bugün

Son zamanlarda inanç eksikliği yaşadım ve allah'tan bir işaret bekledim. O gün parka gittik. Çay bahçesinde çay içerken 1 - 1.5 yaş arasındaki bir bebeğin bir salıncağın arkasına doğru hızlıca koştuğunu gördüm ve annesi olabildiğince bağırdı ardından ama yetişmesi mümkün değildi. salıncakta 10 yaşlarında bir erkek çocuk çok hızlı bir şekilde sallanıyordu. Bebek salıncağın altına girdi ve çıkıp gitti. kalp krizi geçirebilirdim o korkuyla. O salıncağın bebeğe çarpmaması yalnızca mucizeydi. "Mesajı aldım" dedim içimden.
Atak geçirdiğim bir dönemde aile hekimliğindeki hemşireye gidip Eşimin beni asm'nin yanındaki markette çalışan kız ile aldattığını anlatmıştım. Kadında beni ciddi ciddi dinleyip destek olmuştu ve hâlâ kocama gıcık gidiyor. inanıyordum ama bunlara ne yapabilirim ki? Utancımdan aile hekimine gidemiyorum. Bir iki yıl daha geçsin Allah'ım unutayım ne olur?

(bkz: swh)
ben gelin ile damadı değil...

gelen pastayı alkışlıyorum.

utanıyorum.
Bugün konserdeydim ve deli gibi aşık olduğum kişiyle gidip, birbirimize karşı bütün şarkıları söylemek isterdim. Kısacası benim itirafım aşık olmak istiyorum. Aynen biraz kaşınıyorum gibi...
hastanede beş parasız haldeyim.
para istediklerimden cevap yok. 2 hazirana kadar hastanede kalacağım.
mecburen ibanımı paylaşıyorum.
TR16 0001 0000 5189 2576 0050 01

TR03 0006 2001 0710 0006 6645 47
Sözlüğün en zeki kadını başlığını gördüm. Hayır zaten kimse öyle düşünmüyor da ben değilim aq. Çünkü enayiyim ben. Yani enayilik de değil ama, ne biliyim. Mesela doğum günlerini çok sallamam ama, doğum günümde mesaj bile atmayan abim şimdi bugün baldızının doğum günü için çarşıyı dolandı. Böyle şeylerle ölçmezdim. Sonuçta eşi ve kayınvalidesinin yanında mecburen dolaşacak derim ama. Beni çok sever aslında. Diye düşünürdüm. Değil mi lan acaba öyle? Demeye başladım. Demek ki değil yani. Demek ki çok da sevilesi bir kardeş falan değilim. Problemi kendimde de buluyorum biraz. Neyse. iş çıkışı aldılar beni en azından. Yollarının üstüydü çünkü. En azından yolumun üstünden geçip de sen dolmuşla gel demediler yani. o da bi şey.
Ben de çok iyibi bok değilim bu arada. Bazen bakışlarımla bile mod düşürdüğümü falan söylüyo bunlar. Haklılar. Bilerek olmuyo tabi.
Annem benim ne sevdiğimi veya ne beğeneceğimi gram iplemez. Sorsan çok düşünür beni. Çok sever.kendi de öyle sanar. Ama bi kere bakmamıştır bir problemim için internete. Ya da bunu sever bunu alayım, yapayım yoktur.paranı vereyim sen beğen. Ben bilmem der. Çok saçma ama onu da başkalarına hediye beğenirken görünce dank ediyor bi şeyler. Kuzeninin kızının arkadaşının morali bozukmuş da,kafaya takıyor. Ben senelerce suratım asık gezdim. Kafaya takmadı hiç. Bazen diyorum ki ne yapsam fark etmiyor demek ki. Ben onun için bakarım hep. Bakım kremlerinden kıyafete hep bakarım. Kendine çok nadir bir şey alır çünkü. Çocuklarını öncelemiştir hep. O yüzden ben de onun kendine göstermediği ilgiyi göstermeye çalışırım. Ben de bi bokmuşum aslında ya. Canavar da değilmişim yani skxkcmc.
Şu anda ailedeki belki en şen şakrak insan benim. Kendi kendime çok çabaladım iyi olmak için. Başardım da. Herkesle şakalar, muhabbetler. Nasılsın diye sormaktan çekinen biriyken. Ama işte arada aklıma bunlar geliyor ya. Arada dediğim çok nadir. Bu sıralar biraz fazla. Bunlar beni mutlu ediyor.hasta mıyım neyim. Oh ben o kadar kötü değilim diye seviniyorum evet tüm yukarıda yazdıklarım beni iyi hissettiriyor. Yine de nadiren de olsa diyorum ki hiç mi sevilmedik ulannn. Sonra diyorum ki siktir et gerçekten sevebileceğin ve güvenebileceğin tek varlık var. Onu da şimdi göremiyorsun.

