bugün

Şu iki gün aşırı üzgün ve doluyum, dakika başı gözlerim doluyor evdeyim annemler ne oldu sormasın diye demet akalın gülşen falan dinleyip ruh halimden uzaklaşmaya çalışıyorum. Bu nedir arkadaş of.
bu yaz hiç beklenmedik bir şey oldu ve yaklaşık bir ay boyunca ev taşıdık. taşınmadan önce de 1 aydan fazla süren bir tadilat süreci oldu. bu iki aylık süreçte sürekli bu işlerle ilgilenmek durumunda kaldım. çok sayıda da başka kişisel işlerimi düzenlemeye çalıştım. bazıları güzel bir şekilde halloldu, bazıları olmadı. en acı olan şey bu karmaşada yazmayı düşündüğüm makalelerimi yazamamam oldu. geç sayılmaz, hala daha bir ay kadar daha süre var. birazdan akşam yemeği yiyeceğim ve ardından resmen kampa gireceğim. kampa girmek demek, dış dünya ile ilişkileri minimuma düşürüp tüm gün olabildiğince vaktimi çalışmaya vermem demek. bir ayda yarım kalmış üç makalemi tamamlamaya çalışacağım. ve yoğun okumalarım olacak. tabii, ders çalıştığım her zaman olduğu gibi daha fazla vakit geçireceğiz gibi görünüyor. çünkü bu tempoda çalışmak çok boğucu oluyor. nefes almak için de sözlük iyi bir referans oluyor benim için. zaten bir süredir çok sık giremiyordum. özlemişsinizdir. evet.
Uykularım kaçıyor. Her sabah gün ağarırken masada sızar oldum. Kalk da yerine yat diyen birine ihtiyacım var. Ya da gel yerimize yatalım.
ilk defa bir bayramı ailemden uzakta geçireceğim, içimde bir burukluk oluştu amk.
Edit2: bu bayramda yanlarında değilim zamanla alışmam gerekecek.
Hiç bi erkekte babamdan göremediğim sevgiyi bulamadım. Çok erken kaybettim onu ve defalarca kez sevmeyi denedim ama olmadı. Belki çok fazla sorunlu geliyorum insanlara veya yetersiz. Çünkü her denememde aldatıldım. Hiç mı hak etmiyorum diye soruyorum bazen kendime 2. Kısıere verilen sevgiyi. Cevabını çabuk buluyorum; tabiki hak etmiyorum. Çok sonra anlıyorum kimsenin beni babam gibi sevemeyecegını.
karıya gitmem lazım.
insanlara “menfaatleri” uğruna beni kullanamayacaklarının mesajını iyi veriyorum, çok iyi hissettiriyor. Kaybedişlerim olacaktır fakat yaşımız küçük değil telafi etmesini biliriz evelallah.
Bok kadar değersiz biriyim. Kimse bunu yüzüme vurmasa da, bu gerçeği hergün yaşıyorum.
Bu kadar boş bir yaşantıda herkesin aynı fikirde olmaması beni çok saşırtıyor.
Herkesin doğrusu en doğru mk.
Kilo alayım diye gece gece zorla makarna yiyorum. Bu nasıl bir metabolizma?
Deli gibi sevdiğim adamdan bir gece de sogudum.
aslında görünen yüzümden fazlası var. Çok daha fazlası.
Çok.
Dün bi başlıkta itiraf etmiştim ama bir daha yineleyim.rn büyük sapıklığım yanımdan geçen güzel kadınların kokusunu içime çekerim. * )))
rap müziğe zerrece tahammülüm yok, maruz kalınca da midem kalkıyor. her yerin yıkıldığı atışmalar tartışmalar da tamamen umrum dışı. 2000ler türkçe Rock dinliyorum, mutluyum huzurluyum.
Çorapsız veya babet çorap giyen erkekleri görüyorum, saygı duyuyorum ama açıkçası ben tam çorap giymeyi daha tercih ediyorum. Birkaç kez kısa çorabı şort giyerken giydim sanırım.
Kıçından uydurarak yazdığı şeylerle beni sinirlendirmeye ya da umrumda olmaya çalışmak ne tür bir acizliğin ve yıkıklığın göstergesi olabilir anlayamıyorum. Beni rahatsız etmiyorsun aksine yalan yanlış şeyler kıçımın kenarıyla gülmeme neden olur. Kendisini rahatlatmaya çalışıyor galiba ama ben eksivermeye bile değer görmüyorum. Yazık lan, ben yaşarken kendini sikesi gelerek umrumda olmak için çırpınıyor. Evde kalmışlık hiç bu kadar acınası gelmemişti gözüme kafayı yediriyormuş meğer millete.
yazılacak o kadar çok şey var ki ne elim gidiyor yazmaya, ne dilim varıyor konuşmaya.

