bugün

1 hafadır evde yalnız başıma takılıyor, o gün ne bulduysam param neye yettiyse tüm gün onunla besleniyorum sözlük.
(bkz: #13142023)
yaptım bunu. evet.
muhtemelen okumayacak. roman yazdım çünkü. ben olsam ben de okumam. olsun, içim rahat. ''belki'' ler öldürüyor insanı, umutla besleyerek.
bizim, bu türk kızlarının egosantrik tripsel karakterlerinden bıktım usandım be sözlük. güzellikleriyle doğru orantıda artan şımarıklıkları bıktırdı, usandırdı. çoğu, pratik ve üretici zekadan yoksun gözükse de, konu ilişkilerle ilgili olunca hepsi kasparov kesiliyor. olayı taktiksel olarak aşmışlar. her hamleleri hesaplı ve kontrollü. aşık olan güzel kız, erkek onla hiç ilgilenmese bile 2 hafta sonra onu peşinden koşabilecek kıvama getirebiliyor.

çok tehlikeli türk kızları. babam anlatırdı küçükken; "oğlum, kızlara güzel şeyler söyleyeceksin. iltifata bayılırlar." diye. bende inanırdım babama. ortaokulda falan gidip derdim hoşuma giden kıza "gözlerin çok güzel, saçların şöyle bilmem ne". meğer tam tersi olması gerekiyormuş. "saçlarımı şöyle yaptım böyle beğendiler" diyen kızın saçını beğenmeyecekmişsin. beğendiğin zaman "saf, salak" gruba dahil ediyormuş seni anında. babamın anlattıkları 80 li yıllarda kalmış. artık çok şımarmış türk kızları.

son mesajımda sana yarın buluşacağım kız. şu saatten sonra şımarmanda rol sahibi olursam kendimi de affetmem seni de. *
soğuklar başlasın, bir an önce yağmur yağsın istiyorum. hatta o kadar sevineceğim bir şey olsun ki; sokaklarda ''i'm singing in the rain'' diye clap clap geziyim, dans ediyim istiyorum. hayatın keyfini çıkara çıkara, ömrümü gözümün önünden geçire geçire ıslanıyım ama üşümeyim istiyorum.
itiraf edicem şantaj yaparsınız diye itiraf edemiyorum. ne yalan söliiim.
bildiklerimi bitiriyorum, bilmediklerime geçebilmek için.
ne yapmam gerektiğini bilmiyorum...
bunca yıldır boxerımda yılan beslemişim.
önce leyla ile mecnun'a hikaye yazama ihtimalinden sonra -ki 2. sezonun formatı değiştiriği için o iş yatmıştı- çok yakında beyaz'a skeçler yazabiliriz.

lan en sonunda tutturacağız galiba.

