bugün

karşıma çıksın artık be sözlük. yetmedi mi bu kadar hasret, bu mesafeler, bu zaman aralığı
her yazarın itirafını okuyorum.
lan eski sevgilim (2 sene oldu ayrılalı) hakkında en yakın 3 arkadaşım da efsane güzeldi lan, ondan güzelini bulamazsın, falan diyordu. lan şöyle demeyin, çok üzülüyorum bak, diyordum ben de hep. hayır çektiğim acı artıyor, başka bir şey değil. bunun üzerine de 3'ü de farklı farklı zaman ve mekanlarda geçmesine rağmen diyaloglarımız, abi ama karakteri kötüydü, sen daha iyi birini bulacaksın derlerdi. neyse dün bir ismini gugıllayayım dedim, feysten engelledi de, öyle ortak yakın arkadışım falan da yok. ne yapıyor acaba, nasıl, hala çok mu güzel falan dedim. barodan ruhsatını alırken çekilmiş bir fotoğrafını buldum baro sayfasında. güzel değil. bildiğin değil. gönderdim arkadaşlara fotoyu, bu kim diyorlar. lan o işte. hepsi de güzel olmadığına kanaat getirdi artık. bundan önce de tangoda bir fotoğrafını görmüştüm ama inandıramamıştım onun o olduğuna. yok yok bu o değildir, çok değişmiş falan demişlerdi. neyse bu sefer ad-soyad, ruhsat ile falan birlikte baro sayfasında bulunca mecbur inandılar.

sanki kalbimin üstünde oturan bir öküz vardı ve kafasında hale belirdi, kanat takıp göğe yükselen ruhlar misali yükünü kaldırıp uçtu gitti lan sözlük. çok acayip bir psikoloji. güzel olmadığını millete inandırdığım için sevinmeme mi yanarsın, güzel olmayan biri tarafından terk edildiğimi kendime inandırınca üzülmememe mi yanarsın. aşk acısı çok kötü biri be sözlük.
itiraf ediyorum 2 güne bir posta gidiyorum. Ayda bir ilişki de cabası.
seviyorsan gel konuş bence. ama seviyorsan.
bir çok itiraf süslü püslü cümlelerle bezenmiş olmasına rağmen hepsinin ana fikri aynı " deliler gibi am arıyorum ". bi kaç edebiyat yapayım dedim üç beş bir şeyler karalamaya geldim ergenleri gördüm hevesim kaçtı.
az biraz feminist özelliklerim mevcuttur. hani kadınların okumasını, çalışmasını, topluma/insanlığa bir faydası dokunmasını can-ı gönülden destekleyen biriyim. bunu da 'güçlü kadınlar olursa mutlu bir toplum oluruz, onun yetiştireceği bireyler de mutlu olur' gibi bir mantık yürütmekteyim. fakat 10 yıllık çalışma hayatımda bir tane, yalnızca bir tane bile 'çalışan ama çok mutlu olan bir Kadın'a rast gelmedim be sözlük. hepsi mutsuz. tatiller gelince bayram ediyorlar, çalışmaktan nefret ediyorlar. çalışma hayatı, ev, çocuk, eş arasında sıkışıp kaldıklarını hissediyorlar. hepsi ev hanımlarına özeniyor. bazıları 'keşke okumasaydım' diyor. aslında kadının çalışması kadını mutlu değil mutsuz ediyor bu kanaate vardım.
kasım- aralık gibi işi bırakmayı düşünüyorum sözlük. eğer bu planda bokluk çıkarsa, kendimi robin williams gibi asacağım. adam en iyisini yapmış, yapmadığım kabahat...
Şeyy nasıl söyleyeceğim bilmiyorum ama hani şu şey var ya arsız bela ben ben onu bi ara dinlemiştim ama şimdi nefret ediyorum valla bak ohh bee.
bugün sokak arasından caddeye çıkarken solumdan önünü kaldırarak gelen apaçi ergen şirket aracının altına girdi. sinirle araçtan inip eli kolu sıyrılmış çocuğa çıkıştım haklı olarak. çevreye toplananlar kazadır olur insan bir geçmiş olsun der hastaneye götürür gibisinden laflar söyledi. motorlu çocuk da abi sen ara polisi daha önce de aynı kazayı yaptım suç sende deyince iyice öfkelendim. bilmiyorum belki hata yaptım ama gözünün içine baktığım ve laf gelmesin diye dikkatle kullandığım araca böylesine dangalak bir hareketle hasar vermeleri beni çok sinirlendirdi.