o iki çift göze hapsolmuşum meğer.
Çok severek aldığım, hatta kendime almak istediğim bir kitabı arkadaşıma doğum günü hediyesi olarak aldım. Biliyorum ki aynı düşüncelerdeyiz. O da benim gibi heyecanla okur sandım kitabı. Aradan zaman geçmesine rağmen hala kitabı okumaya başlamaması canımı sıkıyor. Ne zaman oturmaya gitsem gündeminde başka bir kitap oluyor. Utanmasam ver şu kitabı ben okuyayım diycem ama diyemiyorum.
Sigaraya zam geldiği gün sigarayı bıraktım eğer itiraf sayılıyorsa.
Uzun yıllardır aklımda kurguladığım hikayeyi kaleme dökebilmek için d&d oynamam gerekiyormuş sanırsam.

Uzun zamandır hissettiğim duyguların sonucuna cesaret edebilmek için ne yapmam gerekiyor kim bilir.

Öfke ve acıyı, sevgi ve özlemle aynı anda hissetmek insanı çok yoruyor.

En azından birkaç hafta içerisinde sevdiğimin yanaklarını okşayacağım gerçeği bile beni ayakta tutmaya yetiyor.

Mantıklı bir metin bütününü defter dışında yazabilmeyi unuttum.

Sonunda olmaktan korktuğum yere ulaştım.

Ne olacaksam olacağım.
az önce annem son zamanlarda dinlediğim prog-metal şarkıyı kendisine whatsapp’tan göndermemi istedi. annem daha önce rammstein’ın klavier albümündeki şarkıları da telefonuna atmamı istemişti. evlatların anneleri metalci yaptığı bir çağda yaşıyoruz ağalar… ciddi ciddi odama geldi bunu bana gönder dedi lan… bu günleri de mi görecektim.
Zaten düzenli uykusu olan biri değilim ama şu en kötü hali; bayram sabahına uyanacağımız geceler gözüme uyku girmez, eski bir alışkanlık belki de.
ölüm olgusu ve manevi açıdan değerli olan şeylerin değerlerinin yıllar içinde kendimde değişimini görüyorum. gerçekten insan her geçen gün büyüyor mu? veya bunlar başka şeylerin eseri mi? görelim..
1. Çocukken kirli çorap koklamayı severdim.
2. Bir gün tamamen salak olduğumdan ötürü bir buket papatya yedim.
3. Eskiden inci sözlük yazarıydım.
4. Komşularım evlerinde olmadıkları ve bende yalnız olduğum zaman kendi kendime konuşuyorum.
5. Hentai izliyorum.
6. Bir gün tüm milletlerin ve devletlerin birleşip HumanLand'i yani tek ve büyük bir ulusu kuracaklarını ve tüm sınırların kalkacağına inanıyorum.
7. Bir keresinde elim azcık kesilmişti ve elimin kesilmesi sonucu elde ettiğim kanı A4 kağıdına resim yapmak için kullandım ve o kanlı resmi arkadaşıma 3TL'ye sattım.
Hala seviyorum ne olsa bitmeyek kim gelse değişmeyecek.