ne demiş babaannem:
-senden bir bok olmaz.
-çok gaddar bir kadındı. evet.
Kafadan öyküler yazıp inanıyorum sonradan olayın hiçte benim düşündüğüm gibi olmadığını anlayınca birde savunuyorum kendimi. mesela geçen bir teknedeydik çalışanlar arasında yaşlı göçmen bir kadın vardı birde yaşlı bir adam. bunları ilk gördüğüm anda kafamda o adamı kaptan kadınıda eşi yaptım. Buraya tatile geldiğinde tanışmışlar bu teknede, evlenmişler kadında burada çalışıyor... sonra tekneden biriyle sohbet ederken kendi yazdığım senaryoyu savundum deli miyim neyim. durdurmam lazım kendimi hiç değilse insanlara çaktırmamam lazım.
'' dedeeeeee '' dedi önümde yürüyen küçük kız ve aniden koşmaya başladı kalabalığın içinde annesinin yanından ayrılarak . ben se bu güzel küçük kız çocuğuna bakıp , nasıl oluyo da bu kadar küçüp olupta yaşayabilir ler diye kendi kendime aptalca sorularla uğraşıyodum . ve cevap ordaydı , küçük kız çocuğu koşarak saçı sakalı ağarmış dedesinin yanında vardı . dedesi elini uzattı ona tutması için ama o tutmadı , sonra yaşlı adam ellerini yumruk haline getirdi ve işaret parmağını açarak küçük kıza doğru tekrar uzattı . işte o anda o küçük kız o parmağı tuttu sıkıca . kalabalığın içinde sadece onları görüyordum artık . bir dede ve küçücük torunu . ben pek bilmem öyle olayları dramatize etmeyi, onları anlatmayı ama o an yüzlerinden belliydi , o iki insan o dede ve küçük torunu dünyanın en mutlu bi insanlarıydı . ve ben bi an çok hüzünlendim sözlük onları görünce ve utandım mutluluğu bu kadar uzaklarda aradığım için çok basitmiş oysa ki ...
üzgün geçireceğim kara günlerim var artık derken, karşıma son zamanlarda tanıdığım en kafa adam çıktı. ne desem ne düşünsem anladı ve sayesinde sürekli sırıttım. ve hala devam ediyor beni gülümsetmeye. hayat üzeni alırken benden, yanıma gülümseyen birini bırakmış meğer *
"- inşallah üstüme gark olursun."
kendi kendimden korkuyorum artık. saplantı bu!
geçen yıl tedaşta staj yaptıktan sonra okulda kaşelerden birinin eksik olduğu ortaya çıktı. bende 1000 kilometre uzağa defteri göndermektense gittim tedaş kaşesi yaptırdım. çokda güzel oldu. 1 yıldır canım sıkıldıkça basıyorum kaşeyi sağa sola.
caylakken bkz vermemeyi bilmemek.
hala bilmiyorum çünkü caylagım.
ooof of sözlük, dünden beri ne desem eksileyen bir hayranım var. söyle neediim?
araba olmasına ragmen bir haftadır dışarı çıkmıyorum.
bıktım artık sözlük. yaş ile dalga geçen, egoist yazarlardan nefret ediyorum. ergen, liseli detected, tarzı söylemlerden bıktım. allah belasını versin şu inci sözlüğe! gerçekten bıktım. ergenlik bir yaş aralığı dönemi olarak tanımlanırken şimdi hakaret olmuş, dalga unsuru olmuş. demek ki neymiş?! bundan sonra egoist yazarlar bizden saygı beklemesin.
5. sınıftayken babama çizdirdiğim kızkulesi resmiyle uluslararası bi yarışmaya katılmıştım. babamın çizdiğini kimseye söylememiştim ama, hoca bile yemişti. çok utanıyorum sözlük.

yarışmanın sonucu mu n'oldu? cetvelle çizildiği için geri gönderdiler. lan?!
Çok yalnızım be sözlük ! hem de ölürcesine yalnızım. O kadar karanlıktayim ki, yalnızlığımda yanlımı bulamayacak kadar kör ! caresiz ve bitkin. Kafamın içinde milyonlarca soru var. Bu acı neyle diner be sözlük !
"Kanayan yaraya ne basmak lazım ?"
"Tuz?"
"Tampon yerine başka bedenler ?"
"Alkol kanayan yaraları temizliyebilir mi ?"
"Ne kadar içersem herşeyi unutabilirim ?"
"Bütün resimleri, hediyeleri, resimleri ve bardakları atsam ?"
"Bir daha hiç şarap içmesem ? dudaklarındaki şarap tadını unutabilirmiyim ?"
"internet ile bütün bağlantımı kessem ?"
"Yatağımı atsam ? yastıkları ? Onunla son yattığımız çarşafları ? kokusunu unutabilirmiyim?"
"Oturduğum evi değiştirsem ? Şimdi şurdan çıkıp gelicek diye solan kapısına bakmayı unuturmuyum?"
"Yaşadığım şehiri değiştirsem ? Şimdi Karşıma çıkıcak heycanı,korkusu ve beklentisi olmazmıydı ?"
"Kahve içmeyi bıraksam ? bütün kahve tatlarında onu unutabilirmiyim ?"

Çok var be sözlük! sen sıkılırsın okumaktan onun için yazmıyorum ! Şimdi boş gözlerle dünya hiç çekilmiyor !

Yalnızlık o kadar boktan bişey ki ne benim kelimelerim yeter, ne de sen anlıyacak kadar yalnızlığı yaşamışsındır. Hani Bütün ciğerine nefes çekersin de tam ağzını açacakken kimse seni dinlemez, hani konuşacak birisi olmaz ya hani ! Sen o nefesi tekrar yutarsın ! kalbindeki sızı biraz daha artar hani ! Öyle yangınlar çıkar ki içinde bütün okyonusları içsen de söndürmeyecekmiş gibi...