şarjım bitiyor sonra konuşalım diyen de var, şarjım bitene kadar konuşalım diyen de. bir de şarjı hiç bitmeyen ben varım.
doğru kişi nerde kim sakladıysa hiç komik değil çıkarsın ortaya.
isteyerek oldu.
bir daha da olur.
özür de dilemem.
kusura da bak.
Ps3süz yaşamak zor sözlük, çok zor. Başına geçmemek için kendimi zor tutuyorum. Yapılacak milyon tane şey bulsam da yok, illa onun başına geçersem rahat ederim. Şu mereti aldığıma pişman olmaya başladım. Çocukluğumdan beri bir sürü konsolum oldu ama hiçbiri bu kadar etkilemedi beni. Satıp kurtulsam diyorum da gönlüm el vermiyor satmaya. Çocuğum gibi oldu şerefsiz. Morale ihtiyacım var yazar kardeşlerim, morale. Derdini sikeyim senin lavuk demeyin lütfen okuduktan sonra.
sigara içiyorum ve bunu bir tek ben biliyorum.
çalıştığım yerden izin alamadım. bu yaz tatile de gidemedim, aileme ise gelemediğim için üzgün olmadığımı söyledim.
çok üzgünüm lan! koca evde 15 gün tek başıma nasıl yaşayacam?
kinyas ve kayra'yı okumalık kitap diye öneren insanlara güzel bakıs acılarıyla baktıgım soylenemez.
Buradan üst komşumuz Nurten Hanım'a bir itirafta bulunmak istiyorum. Hani bu sabah sana hazırladığım kahve vardı ya, heh, işte onu ben yapmadım, hazır kahveydi o. Tabii sen bunu asla bilemeyeceksin, olsun...
Bu yıl ne kadar ağladım ya.
içimde hiç bitmeyen her şeyden çok ayrı bir acı var. var olduğum acı çekiyorum. hiç dinmiyor bu.
hayat çok tuhaf sözlük.
-deniz ile ilgili bir kurumda çalışıyorum. bu yüzden geçici olarak sürekli sahil kentlerini dolaşıyorum. yeni elemanlar geldi yardımcı olarak. dolayısı ile iş yükü azalmış oluyor. hoş zaten böyle bir kurumda nasıl iş yükü olabilir merak konusu. bu hafta dediler didim e görev var, var mı gönüllü? ne zaman dedim, cuma dediler. barış manço dan geliyor şimdiki şarkı, yaz tahtaya bir daha.
velhasıl-ı kelam izmirdeyim.
-bu hafta sonu şuna dikkat ettim. aile içinde ingiliz anahtarı gibiyim. her işten anlayan , her şeyi bilen , yol gösterebilen, ailenin en küçüğü olmamdan dolayı her şeyi yaptırılabilecek.
-kuzenim üni.kayıtlarına ben gideceğim. gideceğim derken hemen kayıttan sonra izmir e gönderecek ve ben de istanbula geçeceğim. dayım dedi ya çıkmaz ise yurt? dedim dayı hiç olmadı izmir e gelir gelir gider ne olacak. *
-dayım mp3 çalarını getirmiş. şuna bi müzik at diye. adam taa izmirin bi ucundan gelmiş. artık hiç iş yoksa demek.attım dayı sonuçta dediği yapılır. annemin hatırı var. akrabamızdan birisi geldi. hadi oğlum mangal yak. evin üstü temizlenecek, hadi oğlum şu süpürgeyi tamir et. şunu yap bunu yap. babam da sadece izliyor. ileride ben nasıl olacağım diye düşündüm birden. babam kadar idealist olamayabilirim dedim belki ama bana bıraktığı en güzel şeylerden birisi açık fikirlilik.
-istanbula teyzemin yanına gidiyorum , ki kendisini çok severim. hatta ablamdan bile. üniversite 1 de bana burs buldu. cüzi bir miktar gönderdi. sonra kuzenim ( diğer ) okula başladı kayseri uçak müh. de . ben de ona gönderdim bir sene boyunca, ve dedim ki kuzen ben bana düşeni yaptım artık sıra sende.sen de ne zaman çalışmaya başlarsan etrafındaki birisine burs göndereceksin dedim. konu dağılıyor.
-fesbukta teyzem bir fotoma yorum yapmış, sildim. karşı cinsten bir arkadaş da yaptı onu da sildim. bana kırılmış. dedim ki ben teyzemin yorumunu sildim. sevmiyorum ben bu fotoğraf altı yorumlar. beğen butonuna tıkla yeterli. gönlünü alamadım. bursaya gelince konuşurum diyerek konuyu uzatmadım.