Öyle yani. Bi şeyler yapmam lazım ki, rahatlayayım. Kendim için bi şeyler. kendimi o kadar sevdiğimden değil de işte böyle zamanlarda kamçılanıyorum.

itiraf bence bu. Baya baya sevilmedim falan diye zırladım ya.
Kimseye dinsel ve siyasal bir sebepten ötürü fiziksel zarar vermem. Ülkemiz başka bir ülkeyle savaşa girerse o başka tabii.

Ama biliyorum ki bu ülkede siyasal ve dini sebeplerden dolayı beni öldürebilecek insanlar yaşıyor. Her şey bir galeyana bakar.
35'e girdim. yaşlanıyorum.
Bugün pazarda tanıdığım bir kaç kişiyi görmezden geldim. Eşimin anneannesi vs. Hemde ama geç kalıyordum ve biliyorum ki Beni lafa tutacaklardı. Yaptığım yanlış biliyorum.
Bugün neredeyse 1 yıl olacakken görüşmeyeli çocukluğumun beraber geçtiği insanlarla görüştüm. Hepsi evli bu arada tek ben sapım falan yani o haldeyiz. Onların içerisinde bi kaç kişinin gözünde ben gizli gay falanım açık açık söylemeselerde ima etmeye ya da geyik yaparak söylemeye çalıştıkları şey oraya falan gidiyo yani, her neyse bunları çok fazla siklemiyorum ama o insanlarla hâlâ neden görüştüğümü falan sorgulamaya başladım. Çünkü promilin verdiği yetki benim ufkumu normalde olduğumdan daha fazla açıyor. Saatlerce karısıyla olan problemlerini çocuk olduktan sonra oluşan geçim derdini anlatan adam benim evlenmememin sebebini gizli gay olmama evirebiliyor ama ben onun bu konu hakkındaki ağlamalarına yorum dahi yapmıyorum *

Neyse itirafım şudur ki yaş aldıkça hayatım boyunca görüştüğüm insanlar benim ömrümün sonuna kadar hayatımda bi şekilde de olsa tutacağım insanlar değilmiş onu anladım ve evlendikten sonra görüşmememin sebebi benim için gayet mantıklı ve makul sebeplermiş onu anladım * görüştüğün her insana hayatında yediğin her boku anlatman ve paylaşman gerekiyormuş bunların hesabına göre, ben bunlar gibi bir insan hiçbir zaman olamadım. iyi ki de olamamışım zaten...

Şu yaşıma geldim hayatımdaki insanları sorgulamamıştım çok görüşmediğim için, ama bu görüşmeden sonra kendimi ve hayatımda tutmaya çalıştığım insanları neden hâlâ tutuyorum diye sorgulamaya başladım. Sabaha her şey geçer illaki ama bundan sonrası için dünyada içecek bi ortam arasam en son gireceğim ortam bu insanların birlikte olduğu bi masa olur. O yüzden diyorum ki; iyi ki 1 yıl içerisinde bu adamlarla birlikte olmaya çabalayıp kendimi paralamamışım, son 1 yıl benim hayatıma o kadar güzel şeyler katmış ki, kendimi takdir edesim geldi şu anda *

Her neyse uzun zamandır böyle açık bir itiraf yapmıyordum ama bu itirafı birileri okusun diye değil, zamanı gelince geceyi hatırladığım zaman bu geceyle alakalı ne hissettiğimi ve düşündüğümü hatırlamak için yazıyorum bunları.

Söyleyeceklerim bu kadar, kendinize cici bakın...
Günah işlemekten çok korkuyorum. Hem vicdani olarak hem de cezalandırılmaktan… demin araştırdım unutarak günah işlemek/ kötü bir şey yapmak affediliyormuş. Rahatladım. Ben bu kadar korkarken hiç korkmadan kötülük yapanlara da deli deniliyor, okb olan ama iyilik için savaşan bana da. O zaman aklıma albert einstein’in sözü geliyor: “ şudur zorlayan cevabı beni: ben mi deliyim onlar mı deli ? “.

