkında olmadan ona hizmet eder, allah onları ıslah etsin etmez ise yaptıklarından dolayı, aldıkları vebalden dolayı onları şeytanla beraber haşr etsin, ve onları cehennemde şeytana "bizi kandırdın, senin yüzünden burdayız" diyecek olanlardan eylesin. *
Bir gün herkesin kabul edeceği gerçek... Tanrı kavramı, insanların kafalarındaki soruları yanıtlamaya yarar... Bilim ise kümülatif bir şekilde ilerleyerek kafadaki bu sorulara cevap arar... Bulursa Tanrı mıçtı...
"olmadığı gerçeği" demek için bile bir gerçek gereklidir. ama tanrı meselesi o kadar havadadır ki o kadar boş bir meseledir ki olmaması bile yoktur, hiçbir şey yoktur.
Güneşin varlığına delil, yine güneştir.
"Güneş var" diyen aslında, gözlerinin sağlam olduğunu ve gördüğünü,
"Güneş yoktur" diyen de, gözlerinin bozuk ve hasta olduğunu ifade etmiştir.
Hz. Mevlana
(bkz: Tanrı yoktur allah vardır)
bilimin ispatlamak zorunda olmadığı gerçeklik.
o zaman tanrı ismini yazarken neden özel isim gibi kullandığını sormazlar mı adama. "tanrı nın" derken "nın" ekini niye ayrı yazdın o zaman aga? hadi hadi senin içinde de bir kıpırtı var. nazlanma. tanrı yı özel görüyorsun sende.
müslüman allah ın varlığına sadece inanmakla kalmayıp o nun bütün noksan sıfatlardan da münezzeh olduğuna iman eden kişidir.
inkarcıların sıkıntıları allah ın varlığından çok o nun insana yüklediği vazifenin gerekleridir.
evet tanrı yoktur Allah vardır.
tanrı seni korusun allah da beni .*
varolduğu gerçeğini bilmek bile kendisinin keyfiyetine bağlıdır. yani eğer olmadığına inanıyorsan nasipsiz ve acınacak haldesin demektir.
doğrudur, en ufak bir kanıt bile olmadan bütün kainatı yaratan hatta yaratırken yorulup yardımcı melek yapan (hiç yorulmaz biliyorum fantezi olsun diye yaptıydı melekleri) sonra bütün evreni yaratacak kudrete sahip olmasına rağmen dünyanın çeyreğine kendini inandırmış ilahi bir varlığa inanan kimselerin reddedeceği bir gerçektir.