-yaptığım, yapacağım ibadetlerin cümle içinde geçmesinden hoşlanmıyorum. namaz kılacaksam, bunu alternatif bir şekilde anlatmaya çalışıyorum. gösterişin ibadeti saman alevi gibi kül ettiğinden endişeliyim. iş yerinde bile lavaboya gidiyorum diyorum.
-ailem evlilik konusunu sordu, nasıl birisini istiyorsun diye. hemen aklıma barış mançonun ne ola yar ola şarkısı geldi. dedim ya hayat çok tuhaf.
-aslında bu itirafı daha düzgün yazmayı planlıyordum ama olmadı, önümüzdeki zamanlara.
- askeri kurumların insanları odunlaştırdığını düşünüyorum. cuma bir ast. ile konuştum. burası hapishane unknown dedi. asıl hayat dışarıda. ben burada en yüksek insanı tanısam bana yapabileceği tek kıyak görev yerim olur. ama para dışarıda dedi. zaten ben 5 senelik hayatımda girişimci olarak hayatıma devam ediyorum. kimse bilmesede. bir firma var sözlük, umut vaat eden. benim firmam. hayırlısı.
-kuzenim eee kazandı . fakat ben biyomedikal konusunda yönlendirmeyi planlıyorum. bakalım ileride çocuklarım için bu kadar araştırma yapacak mıyım?
-son 4 hafta hayatım oldukça monoton. bildiğiniz oduna bağladım. ev iş ev iş diyerek zaman öldürüyorum. oysa ben böyle mi idim? kitap okur , bir klasik müzik konserine gider, olmadı bir sanatçının konserine gider, bir kaç mekan öğrenir ,bir kaç saklı bahçe bulur,go kart a gider, arkadaşlarımla eğlenceli aktiviteler yapardım.
-geçen bir arkadaşıma sordum müdür , bursaya gelir misin? yaparız bi aktivite diye. adam ortam müsait ise , yani gelecek var ise araba da var geliriz abi dedi.ankarada olmama rağmen. bazen çok şanslı olduğumu düşünüyorum.
-bana rağmen benimle konuşmaya çalışan insanlar var bu dönemde , burdan onlara selam iyi ki varlar. *
-her zaman söylemişimdir. insan sevdiğini karşısındakine söylemekte çekinmemeli, yüzüne karşı umarsızca iyi ki varsın demeli. Seven sevdiğine nimet olur. her ikisi de sevmiyorsa o sevgi hiç olur.
-volvo v40 için birikim yapmaya başladım sözlük. connect den kurtulmayı planlıyorum. ne o öyle bakkal arabası gibi, demeyeceğim. Halimize şükür.
-Bir süreliğine yokum sözlük (tahmini olarak 5 gün 4 saat 43 dk.) gelince başka birisi olacağına emin olabilirsin. Lütfen kendine dikkat et!
son olarak barış manço diyor ki;
Göç eden kuşlar gibi gidip gelir umutlarım umudun ötesinde ne ola
Nefesimde yaşayan sıcaklığı paylaşan yar ola
Yaşam denen uykudan uyanmasını bilen yar ola
başlık gelince gördüm lan itiraf ediyorum yaşım 19 üniversite okuyorum ve benim whatsuppım yok, yok yani olmadı veren olmadı öle olunca yok şaka bir yana vallahi yok benim nokia 5800'dan çekermi acaba o ya?
ben sadece ilk elini tuttuğum kızla beraber ölmek istemiştim.
insanlara ne kadar iyi biri olduğunuzu gösterirseniz size o kadar kötülük yaparlar, bunu bilin.
ne zaman saat 00.00 olsa aklimdan cikmayan "o" daha fazla giriyor beynimin derinliklerine. ve bende her gun o saatte ona saati hatirlatan mesaji atiyorum. peki o farkediyor mu benim ona olan hislerimi? gozlerinden bahsedip duruyorum, durumumu ona gore ayarliyorum, olmadik iltifatlarda bulumuyorum. peki o ne yapiyor? en iyisi ona senin uzerinden acilmak galiba sozluk. ona bir kez daha hatirlatacagim uludaki hesabimi ve birlikte actigimiz bir kac basligi. belki farkederde bana yolu o gostermeye baslar. ne yapsam, ne etsem diye dusunuyorum ancak bilemiyor, bulamiyorum sozluk. omu seviyorum ve ben gene gidip ona 00.00 diye mesaj atacagim. onunsa interneti yok galiba iki gundur cevirimdisi. sonsuza dek yapabilir miyim bilmiyorum ama ne zaman saati o halde gorsem bunun bir zorunluluk oldugunu anlamaya basliyorum.