Edit: okumadan nicke bakıp eksileyenler geri döndü.
Edit-2: evet geri dönmeye devam ediyor.
2014 ya da daha öncesinde üye oldum çok insanla tanıştım o zamanlar şuan hiç biri ile görüşmüyorum haber bile alamıyorum zamanında burası da en çok entry alan başlıktı sözlük ölmüş.
Kendi kendime bile değilim. O kadar yalnızlık var ki içimde bir yerlerde. Geç kalmışlık hissi var içimde. Herkesin elinde şimdiden sahip olduğu şeylere yıllarca uğraşsam da sahip olamayacak kadar yalnızım. Ailenin ayak bağı olduğu yerde onları sırtıma yükleyip tek başına yaşamanın ve gelecekten yana böyle Umutlu olmaya çalışmanın ve fakat umudun olmadığını bilmenşn verdiği buruk bir tat var ağzımda.
Bir ay içerisinde on kilo vermem lazım.
The other boleyn Girl filmindeki Natalie Portman gibi hırslandım.
1 ay içerisinde hayatımın geri kalanını planlamam, şehir seçmem ve pişman olmamam gerekiyor. Ve her gün bu düşüncelerden kaçmak için sözlüğe giriyorum.
Zamanında Madame Coco'yu ingiliz ya da Fransız markası sanıyordum, Türk markası olduğunu öğrenince baya şaşırmıştım efendim, evet.
Bugün itibariyle yeni bir yaş aldım ,içimde bir miktar buruk hüzün ve bir miktar sevinç var.
Bugün bir doktora laf sokmak zorunda kaldım. Beni bezdirdiler çünkü. Polikliniğin üç psikiyatr doktoru var ikisi de çok gıcık ve ben ilaçlarımı yazdırmak için devlet hastanesine gitmek zorundayım. Çünkü invega diye baş belası bir ilacım var mesela çok pahalı. Özel bir doktora gidip oradan takipli olduğum için de devlet hastanesinin doktorları bana kıl gidiyorlar. Halbuki doktor masrafımı annem karşılıyor. Bizim zaten durumumuz iyi değil. Doktor bildiği için seansları atak dönemleri hariç dört aya kadar geciktiriyor hatta.

Neyse gelelim laf sokma konusuna; doktor bana hangi doktora gittiğimi sordu bende doktorumun adını söyledim. Ukala bir biçimde "adını bilmiyorum" Dedi. Sanki ben hava atıyorum ona doktorumun adıyla hani çok zengin çok elit bir insanım da(zengin gösteriyorum sanırım) bende doktora dönüp "bende bilmiyordum" dedim. Hayır bana Trip atıyorlar da oturup benimle seans yapmayacaklar her hastayı bir dakika tutup gönderiyorlar görüyorum. Tek istedikleri istedikleri ilacı yazabilmek sanırım. Ne yapayım anlamadım ki doktorumu mu bırakayım? intihar falan edip geberip gideyim mi? Ne önemli bu insanlar için?
öfkemi susturamıyorum.
Hep sorarlardı gülerdik. ikizlerin birine bir şey olduğunda diğerinin de gerçek anlamda canı yanmıyor yani etini çevirirseniz diğerinin de eti acımıyor. Aslında kastedilen diğerinin hissettiği şeyi yoğun empati şeklinde yüreğinde hissetmek. Bana olan sanırım tam olarak bu. Nefes alamıyorum, yüreğim sıkışıyor ve sebebi yok.
hastanede bile huzurlu olamıyorum.
çocukken ressam olmak istiyordum. hala içimden çılgınca fikirler geçiyor be sözlük. iç sesim sürekli, bırak her şeyi, okumayı, dersi filan.. evde 24 saat resim yap, ressam ol, hayalini gerçekleştir çünkü elinin titremesine ve kalem tutamayacak hale gelmesine az kaldı diyor. *
Tam bir götsün aq.
Kaç haftasonu boş olduğumda kimseden çıt çıkmazken, çalıştığım haftasonları bir sürü etkinlik teklifi almak hayatın büyük ibneliklerinden.
Güne daha kötü nasıl başlanırdı bilmiyorum.. sınava geç kaldım üstüne taksici tarafından dolandırıldım ve kavga ettik aq