bugün

insanın hayattan zevk alamaması farkındalık eşiği ile alakalı bir durum gerçekten.

Anlayabildiğim her şey beni üzüyor.
Libidom yarrağı yemiş.
Yıllar önce bugünümü bana anlatsalar masal dinler gibi dinlerdim. Nasıl yüzümüzde ki çizgiler geceden sabaha olmuyor da yavaş yavaş biz fark etmeden gerçekleşiyorsa hayat da öyle. Olduğumuz yerlere vardığımızda sanki olması gerekenmiş gibi hissediyoruz. Oysa ki ondan önceki çalıştığımız cabaladığımız her bir saniye çok değerli geleceğimiz için. Bugün ne ile uğraştığımız yıllar sonra ki olacağımız yeri belirliyor.
Bir hafta öncesine kadar hayattan beklentim tamamen bitmiş, yaşadığım monotonluk bi hayli yıpratmış, ders, aile, arkadaş üçgeni fazlasıyla yormuştu. Bugün; çocukluğumda kaybettiğim yaşama sevincimi ve ilerisi için merak duygumu yeniden fark ettim. Biraz uzun kalır umarım.
Saf taklidi yaptığımı zannediyordum meğer gerçekten safmışım.
Eski telefonumda en son girdigim site uludag sozluktu. Kim bilir hangi baslik acik kaldi. Sozluge girdim ve batarya öldü. (bkz: sad story)
cengiz Kurtoğlu'nun bildiğim tek şarkısını dinleyip pıt pıt gözyaşı döküyorum. evet ben.
Annemin iyi olan son günlerinde, ben iş çıkışı arkadaşımla zaman geçirip, onu çok daha az arıyormuşum.
En yakın dostum, kardeşim dediğim arkadaşım, çok ağır bir depresyon geçirdi geçtiğimiz yıllarda. Zor toparladılar diyebilirim. Elimden geldiği kadar da yanında oldum. Hala da öyleyim. Fakat, ben de mesleğim için gerektiği kadar tıp eğitimi almış biri olarak, durumunu hiç iyi görmüyorum. Şizofreni belirtileri gösteriyor, çok ciddi bir şekilde. Tanımadığı bir kız arasın, eski sevgilisi yaptırmış. Tanımadığı biri eklesin üç ay önce konuştuğu kız yaptırmış. Benimle bir kız tanışmak istesin kesin iki yıl önce ayrıldığı kız pişmanlıktan ölüyor, benim sayemde ona ulaşmaya çalışıyor falan neler neler... iş yerinde bütün erkekler ondan nefret ediyor ama bütün kadınlar da onunla yatmak istiyor. Patron ona bağırsa, azarlasa aslında çok sevdiği için... Saçma sapan şeyleri kafaya takar, beni arar anlatır da anlatır. Yok babası kendine çeki düzen ver demiş, ama o napmış da sanki neyi varmış, her gün başka karı sikip, orospunun birini evlencem diye getirip, uyuşturucu kullanan, gece egzoz patlatan biri miymiş de babası ona bunu diyormuş, ne hakla dermiş... Konuşur konuşur saatlerce, teselli edemezsin sana yüklenir. Ya oğlum saçmalama dersin, kıskanıyor olursun onu bütün kadınlar ona hayran olduğu için.

Yav bizim bu adamla kundakta yan yana fotoğraflarımız var. 29 yıllık hayatım boyunca hep dip dibe, göt göte yaşadım ben bununla. En zor anımda, en güzel anımda hep yanımdaydı. Ya boşver, takma, adam hasta, he de geç diyorum ama, çok bunaldım be sözlük. Çok bıktım. Artık arayınca türlü bahanelerle açmamaya, "gel iki bira atalım" dediğinde buram buram kaçmaya başladım, katlanamıyorum herife. Bir şey de diyemiyorum, çünkü hasta. Hiç görüşmesem diyorum 29 yıllık arkadaşlık çöp mü olsun? Böyle düşününce kendime de kızıyorum, ya sen bir dost, arkadaş olarak onun yanında olmalısın, adamdan kaçıyorsun diyorum. Ama cidden katlanamıyorum. Çok bunaldım. Çok sıkıldım artık bu durumdan. Bazen telefonda mesajlarını 8 saatlik sessize alıyorum. Görmemek için. Yav arkadaş ben diş hekimiyim, hasta bakıyorum herif arıyor hastayı çabuk yolla bişi dicem, konu ne biliyor musunuz telefonuna hiç kullanmadığı bir uygulamadan çok bildirim geliyormuş da, bunu ona kesin biri yapıyormuş, başka bir açıklaması olamazmış... Niye verdim bu son örneği nasıl bu kadar yorulduğumu anlayın amk.

Rahatladım yazınca. Oh be.
Ben de biseyler var gibi
Deli değilim ama normal olduğumu da savunamam ağlarken su molası verip devam ediyorum kaldığım yerden.
bugün bir şey fark ettim.
arkadaş grubumuzun en güleryüzlü benim belki, hatta kavgadan uzağı.

ama sinirlenince en agresifi.
bugün bir arkadaşa yersiz yere yükseldim, kızdım. hayır kızın bir suçu da yok, kız uzatmıyor. erkek bir arkadaşa yüklensem sorun değil de, kıza yüklenince kendimi kötü hissettim. çünkü erkek olanla kavgadan yarım saat sonra hiçbir şey olmamış gibi yapabiliriz.

sanırım agresifleşince yüzüm de değişiyor.
birebir bu hale gelince karşımdaki kimse aynı yönde karşılık verme eğilimine girmedi. çünkü girse bu dünya birimize fazla diyebilecek kadar sinir katsayım yükseliyor. hatta karşılık versin dahi istiyorum diyebilirim.

zor sinirleniyorum, çoğu insanın taktığı şeyleri takmam bile.
ama sinirlendiğim vakit bir şey düşünemiyorum. ve bu kör bir sinir olmuyor. bilinçli, tehlikeli bir agresiflik hali oluyor.

siz hiç sinirlenmez misiniz sorusunu duyacak kadar sakinimdir. herhangi biri sinirlendiremez kolay kolay.
ancak sinirlendiğim zaman gözlerimden okunur.
acınası bir itirafım var oda: hiç itiraf edecek bir şeyimin olmaması.

bkz. ben sana bişey deyim mi? -de , ben sana hiç bişey demiyom.
yakın zamanda seks yapmam gerekiyor.
Hiç gerçek dostum yok.