Neyse be sözlük ! içmişsin sen ! şarhoşsun de ! Hoşgör beni...
aman ne gerek var derdim,ama çok eğlendim.ilkokul arkadaşları başka bir şey hep o mini mini, tıfıl hallerini hatırladığın adamları iri yarı, o iki örgülü kızları anne olmuş görünce yaşlandım lan diyorum. sonra yok yahu, ne yaşlanması büyüdük sadece diyorum.sadece ismini hatırladığınız, hatta onu bile hatırlayamadığınız insanlarla sohbet etmeyi özlemek nasıl bir duygu?eski resimleri görmek, küçük muzurluklar, yapılan çocukça davranışlarla yüzleşmek... hem de profiterol eşliğinde.yıllar geçmişti, belki de yolda görsek tanımazdık bazılarımız, bazılarımız da anımsar çıkaramazdık, ama bugün hep bir aradaydık.geçmişin tozlu sayfalarını döktük devirdik.aradaki bağın kopmaması harika bir şey. hele de ben o zaman kavgacı, aksi, ineklikten başı dönmüş bir insanken bu kadar iyi insanın arkadaşlığını kazanmam.95 alsam ağlarmışım, şimdi 45 alsam 45 top atışıyla kutlarım o ayrı.yine görüşeceğiz, biliyorum. iyi ki hayatımın o döneminde bir aradaymışız.hiç kopmayalım bir daha.
çok özlüyorum onu sözlük. gitme dedi ama elden bir şey gelmezdi. gittim, daha çok sevdim, geldim.
-eleştirdiğim kınadığım insanlara dönüşüyorum bazen bi garip hallerde yakalıyorum kendimi. tokat gibi!

-bazen cama çıkıp çocuklara "bi susun lan!" diye bağırasım geliyor o an çocukluğuma dönüp nefret ettiğim mahalle teyzesiyle karşılaşıyorum susuyorum.

-hani her cümlenin başında ortasında sonunda olur olmadık yerlerinde "hani" kullanılıyor ya hani uyuz oluyorum bıktık artık hani yapmasalar iyi olur hani...

-bazen içimden seri bir şekilde hoppala paşam malkara keşan diyorum katıla katıla eğleniyorum. ah çılgın ben!

-ben hiç salçalı ekmek yemedim ezik miyim ki acaba yoksa siz mi çok fakirdiniz lan salça ekmeğe sürülür mü höööh!(güzel oluyo mu ki bi kere ısırayım mı)

-meğersem ben nilüfer hayranıymışım niye sevmem demişim ki...ama kayahan'ı sevmiyorum.eminim.

-evet dünya benim etrafımda dönüyor evet bulunmaz hint kumaşıyım aksini iddia eden varsa çok şey etmesin beni kendi halime bıraksın

-http://fizy.com/s/1cns24 garip bi şarkı oynatmadan bırakmıyor düğünlerdeki teyzeler gibi.
çok şaşkınım hayata sözlük. ilk defa herşey bu kadar yolunda gidiyo.beni çok seven bi sevgilim var, okuldan mezun oldum sonra yükseğe başlıyorum ve en önemlisi iş buldum. yani hem okuyacağım hemde kendi mesleğimi yapacağım var mı ötesi. Allah'ım sana şükürler olsun çok mutluyum.
2,5 senelik ilişkimi bitirmeye karar verdim. hiç bir nedeni yok. nedenler içimde söyleyemem . daha fazla yürütemem. daha fazla oynayamam. beynimi kemiren düşünceler silsilesinden yoruldum artık. sınavlardan ikili ilişkilerden insanlardan yoruldum. anlatamadıklarımdan , beni anlamayanlardan yoruldum. sahte gereksiz gülümsemelerimden anlık kızgınlakrımdan bıktım. kendimden bıktım.
bu kadar basit olmamalı her şey karmaşık dediğimiz düzen bu kadar basit olmamalı. lanet etmemeliyim artık hayata. düzeltmeliyim yada kendimi. alıp alıp uygulamadığım bir türlü cesaret edemediğim şeyler o kadar birikti ki içimde patlamasından korkuyorum. çok büyük korkularım var benim sözlük, inanılmaz takıntılarım var.
her şeyimi kaybetmekten korkarım ben, bana olan şeyleri. bir küpeyi yada bir toplu iğneyi. ama onu kaybetmekten korkmadım sözlük.
kaybettim ve aramaya cesaret edemedim.