Bunu bilmek insanın canını acıtıyor.
Hayata acı çekmeye gelmişiz amına koyim.
Aslında bir nevi ben birkaç itirafda bulunacağım...

Sürekli kadınlardan dayak yediğimi hayal ediyorum bu bana aşırı derecede zevk veriyor...

Sürekli takım elbiseyle dışarı çıkıyorum...

ifşaları sırf özenti olduğum için yapıyorum...

Siyasetide sırf sıkıldığım için yapıyorum...

Sürekli fazla zengin olmayan, sarı saçlı, güler yüzlü ve şahane gözleri olan bir alman kadınıyla evlendiğimi hayal ediyorum...

Bir kadın yüzüme gülünce "kesin evde çılgınlar gibi beni arzulayacak" diye düşünüyorum...

Hayırlı günler...
ayva reçeli yaptım ama suyu bir türlü sakızlanmadı.
Yüzümde maske varken ve moralim bozuksa, kendimi tutamıyacak gibiysem dışarıda da artık ağlayabiliyorum. Kimsenin görmemesi ama kalabalık içinden öyle geçebilmek değişik bi duygu.
Yabancı uyruklu gelinimiz var türkceyi yeni ögreniyor ufak doz oğlanla benim muhabbetime maruz kaldı. Benim oglana bugün defol git diyor. Ne anlama geldigini bilmeden. Oglanla birbirimize sakin sakin girisince kız da normal bir sey sandı muhabbeti. Başka seyler de ögrenmemistir inş.
sanırım aseksüelim.

obsesif kompülsif bozukluk denen sorun yüzünden çok şeyden iğrendiğim doğrudur ancak son yıllarda büyük ölçüde azalttım, üstesinden gelebildim. ancak aşamadığım şeyler de var... bir insanın vücut sıvılarından fena halde iğreniyorum. gerçi bu sevdiğim insanda sorun olmuyor garip bir şekilde. bilişsel ve duygusal bir şeyler paylaşmadığım insanlarla bir nevi zoraki cinsel birleşme yaşıyorum ve ardından orayı öyle bir terk etmek istiyorum ki, midem ağzıma geliyor, dayanamıyorum. ejakülasyon sonrası sendromu değil bu, hemen eve gidip temizlenme isteği. geçtiğimiz cuma günü en sonunda böyle olduğuma karar verdim. ve öyle de kalmaya kararlıyım. zira ne gerçek bir ilişki yaşayacağım ne de gerçekten sevilmeye değer biriyle karşılaşacağım. aman lazım değil!

ama işi garibi arzularıma kulak verdiğimde dibine kadar heteroseksüelim ancak cinsel birleşmeden iğreniyorum. sanırım kimseyi yarı yolda bırakmadığım halde birinin çok pis ahını aldım ve demiseksüel oldum.
Merhaba. Bu itiraf eski sevgilime. Birkaç gün önce eski sevgilinin beni aldattığını öğrendim gram üzülmedim zaten değerin yeterince düşmüştü ve öfke doluydum sana karşı. 2 hafta aramız kötüydü o arada eve atmış manitayı helal olsun vallahi taktir ettim seni. Aşksız ve sevgisiz Bedenler bir torba ve değersiz. bir başkasına makine gibi duygusuzca dokunmuş olman beni üzmez bu senin kalitesizliğin. Teşekkür ederim küçük yaşamınla beni aydınlattığın için.
Bazen kendimi uyuşturmak istiyorum.
Önerilenler listesinde 6 numaralı macar rapsodisine denk geldim yine. Allegro kısmında bi coştum bi hoşuma gitti. Saat gecenin 1 buçuğu. Bu parçayı birine atmalıyım ve onun da hoşuna gitmeli, takdir etmeli. Öyle düşündüm. Bunu yapabilecek tek bir kişi var, o da almanya'da şu an. Bir sebepten aylardır konuşmuyoruz. insan bazen sadece eğlenebileceği değil küçük zevkleri paylaşabileceği birini de istiyor.
Anlık bi dürtüyle içimdekileri döktüm şimdi de.

Arada işe yarıyon sözlük.
Ben bazı şeyleri yeni yeni anlıyorum ya.. ve bu anladıklarım pek de hayra alamet değil gibi sanki. Acaba yanlış mı anlıyorum ki.. bilemedim. Neyse eman.

Not: kendime itiraf edemediğim bir çıkarımımı buraya bir türlü kusamadım. Hoççakalın.
(okuldan) atıldık hey halkım, unutma bizi!
Ahh ah.. Üzüldüm sözlük, gercekten üzüldüm. Devam etsem başka sıkıntıları olacaktı belki ama emeklerimin hiçe sayılmasına çok üzüldüm. Yeniden başlayabilirsem belki geçer bu duygum. Ama üzüldüm. Gerek yoktu hiç. Yazık! Hakkım baki.